E-Posta : atabay64@gmail.com
Necmettin Halil Onan’ın “Bir Yolcuya” şiiri “Dur Yolcu!” olarak başlar ve şöyle devam eder:
“Bilmeden gelip bastığın / Bu toprak, bir devrin battığı yerdir.
Eğil de kulak ver, bu sessiz yığın / Bir vatan kalbinin attığı yerdir.
Bu ıssız, gölgesiz yolun sonunda / Gördüğün bu tümsek Anadolu’nda,
İstiklal uğrunda, namus yolunda / Can veren Mehmed’in yattığı yerdir.
Bu tümsek, koparken büyük zelzele, / Son vatan parçası geçerken ele,
Mehmed’in düşmanı boğdugu sele / Mübarek kanını kattığı yerdir.
Düşün ki, haşrolan kan, kemik, etin / Yaptığı bu tümsek, amansız, çetin
Bir harbin sonunda bütün milletin / Hürriyet zevkini tattığı yerdir.”
Bu şiirin ilk mısraları Çanakkale Boğazı’nın Avrupa yakasında bütün gemilerin görebileceği şekilde yazılmıştır. Ama bu şiirin mısraları daha Çanakkale Boğazı sırtlarına yazılmadan bir subay için Diyarbakırlılar tarafından söylenmiştir. Bu subay, Çanakkale, Kafkas ve Sina Cepheleri’nde savaşan Yümnü Üresin’dir.
Kendisine “Bir Yolcuya” başlıklı söylenen şiirin kahramanı Yümnü Bey, 1898’de Divriklioğullarından Zülfikâr Efendi ile Mukaddes Hanım’ın çocuğu olarak Harput’ta doğdu. 1911’de Harbiye’ye girerek 1914’te mezun olup Tekirdağ 7’ncı Fırka, 19’ncu Alay’a tayin oldu. Birinci Dünya Savaşı’nda Çanakkale, Kafkas ve Sina Cephelerinde savaştı. 28 Temmuz 1918’de Yüzbaşı olup Veliaht yaverliğinde bulundu. 1919’da Erkân-ı Harbiye Mektebi’ne girdi. Ancak 12 Temmuz 1920’de Anadolu'ya geçmesiyle ayrıldı.
12 Temmuz 1920-23 Ağustos 1923 tarihleri arasında Kurtuluş Savaşı’nda bulunarak Kütahya-Eskişehir Muharebeleri, Sakarya Meydan Muharebesi ve Büyük Taarruz’a katıldı. 23 Mart-4 Nisan 1921 tarihleri arasında yapılan İkinci İnönü Muharebesi sırasında Yarbay Veysel (Özgür) komutasındaki Mürettep Piyade Tümeni Kurmay Başkanıydı. 23 Ağustos-13 Eylül 1921 tarihleri arasında 22 gün 22 gece süren Sakarya Muharebeleri sırasında Batı Cephesi’ne bağlı Yarbay Ahmet Zeki (Soydemir) komutasındaki Mürettep Tümen’in kurmay başkanı yine Yüzbaşı Yümnü Üresin’di. Büyük Taarruzda ise 2’nci Ordu Karargâh Kurmayı olarak bulundu. 21 Şubat-12 Mart 1921 tarihleri arasındaki Londra Barış Konferansı’na ve 3-11 Ekim 1922 tarihleri arasındaki Mudanya Mütarekesi ve katıldı. Sakarya Zaferi’nden sonra yapılan 17 Eylül-10 Ekim 1921 tarihleri arasında gerçekleşen takip harekâtı esnasında Yüzbaşı Yümnü 2’nci Süvari Tümen Komutanlığı kurmay başkanlığında bulundu. Erkân-ı Harp (Genelkurmay Başkanlığı) Harekât Şubesine tayin edildi ve 15 Nisan 1922’de Kurmay oldu. 1923’te Harp Akademisi’ndeki öğrenimini tekrar başladı. 30 Ağustos 1929’da yarbay olarak Harp Akademisi öğretmenliği görevinde bulundu ve ardından Islahiye’de 6’ncı Kolordu 39’ncu Dağ Livası 15’nci Alay Komutan yardımcılığına getirildi. 30 Ağustos 1933’te albay olarak Harp Akademisi öğretmenliğine ve peşi sıra Kırklareli’de 46’ncı Tümen 68’nci Alay Komutanı oldu.
30 Ağustos 1939’te Tuğgeneralliğe yükseltilerek Eskişehir’de 4’ncü Kolordu Kurmay Başkanı ve Muğla’da 18’nci Dağ Tugay Komutanı oldu. 30 Ağustos 1941’de Tümgeneral olarak Bahçeköy ve Hadımköy’de 8’nci Tümen Komutan Vekili ve daha sonra yardımcılığı görevini yaptı. 30 Ağustos 1945’te Korgeneralliğe yükseltilerek Diyarbakır’da 7’nci Kolordu Komutanlığına atandı.
Yümnü Üresin 1945 yılında Diyarbakır’a atandıktan sonra Diyarbakır halkına kendisini çok sevdirdi. 1949 yılında Diyarbakır’ı ziyaret eden gazeteci Cahit Beğenç izlenimlerini Ulus gazetesinde kaleme aldı. Beğenç, “Diyarbakır ve Raman” isimli kitabında da bu izlenimlerini detaylandırdı. Kitapta; “Diyarbakır’ın askere sevgisini şu izlenimlerde görmek mümkün… Beş altı yıl Diyarbakır’da kaldıktan sonra daha önemli bir vazifeye tayin edilen Korgeneral Yümnü Üresin’in Diyarbakır’dan ne muazzam bir sevgi tezahüratı ile uğurlandığını gözlerimle gördüm. Diyarbakır tarihinde bu derecede candan bir teşyi merasimi hatırlanmadığını, bizzat Diyarbakırlılardan işittim. Korgeneral şerefine verilen ziyafetlerde söylenen hararetli nutuklarda gösterilen takdir ve bağlılık tezahüratı, Yümnü Üresin gibi, yüksek bir Türk komutanı şahsına ve şahsiyetine olduğu kadar Yüce Türk ordusuna karşı idi.”
Yümnü Üresin’i çok seven Diyarbakırlılar, onun için düzenledikleri bir ziyafette sevgilerini “Bir yolcuya” başlıklı şiirle, dile getirdiler. Yümnü Üresin’le söylenen adeta Çanakkale’yi hatırlatıyordu:
“Bir Yolcuya!
Yümnü Üresin alnın açık, bahtın da açık olsun
Diktin ne büyük abideler o güzel hatırana
Bu vatan yolculuğu dilerim sık sık olsun
Kalsın açık bu temiz bölgenin ağuşu sana”
Yümnü Üresin, Diyarbakır’dan ayrıldıktan sonra da Türk milletine hizmetlerine devam etti. 7 Temmuz 1949’da Genelkurmay Harekât Başkanlığına getirildi. Bu görevini yaklaşık iki yıl sürdürdükten sonra 5 Eylül 1951’de Milli Savunma Bakanlığı Tetkik Kurulu’na atanan Üresin, 15 Eylül 1951’de emekliye ayrıldı.
16 Eylül 1951’de yapılan IX. ara dönemi seçimine girerek 29.679 oyla Bilecik milletvekili seçildi. 1954 yılında yapılan seçimlerde 36.284 oyla X.Dönemde de TBMM’ne girdi. 1957 yılında yapılan erken genel seçimlerde yine Bilecik’ten aday oldu ve 31.697 oyla XI. dönem milletvekili oldu. 10 Kasım 1952 - 17 Mayıs 1954 arasında Ulaştırma Bakanlığı yaptı. Evli ve bir çocuk babası olan Yümnü Üresin; “Muharebe Gümüş”, “Kılıçlı Dördüncü Mecidi” ve “İstiklal Madalyası” sahibiydi.
Çanakkale, Kafkasya ve Sina Cepheleri’nde savaşan Yümnü Üresin, 27 Mayıs 1960 İhtilali’nden sonra tutuklandı ve Yassıada Mahkemelerinde yargılandı. Yargılamalar devam ederken 29 Mayıs 1961’de hayatını kaybetti. Milli Birlik Komitesi Yümnü Üresin’in ölümünü 45 numaralı bir bildiri ile duyurdu. Bildiride; “Yassıada’daki sanıklardan sabık Bilecik milletvekili emekli korgeneral Yümnü Üresin 3 Mayıs tarihinden beri yatmakta olduğu İstanbul Deniz Hastanesi’nde yedi senedir çektiği mitokart enfaktüs hastalığı neticesinde 29 Mayıs 1961 saat 03.45’te vefat etmiştir”. Yümnü Üresin’in naaşı İstanbul Zincirlikuyu Mezarlığı’na gömüldü.
Diyarbakırlıların çok sevdiği ve daha sonra Çanakkale’de de Boğazın Rumeli yakasına yazılan şiirin ilk benzer örneği Yümnü Bey’in şahsında filizlenmişti.