E-Posta : atabay64@gmail.com
“Gelibolu Yarımadası Gaziler ve Şehitler Diyarıdır” cümlesi sıkça kullanılan bir cümledir. Bu cümle ile ilk akla gelen, Çanakkale Savaşları’dır ve savaş alanlarını görmek üzere her yıl binlerce kişi Gelibolu Yarımadası'nı ziyaret etmektedir. Gelibolu Yarımadası'nda yer alan Bolayır’da “Rumeli Fatihi Gazi Süleyman Paşa’nın Türbesi” ve “Vatan Şairi” Namık Kemal’in mezarı da bulunmaktadır. Gazi Süleyman Paşa bir komutan, Namık Kemal bir düşünce adamıdır. Biri kılıç erbabı diğeri kalem ustasıdır. Kılıçla kalem ne kadar güzel bu yarımadada bir araya gelmişler ve yan yana yatıyorlar. Biri önde diğeri onun sol gerisindedir. Biri amacı uğrunda padişahlık yerine komutanlığı tercih etmiş büyük bir asker, diğeri zindan köşelerini, açlığı, sefaleti sarayın göz kamaştırıcı nimetlerinden üstün tutmuş bir düşünür. Biri Türk milletine yeni ve parlak ufuklar açıyor, diğeri Türk evlatlarına vurulmuş esaret zincirlerini kırıyordu. Bu azim ve vatan sevgisiyle 1915’te düşman Gelibolu’da bozguna uğratılıyordu. Çanakkale Zaferi 1916’dan beri her yıl törenlerle kutlanıyor. Acaba Bolayır’da her yıl yapılan anma törenleri ilk kez ne zaman yapıldı? Bu makalemizin konusu Bolayır’da ilk kez yapılan anma törenleridir. Cumhuriyet ilan edileli henüz üç yıl olmuştu. Yıl 1926’ydı. Bir avuç idealist genç ve öğretmen Gelibolu Muallimler Birliği’nde toplanarak ateşli bir tartışma yapıyorlardı. Tartışılan konu; Bolayır’da yatan Rumeli Fatihi Gazi Süleyman Paşa ile büyük vatansever Şair Namık Kemal için bir gün belirleyerek her yıl bu günde onların mezarları başında tören yapmaktı.Çeşitli düşünceler ortaya atılıyor, gençlerden bazıları bunun sürekli olarak başarılamayacağını söylüyor, bazıları da şimdilik böyle bir güne gerek olmadığını ileri sürüyordu. Sonunda işi bir vatan ve memleket borcu olarak ileri sürenler kazanıyorlar ve her yıl Mayıs ayının son haftasına rastlayan Cuma günü şimdi Pazar gününü (hafta sonu tatili) “Gazi Süleyman Paşa ve Namık Kemal’i Anma Günü” olarak kabul edip, hemen hazırlıklara girişiyorlar. Bu bir avuç genç öğretmen, işe önce Gazi Süleyman Paşa ve Namık Kemal’in mezarlarını onarmakla başlıyorlar ve hiçbir yerden yardım almadan bu iki mezarın etrafını temizliyorlar, çiçeklerle donatıyorlar ve bahçeyi tanzim ediyorlar. Bu çalışma sonrasında anıt mezarların etrafı bu büyük insanlara yakışır bir hale geliyor. Diğer taraftan da halkı yapılacak törene katılmaları için çalışıyorlar ve ilgili makamlardan yardım istiyorlar. Fakat maalesef o yıl yapılan anma törenine ancak yirmi öğretmen ve öğrenci den başka kimse katılmıyor. Katılanlar da Bolayır’a kadar yürüyerek gitmek suretiyle görevlerini yapıyor ve gönül rahatlığı ile geri dönüyorlar. Onları bu ilgisizlik hiçbir zaman yıldırmıyor, ümitsizliğe düşürmüyor. İşe daha fazla önem vererek dört elle sarılıyorlar. Ertesi yıl için daha esaslı olarak ve çok önceden işe başlıyorlar. 1927 yılı Mayıs ayının son Cuma günü yapılan tören bir yıl öncesindekine göre daha kalabalık ve alakalı oluyor. Ve tutuşan meşale hiç sönmemek üzere parlıyor ve günümüze kadar devam ediyor. Bolayır’da Gazi Süleyman Paşa ve Namık Kemal’i Anma törenlerini ilk başlatan kişi daha sonra Milli Eğitim Bakanlığı’nda İlköğretim Müfettişliği’ne kadar yükseliyor. Onun inancı; “Türk milleti, büyüklerini ve tarihini hiçbir zaman unutmaz. İşte biz de onun bu inan ve güvenine dayanarak işe başladık. Ve bugün görüyordunuz ki halk bu inançla Bolayır gününe artık kendiliğinden katılıyor ve bu anma günü biraz gecikecek olursa adeta sabırsızlanıyor. Ve şimdi, o, bugünü yaşatmayı artık bir anane haline getirmiştir. Onu bu ananesinden ayırmak imkânsızdır.”
Bugün, Bolayır’daki anma törenlerine sadece Çardak’tan, Çanakkale’den, Gelibolu’dan değil, Türkiye’nin pek çok yerinden her yaşta insan katılıyor ve gelenlerin sayısı on binleri buluyor. Burada Gazi Süleyman Paşa’dan başka lalası ve kendisiyle birlikte telef olan atı da yatıyor. Sandukaların üstü birer beyaz mermer kapakla örtülmüş ve baş taraflarına yine mermer bir plaka ile isimleri yazılmıştır. Burada büyük vatansever şair Namık Kemal’in mezarının etrafı da çiçeklerle süslüdür. Sandukanın baş tarafı Gazi Süleyman Paşa’nın anıt mezarının kapısına doğrudur. Çünkü o, sağlığında daima buralara gelir ve bu büyük komutanın mezarı önünde saygıyla eğilir ve ona olan hayranlığını ifadeden geri kalmazdı. Namık Kemal ölümünden sonra da Gazi Süleyman Paşa’ya bu saygısını mezarının şekli ile devam ettirmektedir. Bu toprakları bize vatan kılanlardan biri olan Gazi Süleyman Paşa’yı ve vatan sevgisini her yaştan insanımıza düşünceleriyle bize aşılayan büyük vatan şairi Namık Kemal’i saygı ve minnetle anıyorum.