E-Posta : atabay64@gmail.com
23 Temmuz 1908’de Meşrutiyetle birlikte ülkeye hürriyetin geldiği ilan edildikten sonra İttihat ve Terakki ekonomik model olarak “milli iktisat” benimsediler. Bu modeli benimsemedeki temel amaç Osmanlı Devleti’nin ekonomik açıdan da kurtuluşunun sağlanmasıydı. Ancak bu dönemin şartları içerisinde ne kadar başarılabildi ayrı bir tartışma konusudur. Ama şu bir gerçektir ki, bazı alanlarda “milli” kuruluşlar, markalar, şirketler ve bankalar hayata geçirildi. Türk doktorların veya eczacıların geliştirdiği ve kendi adlarıyla anılan ilaçlar da vardı. Bunlardan biri de “Nevrol Cemal” adlı ilaçtı. 2.Meşrutiyet sonrasında başlayan Milli İktisat döneminde ilaçlara doktor ismi verilmesi âdeti başladı. “Heyecan, bayılma, baş dönmesi, sıkıntı ve asabi durumlara” iyi geldiği ilacın tanıtımında (prospektüs) yer alan “Nevrol Cemal” adını Dr. Cemal Bey’den almıştı. Bunu biraz sonra ele alacağız. Ama önce kimdi bu Dr. Cemal ve nasıl “Nevrol Cemal” olmuştu?
Reşat Nuri 1950 yılında çocukluk yıllarını kaleme aldığı bir yazısında Çanakkale’yi anlatırken; “Yaş henüz beş buçuk. Çok erken bir sabah saatinde bir vapur güvertesinden ilk defa Çanakkale’ye bakıyorum: Çimenlik Kalesi, onun cümle kapısına bitişik eski iskele, Yalıboyu’nun “İngiliz konağı”na kadar bir sıra evi… Sonra küçük koyun devamı boyunca yalnız Belediye bahçesiyle Mutasarrıflık evi ve hayli ilerde bir başka yalnız ev, Abdurrahman Paşa evinde kır sakallı bir asker paşasının oturduğu köşk… Mecidiye ve Nara istihkâmlarına döndüğü noktadan itibaren Hastahâne Bayırı… Burası da o zaman, aşağı taraf gibi bomboş bir kırdan başka bir şey değildir. Yalnız tepedeki hastahane ve onun bahçesi eteğinde birbirine yapışık üç kârgir musevî evi ile Nevrol Cemal’in babasının yaptırdığı iki ev” diye yazmaktadır ve Nevrol Cemal’in babasının evinden bahsetmektedir. Reşat Nuri bahsettiğine göre; demek ki, Nevrol Cemal 1950’lerde meşhur ve tanınan biriydi diye insanın aklına takılıyor bu isim…
“Nevrol Cemal” adıyla bilinen ilacı üreten Ramazanzade Cemal Bey, 1908 yılında İstanbul Darülfünunu Eczacılık Mektebi’nden mezun olmuştu ve ilacı 1923 yılında İzmir İktisat Kongresi’nde sergilenmişti. “Nevrol Cemal” ilacı için Birinci Dünya Savaşı’nın hemen öncesinde ruhsat alınarak üretilmişti. İlaç önce İstanbul’da bulunan Ekrem Necip Bey Deposu tarafından eczanelere satışa sunulmuştu. Cumhuriyet döneminde 1928 yılında “Nevrol Cemal” ilacı tekrar ruhsat aldıktan sonra Dr. Cemal Bey, İstanbul Bahçekapı’da Hacıbekir Sokağı’nda “Ramazanzade Hacı Cemal Ecza Deposu’nda” müstahzaratı üretmiş ve satışa sunulmuştu. Dr. Cemal Bey “Nevrol Cemal” ilacı sayesinde çok tanınan bir haline gelmiş ve 1934 yılında Soyadı Kanunu çıktığında kendisine “Nevrolcü” soyadını almıştı. Dr. Cemal Bey “Nevrolcü” soyadını aldığı yıl ilacının prospektüsünde “Emsalsiz sinir ilacıdır. Senelerden beri yürek çarpıntısı çekenlere, teessürle birdenbire bayılanlara, güneş çarpmalarına, deniz tutmasına yirmi damlası kâfidir” yazıyordu. İlacın gerçekten bir hastalığa iyi geldiği meçhuldür ama insanları yatıştırıcı maddeler içermesi sebebiyle sadece “teskin edici” bir yönü bulunduğu bir gerçekti. O nedenle zararsız ve herkesin kullandığı bir üründü. Hatta eskiler hoşlarına gitmeyen bir olayla karşılaştıklarında veya bir söz işittiklerinde, hemen “beni hafakanlar bastı”, “kalp çarpıntısı tuttu” derler ve çare olarak da bir bardak suya “Nevrol Cemal” şişesinden birkaç damla damlatılır ve üstüne bir de kolonya ile yüz silinerek bu badire atlatılırdı. İlacın tanıtımında da; “Meraklandınız mı? Hiddetlendiniz mi? Korktunuz mu? 20 damla Nevrol Cemal alınız. Bütün sinir buhranlarınızı yatıştırır. Baygınlığınız, çarpıntınız, teessürünüz geçer, derhal ferahlarsınız. Yirmi senedir Nevrol Cemal’i kullanmayan, sevmeyen yoktur. Evlerinizde mutlaka bulundurunuz. Yalnız ismine benzeyenler vardır. (Nevrol) kelimesine ve /Cemal) ismine dikkat ediniz” yazıyordu. Dr. Cemal Bey de çok iyi bir insandı. Herkesle iyi geçinirdi. Fakirlere her zaman yardım elini uzatmıştı. Kurucuları arasında Topkapılı Hacı Kayyumzade Dr. Galip Bey ile Eczacı Onnik Efendi’nin bulunduğu ve 24 Şubat 1908’da kurulan “Topkapı Fukara Perver Cemiyeti”nin üyesiydi. Cemiyete her yıl yiyecek, giyecek ve para yardımı yapardı. Çanakkale Yardımsevenler Cemiyeti’ne de zaman zaman yardımlarda bulunmuştu. Bununla ilgili olarak 1947 yılı Mart ayına ait bir belgede Dr. Cemal Bey; “Bayan Hatice Arslan’ın yorulmaz gayret ve fedakârlığını okuyunca Çanakkale’nin eski bir ailesinin evladı sıfatıyla çok sevindim. Takdir ettim, guru duydum. Sanat ve irfan sahnesinde yetiştirmekte olduğunuz hemşehri çocuklarına yemeklerine tuz parası olacak kadar az olan yüz lirayı derneğiniz namına posta ile gönderdim. Kudretim olsaydı, gönlüm daha fazla yardım etmek isterdi. Lütfen kabulünü rica eder, Sayın Başkan size, gerek Bayan Hatice Arslan’a ve derneğinizin faal vazife alan bütün üyelerine tebrik ve saygılarımı sunarım. Başarılar dilerim- Merhum Binbaşı Hacı Ramazan Efradı Torunu Cemal Nevrolcu” yazmaktadır.
Dr. Cemal Bey, Çanakkale eşrafından Binbaşı Hacı Ramazan Efendi’nin torunu Yüzbaşı Halil Efendi ve Emine Hanım’ın oğluydu. Eşi Sabiha Hanım’ın babası, Kocaeli’nin ünlü armatörlerinden Hüseyin Bedrettin Bey’di. Sabiha Hanım’ın ağabeyi Rıza Babila’ydı. Dr.Cemal Bey, Hicaz Fırkası’nda, Balkan, Birinci Dünya ve İstiklal Harbi’ne katılmıştı. Hayattan zevk almasını bilir, hatırşinas ve daima güler yüzlüydü. 6 Şubat 1973 tarihinde İstanbul’da Yerebatan Caddesi’nde Neşe Apartmanı’nda vefat etti. Ertesi gün öğle namazını müteakip Beyazıt Camiinde kılınan cenaze namazı çok kalabalıktı. Cenazesi buradan sonra Edirnekapı Şehitliği’nde toprağa verildi. Dr. Cemal Bey’in ölümü üzerine Topkapı Fukaraperver Cemiyeti şu mesajı yayınladı: “Cemiyetimizin kıymetli üyelerinden fukara babası Hacı Cemal Nevrolcu vefat etmiştir. Başta merhumun kederli eşi ve ailesi olmak üzere meslektaşlarına ve Cemiyetimizin mensuplarına başsağlığı diler, merhuma Tanrıdan rahmet dileriz.”
Dr. Cemal Nevrolcu’nun ölümünden sonra bir süre ailesi tarafından üretimi devam ettirilen ilan bir süre sonra Vita Kimya Sanayi’ne devredildi ve 1987 yılına kadar üretilmeye devam edildi. Vita Kimya Sanayii’nin de 1997’de kapanmasıyla birlikte “Nevrol Cemal” ilacı tarihe karıştı. Bugün sadece anılarda yaşamaktadır.