E-Posta : atabay64@gmail.com
Ferdi Tayfur 1904 yılında Kilitbahir’de doğdu. Babası Miralay Hüseyin Tayfur Bey’di. Topçu subayı olan Hüseyin Bey Almanya’ya top ve mühimmat almak üzere gittiğinde tanıştığı bir Alman kızla evlendi ve bu kız Müslümanlığı kabul ederek Aliye adını aldı. Ferdi Tayfur ve Kardeşi Adalet Cimcoz Miralay Hüseyin Tayfur ve Aliye Hanım’ın çocukları olarak dünyaya geldiler.
Ferdi Tayfur, 1916 yılında Askeri Rüştiye Mektebi’ne girdi. Eğitimi devam ederken Almanya’ya gitti ve Karlrushe Lisesi’nden mezun oldu. Daha sonra üniversiteye giderek mühendislik eğitimine başladı ancak mühendislik eğitimini yarıda bırakarak 1926 yılında Türkiye’ye döndü. Türkiye dönüşü Şark Demiryolları’nda memur olarak çalışmaya başladı. Daha sonra Varna’da bir gemide tayfa olarak çalıştı. Çeşitli müesseselerde çevirmenlik yaptı. Ferdi Tayfur, 1931 yılında “Çanakkale Geçilmez” filmi ile sinema oyunculuğuna başladı. Atatürk de sinemaya büyük ilgi göstermiş ve bizzat sinemaya giderek film izlemişti. Atatürk; “Sinema öyle bir keşiftir ki, gün gelecek barutun, elektriğin ve kıtaların keşfinden çok dünya medeniyetinin vechesini değiştireceği görülecektir. Sinema dünyanın en uzak uçlarında oturan insanların birbirlerini tanımalarını, sevmelerini temin edecektir” diyerek sinemanın toplumumuz ve dünya insanları açısında önemine vurgu yapmıştı.
Ferdi Tayfur, “Çanakkale Geçilmez” filmi çekilirken Muhlis Sabahattin Ezgi’nin kızı oyuncu Melek Kübra Hanım’la tanıştı ve âşık oldu. Hemen Melek Hanım’la evlendi. Ancak daha evlenmeden önce Beyaz Rus bir kadın sayesinde alıştığı kokaini bir türlü bırakamadı ve eşini de buna alıştırdı. Bir süre sonra kıskançlık sebebiyle eşinden boşandı. Daha sonra Nedret Hanım’la evlendi. Ferdi Tayfur, 1932 yılında Muhsin Ertuğrul’un yönettiği “Bir Millet Uyanıyor” adlı filmde isminden bahsedilen bir oyuncu haline geldi ve bundan sonra oynadığı sinema filmlerinde çok başarılı oldu. 1933 yılında “Cici Berber” ve “Leblebici Horhor” filmlerinde oyuncu olarak yer aldı. 1937 yılında “Güneşe Doğru” filminde rol aldı. 1940 yılında oynadığı “Şehvet Kurbanları” adı film oldukça rağbet gördü.
Ferdi Tayfur’un ilk film yönetmenliği Muhsin Ertuğrul ile birlikte 1943 yılında gerçekleşti. Ertuğrul ve Tayfur’un çektiği filmin adı; “Nasrettin Hoca Düğünde” idi. Bundan sonra tek başına peş peşe üç filmde yönetmenlik yaptı: 1946’da senaryosunu İhsan İpekçi’nin yazdığı “Senede Bir Gün”, 1947’de senaryosunu Selami İzzet Sedes’in yazdığı “Kerim’in Çilesi” ve 1948’de senaryosunu İhsan İpekçi’nin kaleme aldığı “İstiklal Madalyası”…
Ferdi Tayfur, oyunculuk ve film yönetmeliği dışında Türkiye’de gösterilen yabancı filmlerde dublaj ve çevriler de yaptı. Özellikle İpek Filme yaptığı dublajlar sayesinde çok tanınan bir sanatçı oldu. “Laurel ve Hardy” yi tek başına özgün şekilde seslendiren Ferdi Tayfur, adeta dublajın kralı oldu.
Ferdi Tayfur, 1954 yılında Muzaffer Tema, Ayten Çankaya, Atıf Kaptan, Feridun Çölgeçen, Ferdi Tayfur ve Muzaffer Arçay’ın oynadığı “Öldüren Sır” filminin senaryo yazarlığını ve yönetmenliğini de yaptı.
İngilizce, Almanca ve Fransızca’yı ana dili gibi bilirdi. Ferdi Tayfur, 21 Mart 1958 tarihinde uyuşturucu tedavisi gördüğü sırada İstanbul’da hayatını kaybetti.