E-Posta : atabay64@gmail.com
Çanakkale Boğazı’ndan karşıdan karşıya geçmek geçmişte hep zor olmuştu. Bu zorluk 20.yüzyılda da devam etti. Bu geçişlerde büyük kolaylık ise boğazda araba vapurlarının işletmeye başlanmasıyla sağlandı. Çanakkale Boğazı’nda bu kolaylığı sağlayan modern araba vapurlarından iki tanesi ilk olmaları sebebiyle önemlidir. Bunlar “Eceabat” ve “Cemalettin Erem” araba vapurlarıydı. Bu makalede “Cemalettin Erem” araba vapurundan söz edeceğim. Ama önce bu araba vapurları devreye girmeden önce 1960’larda Çanakkale Boğazı’ndaki karşıdan karşıya geçişlerden söz edelim.1960’larda İstanbul’dan otomobille Eceabat’a geldiğinizde karşıdan karşıya geçmek için genellikle arabanızı Eceabat’ta bırakmak ve motorla karşıya geçip seyahatinize otobüsle devam etmek zorunda kalırdınız. Ya da arabanızın başına bir şey gelmesine aldırmayıp motorlara yükleyip geçmek durumundaydınız. Bu sırada Çanakkale-Eceabat arasında küçük boyutta araba vapuru seferleri vardı. Bu araba vapurları kömürle çalışıyordu. Devlet Deniz Yolları İşletmesi İdaresinde yürütülen bu seferlerde karşılaşılan ilk aksaklık her şeyden önce tam bir tarife uygulamasının gerçekleştirilememesiydi. Gerçekte bir tarife vardı ama buna genellikle uyulmuyordu. Tarife aksaklığı, ya “hava şartları” ya da “vapur kömür almaya gitti” sözleri ile yolcular atlatılmaya çalışılırdı. Bir yolcu; “Kömür neden kamyonla vapura getirilmez” diye sorulduğunda ise bunun “çok masraflı olduğu” bahanesi uydurulurdu. Çanakkale-Eceabat arasında işleyen araba vapuru her ayın ilk Cumartesi ve Pazar günleri kazanlarını temizlemek üzere işlemezdi. Ama bu süre de bazen üç dört günü bulurdu. Özellikle turistler arabalarıyla geldiklerinde bu durumu gördüklerinde mecburen geri dönerlerdi. Bu da turizm açısından büyük kayıptı. Kısacası çeşitli sebeplerle Boğazın iki yakası arasında araba vapuru seferleri gayet düzensizdi. İnsanlar tabir yerinde ise mecburen “canlarını dişlerine takıp” motorlara binmek zorunda kalırlardı. Bir de buna ilave olarak gemilere hayvan sürüleri yüklenerek turistler at ve ineklerle yan yana seyahat ettirilirdi. Ayrıca Eceabat İskelesi’ne çıkar çıkmaz turist arabaları durdurularak belediye “ayakbastı parası” alırdı. Vapurdan çıkan turistlerin boğazına sarılırcasına ayakbastı parası alınması çok çirkin bir görüntüydü. Bu görüntülere ve bahanelere büyük ölçüde “Eceabat” ve “Cemalettin Erem” araba vapurlarının hizmete girmesiyle sona erdi. Makalemizin konusu olan “Cemalettin Erem” araba vapuru, 1077 groston ağırlığında ve 67.26 metre uzunluğunda tamamen Türk işçisinin emeğiyle yapılmıştı. “Cemalettin Erem” araba vapuru, ilk seferini 1 Mayıs 1971 tarihinde gerçekleştirdi. Çanakkale-Eceabat arasında çalışmak üzere özel şekilde inşa edilen ve Türkiye’nin en büyük araba vapuru olan “Cemalettin Erem” araba vapuru sefere başlayacağı Cumartesi günü Çanakkale’de büyük bir tören yapıldı. Binlerce Çanakkaleli tören için iskelede toplandı. Dönemin Çanakkale Valisi Celalettin Tüfekçi yaptığı konuşmada; araba vapurunun özel olarak Çanakkale-Eceabat hattı için yapıldığını belirtti. Araba vapuru tamamen Türk işçisinin emeği ile gerçekleştirilmişti. Vali, araba vapurunun 700 yolcu ve 80 otomobil veya 32 kamyon alabildiğini söyledi. “Cemalettin Erem” araba vapurunun bir başka özelliği 11 mil sürat yapabilmesi ve iki yolcu salonuna sahip olmasıydı. Vapur 18 milyon liraya mal oldu. İlk sefer için özel bir gezi düzenlendi ve gemiyi binlerce kişi gezdi. Arabalı vapurun hizmete girmesiyle Çanakkale İskelesi’nde eskide görülen izdiham, yığılma ve karmaşadan eser kalmadı.Modern bir vapur olması ve büyüklüğü nedeniyle ilk anlarda büyük ilgi toplayan “Cemalettin Erem” araba vapurunun gerçekten seksen taşıt ve yedi yüz yolcu aldığı bazıları tarafından merak konusu olmuş ve hatta iskelede durup vapurdan çıkan araç ve insanları sayan kişiler bile çıkmıştı. “Cemalettin Erem” araba vapuru tam kırk yıl Çanakkale Boğazı’nda hizmet verdikten sonra 2011 yılı 1 Temmuzunda seferden çıkarıldı. Vapur satılıncaya kadar Lâpseki’deki iskelede bağlı kalacak ve son yolculuğuna da buradan uğurlanacaktı. Çanakkale Boğaz ulaşımında kırk yıl hizmet veren “Cemalettin Erem” araba vapuru 21 Şubat 2012 tarihinde açık artırmayla satışa sunuldu. Açık artırma 285 bin liradan başladı. İhaleye dokuz firma katıldı. Çanakkale İl Özel İdaresi tarafından gerçekleştirilen ihale sonunda “Cemalettin Erem” araba vapuru 503 bin liraya Kara Hacıoğlu İnşaat ve Limited Şirketi’ne satıldı.
Peki, Çanakkale-Eceabat arasında sefer yapan bu araba vapuruna ismini veren “Cemalettin Erem” kimdi? Cemalettin Erem, 21 Ocak 1917 tarihinde Balıkesir’in Bandırma ilçesinde doğdu. Babası Hasan Tahsin Bey, annesi Meryem Hanım’dı. Cemalettin Erem, ilk, orta ve lise eğitiminden sonra Almanya’ya denizcilik eğitimi için gitti. 17 Mayıs 1944 tarihinde Berlin Yüksek Mühendislik Okulu Deniz Makineleri İnşaiye Şubesi’nden mezun oldu. 17 Temmuz 1945 tarihinde İstinye Tersanesi’nde mühendis olarak göreve başladı. Çeşitli görevlerde çalıştıktan sonra 1954 yılında Japonya’da İnşa edilen gemilerin kontrolü için Japonya’ya gitti. 1961 yılında S/S Samsun ve S/S İskenderun gemilerinin günün teknolojisine uygun donatılması amacıyla yapılan işlerin kontrolü için Hollanda’ya gönderildi. 21 Temmuz 1962-22 Ekim 1963 tarihleri arasında Haliç Tersanesi Müdürü olarak görev yaptı. Cemalettin Erem, bu görevi sırasında rahatsızlandı ve tedavi için İngiltere’ye gitti. Zatürree ve Siroz nedeniyle tedavi gördüğü Londra’da 05 Temmuz 1966 tarihinde 49 yaşında vefat etti. Cenazesi Türkiye’ye getirilerek 14 Temmuz 1966 Perşembe günü Şişli Camiinde öğle namazını müteakip kılınan cenaze namazından sonra Zincirlikuyu’daki ebedi istirahatgâhına tevdi olundu.Cemalettin Erem, “Kartal” ve “Kabataş” araba vapurlarının inşasında gösterdiği üstün başarıdan dolayı birer maaş tutarında ikramiye ile ödüllendirilmişti. İsmi Haliç Tersanesi’nde inşa edilen 180 Yeni İnşa No’lu Araba Vapuruna “Cemalettin Erem” ismi verildi ve vapur, tam 40 yıl Çanakkale Boğazında pek anılara tanıklık etti.