E-Posta : atabay64@gmail.com
Mehmet Cavit Bey’in karısı Ayşe Nazlı Hanım’a son mektubu olarak ünlenen şiirde; “Balkona çıkmıştım da bir ara ben, /Onca kalabalık ve eğlence arasında, / Denize bakarken aklıma her nasılsa, Şehzade Burhanettin Bey'le evliyken / Seni ilk kez görüşüm gelmişti bir baloda. /Yalnız kaldığımızda sonra sabaha karşı / Anlattığımda sana düşüncelerimi, / Kalkıp o saatte hazırlattırıp arabayı, / Nasıl unuturum Ada turu yaptığımızı, / Balkonda baş başa çay içtiğimizi?/ Penceremden çorak bir alan görünüyor. / Çay içerken onu seyrediyorum şimdi. / Duvarın hemen dibine besbelli / Hapishanenin çöpleri dökülüyor, / Her sabah yaşlı bir adam gelip eşeliyor. / Mahkemem bu sabah sonuçlandı. /İdamım yarın” deniliyordu.
Bu şiirde adı geçen Mehmet Cavit Bey, İttihatçıların ünlü Maliye Nazırı, Mehmet Cavit’ti. Ayşe Nazlı Hanım ise Osmanlı Şehzadelerinden Burhanettin Efendi’nin eski karısı ve Mehmet Cavit Bey’in eşiydi. 1875 yılında Selanik’te dünyaya gelen Mehmet Cavit Bey, ailenin üç erkek çocuğunun en büyüğüydü. İlk ve orta eğitimini Selanik’te tamamladıktan sonra Mülkiye Mektebi’ne gitti. Burada eğitimini tamamladıktan sonra Selanik’e döndü ve İttihat ve Terakki Cemiyeti’ne katılarak Fevziye Mektepleri’nde öğretmenlik ve müdürlük görevlerinde bulundu. 28 Aralık 1908 tarihinde Rıza Tevfik ve Ahmet Şuayp ile birlikte Ulum-ı İktisadiye ve İçtimaiye dergisini yayınladı. Derginin yazarları arasında Satı Bey, Asaf Nef’i, Bedi Nuri, Dr. Ethem, Faik Nüzhet, Ali Suat, Muallim Zühtü ve Ahmet Muhtar gibi kişiler bulunuyordu.
3 Temmuz 1908 tarihinde İkinci Meşrutiyet’in ilanından sonra Osmanlı Mebusan Meclisi’ne seçildi. 31 Mart Olayından sonra ilk Tevfik Paşa hükümetinde Maliye Nazırı oldu. 1914 seçimleri Çanakkale belki de ilk kez en renkli seçimleri yaşandı. İttihat ve Terakki Cemiyeti Çanakkale’den aday olarak Cavit Bey’i mebus adayı gösterdi. İttihatçıların ünlü Maliye Nazırı olan Cavit Bey için “Türkiye’de rakamları (maliyeyi) bilen tek adam” diyorlardı. Cavit Bey, Osmanlı’nın paraya çok ihtiyacı olduğu bir sırada bilinçli olarak Çanakkale’den aday gösterildi. Zira Çanakkale’de Yahudi tüccarların elinde nakit bulunuyordu. Cavit Bey seçim öncesinde Çanakkale’ye geldi ve Çanakkale’de ticaret erbabı ile görüşmeler yaptı. Yahudi cemaatinden ne istediklerini sorduğunda ise “Osmanlı Bankası’nın Çanakkale’de açması” cevabını aldı. Cavit Bey, seçim rüşveti olarak 1914 yılında Çanakkale’de Osmanlı Bankası’nın şube açmasını sağladı ve seçimleri de kazandı. Ancak kısa süre sonra Birinci Dünya Savaşı’nın çıkması ve Çanakkale Boğazı önlerine gelen İngiliz ve Fransız donanmasının Boğazı abluka altına alması ve 3 Kasım 1914’te bombardıman etmesi üzerine Çanakkale Osmanlı Bankası Şubesi boşaltıldı ve Balıkesir’e taşındı. Şube binası 1915 yılında Çanakkale Savaşları sırasında çıkan yangın sonucu kül oldu. Çanakkale Osmanlı Bankası Şubesi buradan milletvekili seçilen Osmanlı Maliye Nazırı Cavit Bey’in zaten bir seçim rüşveti olarak burada yaşayan Yahudilerin sermayelerini bankaya çekmeleri içindi. Osmanlı Bankası Çanakkale Şubesi 1914 yılında kısa süre hizmet vermiş olmasına rağmen karı 470 liraydı. Hâlbuki aynı yıl kurulan İskenderun Şubesinin zararı 1.128 lira, Zahle Şubesi’nin ise zararı 739 liraydı. Mehmet Cavit Bey’in seçim rüşveti olan Çanakkale Osmanlı Bankası Şubesi’nin ömrü Çanakkale’de kısa sürdü. Çanakkale Şubesi savaşın başlamasından sonra 13 Mart 1915 tarihinde Balıkesir’e taşındı. Savaş boyunca Balıkesir’de faaliyet gösterdi. Çanakkale Osmanlı Bankası Şubesi savaş boyunca 36.680 liralık borçlanma tahvili arz etti.
Bu arada Mehmet Cavit Bey, Maliye Nazırlığı görevi sırasında iyice tanındı ve ismi ne zaman geçse “İttihat ve Terakki’nin Maliye Nazırı” olarak anılmaya başlandı. Hâlbuki bu görevi sürekli yapmadı. İttihat ve Terakki içerisinde liberal düşünceleri ile tanındı. Osmanlı İmparatorluğunda maliyenin çağdaş bir yapıya bürünmesi, modern mali yöntemlerin kullanılması, bürokrasinin azaltılması ve halkın işlerinin kolaylaştırılmasını ilke edindi. En önemli çabası kapitülasyonların kaldırılmasıydı. Kapitülasyonların kaldırılmasını Osmanlı İmparatorluğu ancak Birinci Dünya Savaşı’nın başlangıcından sonra gerçekleştirebildi. Cavit bey’in en önemli hedefi Türk müteşebbislerinin ortaya çıkması ve bir Türk müteşebbis sınıfının oluşmasıydı. Bu çerçevede 1917 yılında İtibar-ı Milli Bankası’nın (Crédit National Otoman) kurulmasını sağladı ve bu bankanın kurucuları arasında yer aldı. Ancak Birinci Dünya Savaşı’nın sonunda Osmanlı İmparatorluğu’nun dağılması mali açıdan iflasının da bir göstergesi oldu. Mondros Mütarekesi’ni imzalayan Ahmet İzzet Paşa kabinesinde Mehmet Cavit Bey de vardı. Bu hükümetin istifasından sonra Mütareke döneminde kurulan hiçbir hükümette görev almayan Mehmet Cavit Bey, savaş dönemi Osmanlı yöneticilerin yargılandığı Yüksek Sıkıyönetim Savaş Mahkemesi’nde yargılandı. Gıyabında on beş yıla mahkûm oldu ancak bu sırada kendisi İsviçre’de bulunuyordu. Birinci İnönü Savaşı sonrasında Londra toplanan konferansa Türkiye Büyük Millet Meclisi Dışişleri Bakanı Bekir Sami Bey’le birlikte katıldı. 1922 yılında Türkiye’ye döndü. Saltanatın 1 Kasım 1922 tarihinde Saltanatın kaldırılması sebebiyle sürgüne gönderilen Şehzade Burhanettin Efendi’nin eski eşi Aliye Nazlı Hanım’la evlendi.
20 Kasım 1922 tarihinde toplanan Lozan Konferansı’nda İsmet Paşa’nın mali konularda danışmanlığını yaptı. Ancak Konferansa ara verilmesinden sonraki ikinci dönem Lozan Konferansı’na danışman olarak davet edilmedi. Bunun sebebi Osmanlı borçlarının atın para ile mi, yoksa kâğıt para ile mi ödenmesi konusunda İsmet Paşa ile görüş ayrılığına düşmesi gösterildi. Mehmet Cavit Bey, altın lira ile dış borçların ödenmesini savunuyordu.
Mehmet Cavit Bey ile Aliye Nazlı Hanım’ın 1924 yılında “Osman Şiar” adını verdikleri bir çocukları dünyaya geldi. Bu sırada Cavit Bey, yeni Türkiye’nin rejimine muhalefet etmekteydi. 1926 yılında ortaya çıkan İzmir Suikastı’na katılmakla suçlandı ancak savunmasını yapmasına rağmen İstiklal Mahkemesi hâkimlerini suçsuz olduğuna dair ikna edemedi. 26 Ağustos 1926 günü Ankara Cebeci’de bulunan hapishanede Dr. Nazım Bey, Yenibahçeli Nail ve Hilmi Bey’le birlikte idam edildi. Bu davadan yargılanan Vehbi, Hüsnü, İbrahim, Ethem, Rahmi ve Rauf Bey on yıl sürgüne, Ali Osman Kâhya ve Salih Kâhya ise 10 yıl hapse mahkûm oldu.
Peki, Osmanlı Bankası’nın Çanakkale Şubesine ne oldu?
Birinci Dünya Savaşı biterken Çanakkale’nin 1918 yılı 20 Ekim tekrar sivil yerleşime açılması Osmanlı Hükümeti tarafından kararlaştırıldı. Gerek mutasarrıflık gerekse sivil halk 1918 yılı Kasım ayından itibaren şehre tekrar gelmeye başladılar. Bu arada İngiliz, Fransız, çok az İtalyan askerleri de Çanakkale’ye geldi. Bazıları ailelerini de getirdiler. Levantenler de yalılarına ve evlerine geri döndüler. Osmanlı Bankası da 1919 yılında tekrar faaliyete geçti. Osmanlı İdaresinin sona erdiği 1922 yılı Sonbaharına kadar faaliyetini sürdürdü ve daha sonra Banka yöneticileri tarafından Çanakkale Şubesi’nin kapatılmasına karar verildi. Bir daha da Osmanlı Bankası Çanakkale’de şube açmadı.
Osmanlı Bankası Çanakkale Şubesi’nin bilenen tek müdürü Mehmet Reşit Bey’di.