E-Posta : atabay64@gmail.com
Çanakkale Müftülüğü’nün ve İlahiyat Fakültesi Dekanlığı’nın düzenlediği “Troia’dan Çanakkale’ye İnsanın, İnancın ve Mekânın İnşası: Değerler ve Şehir” adlı uluslararası Kongresi 25-27 Ekim tarihleri arasında yapıldı. Kongrenin yapılmasına Üniversite, GESTAŞ ve Kültür Bakanlığı da destek verdi. Ben de “Demokrat Parti Döneminde Troia Üzerinden Çanakkale’nin Turizm Şehri Haline Getirilme Projesi” başlıklı bir bildiri sundum. Kongre oldukça güzel ve iyi organize edilmişti.
Bu kongre bana oldukça ilginç bir olayı hatırlattı. Olay kırk dokuz yıl önce yaşandı. Tarihler 1969 yılı Ağustos ayını gösteriyordu. Çanakkale’nin tüccarlarından Hüseyin Akif (Terzioğlu) Bey, dönemin Çanakkale Müftüsü Yunus Kaya ile iyi dosttu. Zaman zaman bir araya gelip sohbet ederler ve ülkenin ve Çanakkale’nin sorunları üzerine konuşurlardı. Türkiye’de Süleyman Demirel Başbakan’dı ve hızla ülkenin çehresi değişiyordu. Teknoloji kullanımı giderek yaygınlaşıyordu. Buzdolabı, otomobil, telefon gibi teknolojik alet ve araçlar hızla günlük ihtiyaçlar arasında sayılmaya başlanmıştı. Bir taraftan da ülkede pek çok yeni tartışma konuları ortaya çıkmış ve vatandaşlar bu konularda yetkililere müracaat ederek bilgi alıyorlardı. Hüseyin Akif Bey, Müftülüğe gittiğinde sıklıkla pek çok vatandaşın basit ancak bu basit soruları sormak ve öğrenmek için Müftülüğün kapısını aşındırdıkları görmüştü. Bir gün Müftü Yunus Kaya Bey’e vatandaşların neden bu kısa ve cevabı da kolay olan sorular için köylerinden, kasabalarından ve evlerinden Müftülüğe gelip sıra beklediklerini sordu. Müftü Bey de Diyanet İşleri’nin yeterli ödeneği olmadığı için bir türlü telefon alamadıklarını, vatandaşların bu sorunları da ancak onların Müftülüğe bizzat gelerek sormak zorunda kaldıklarını söyledi.
Hüseyin Akif Bey, uzun zamandan beri telefonsuz çalışan gerek diğer devlet daireleri ile gerekse halkla irtibat sağlamakta zorluklarla karşılaşan Müftülüğe 6 Ağustos 1969 Çarşamba günü bir telefon aldı ve telefon hattı tesis edilmesini sağladı. Çanakkale’nin eşrafından değerli, hayırsever biri olan Hüseyin Akif Terzioğlu Bey’in Müftülüğe aldığı telefonun numarası 1225’ti. Bu numaralı telefon Çanakkale Müftülüğü’nü büyük bir yoksunluktan kurtardı. İşlerinde büyük kolaylıklar sağladı. Vatandaşları özellikle köy ve kasabalarından şehre kadar gelerek basit ama soramadıkları için akıllarında kalan ve bizzat Müftülükle görüşmek için beklemekten kurtararak tereddüt ettikleri şeyler kolayca öğrenmelerini sağladı. Personel açısından çok az personelle çalışan Müftülüğün de vakitten tasarruf etmesini sağladı. Çanakkale Müftüsü Yunus Kaya Bey, Hüseyin Akif Bey’in yaptığı bu iyiliğe Müftülük adına teşekkür etti ve memnuniyetini bildirdi. Vatandaşlara da hem camilerden hem de dönemin gazetelerine “Müftülüğümüz namına memleketin eşrafından çok kıymetli hayırsever Hüseyin Akif Terzioğlu Bey’e memnuniyetlerimizi bildiririz. Arzu edenler bu numaraya (1225 numara) rehberden işaret ederek dairemizle muhabereyi (haberleşmeyi) temin edebilirler” diye kısa bir açıklama yapmayı da ihmal etmedi.
Bugün düşündüğümüzde bir daireye telefon almak belki hiçbir şeymiş gibi gelebilir. Ama bırakın 1960’lı yılları, 1970’lerde ve hatta 1980’lerin ortalarına kadar bir yerden bir yere telefon etmek için saatlerce postanede telefon görevlisi bayanın ismimizi okumasını beklerdik ve çoğu zaman da akşam olurdu. O nedenle Hüseyin Akif Bey’in 1969 yılında yaptığı bu iyilik çok önemli bir olaydı. Nereden nereye gelindi. Şimdi Çanakkale Müftülüğü ve İlahiyat Fakültesi uluslararası bir kongre organize edecek maddi imkânlara kavuşmuş vaziyette ve kongre çok güzel bir kongre oldu. Troia yılı için buna emek veren bütün kurum ve kişilere saygılarımla.