YUKARI ÇIK

Çanakkale Travel
Çanakkale Travel
02 Eylül 2017 tarihinde eklendi

Çanakkale’de Kaderine Terk Edilen “Piri Reis Çeşmesi”

Çanakkale’nin girişinde bir Piri Reis Çeşmesi bulunuyor. Neden Piri Reis Çeşmesi ve çeşme ne zaman ve neden oraya yapıldı? Bu çeşmenin yapılış tarihi oldukça yenidir ve Çanakkale Deniz Müzesi’yle de yakından alakalıdır. Çanakkale’de Çimenlik Kalesi içerisinde bir Deniz Müzesi kurulması düşüncesi 1957 yılında doğdu. Dönemin Çanakkale Valisi Cemal Tarlan başkanlığında Belediye Başkanı Sadi Fenercigil, Dr. Arif Eke, Emekli Albay Mesut Saraçoğlu, Diş Doktoru Saim Özen, Diş Doktoru Şemsettin Çamoğlu, Matbaa Müdürü Cevdet Tanyel, Tüccar Ahmet Aras, Öğretmen Turan Araltuğ ve İzzet Dilmaç’tan oluşan heyet 5 Mart 1957 günü bir araya gelerek Çanakkale’de 18 Mart Müzesi kurulması için teşebbüse giriştiler. Bu girişim o sırada Milli Savunma Bakanı olan Şemi Ergin’e iletildi. Milli Savunma Bakanı Şemi Ergin de bu düşünceyi desteklediğini belirtti. Kurulacak olan 18 Mart Müzesi’nin kuruluş amacı;Milli tarihimize en parlak ve en muhteşem şeref ve zafer sahifeleri ilave etmiş ve dünya milletlerini hürmetle dize getirmiş olan Çanakkale ve dolaylarında cereyan eden savaşları milli ruha ilham ve heyecan verecek bir şekilde canlandırmak ve bu savaşlara ait eser, hatıra, menkibe ve benzer ecdat yadigârlarını toplayıp halka arz etmek olarak belirlendi. Uzun yıllar Çanakkale Halkevi Başkanlığı görevini yapan Halil Dilmaç, 18 Mart Müzesi’nin kurulması girişimi için formalitelerin bir an evvel tamamlanarak amacın gerçekleştirilmesini arzu ettiğini dile getirdi. Halil Bey, Çanakkale tarihi Süleyman Paşa’nın Edincik’ten salla Bolayır’a geçmesi ile başlar. Fatih’in Taş Kaleleri inşa devrine geçer, Asaf Paşa’nın inşa ettiği toprak kalelere intikal eder. Her biri umman (okyanus) kadar geniş olan bu intikal safhaları Çanakkale’yi ayrıcalıklar kılan dönemlerdir. Milletlerarasında Çanakkale’ye harikalar diyarı adı verilmiş, geçilemeyen hangi bir toprağa, aşılamayan hangi bir denize, futbolun sokulamadığı hangi bir kaleye Çanakkale denmiştir. Onun tarihi, onun mazisi canlandırılacak, turistlerin önlerine gururla, iftiharla sunulacak olan böyle bir tesisi takdir etmeyecek, kurucularını tebrik etmeyecek bir fert bulunamaz diyordu.

18 Mart Müzesi çalışmaları hızla ilerledi. Milli Savunma Bakanlığı’ndan bir heyet 15 Ağustos 1957 tarihinde Çanakkale’ye gelerek Çimenlik Tabyası’nda incelemelerde bulundu. 18 Mart Müzesi kurucular kurulu Çanakkale Valisi Cemal Tarlan başkanlığında 16 Ağustos günü bir araya gelerek çalışmaları gözden geçirdi. Toplantıda Vali Cemal Tarlan hükümetin müze kurulmasını desteklediğini belirterek kısa sürede müzenin kurulacağına inandığını dile getirdi. 23 Ağustos’ta bu defa Çanakkale Vali Yardımcısı Necdet Basat başkanlığında toplanan yedi kişilik heyet incelemeler ve yeni gelişmelere göre 18 Mart Müzesi’nin statüsünün bir kez daha gözden geçirilmesi sonra formalitelerin tamamlanarak bu amaçla bir derneğin fiilen hayata geçirilmesi kararlaştırıldı. Ancak beklenmedik olaylar gerçekleşti. Vali Cemal Tarlan hastalandı ve tedavisinin yapılması için hükümet Vali Beyi yurtdışına gönderdi. Peşinden 1957 seçimleri oldu. Yeni hükümette Milli Savunma Bakanlığı’na Ethem Menderes getirildi. Hükümet ile muhalefet arasında ilişkiler giderek bozuldu ve peşinden 27 Mayıs oldu. 18 Mart Müzesi çalışmaları da yarım kaldı. Ta ki 1982’ye kadar… Çimenlik Kalesi bahçesinde bulunan Mühendis Nafiz Nuri Bey ve Mimar Arif Süleyman Bey tarafından 1927 yılında yapılan tarihli binanın müze binasına dönüştürülmesiyle 18 Mart Müzesi, 18 Mart 1982’de Çanakkale Boğaz Komutanlığı Müzesi ismiyle açıldı. Çanakkale Boğaz Komutanlığı Müzesi yaygın söyleniş şekliyle Çanakkale Deniz Müzesi, kurulduğu andan itibaren Piri Reis’e özel bir önem verdi. Bunun sebebi Piri Reisi’n ikametgâh olarak yaşadığı dönemde Kilitbahir Kalesi’ni kullanması ve ünlü eseri Kitab-ı Bahriye’yi burada kaleme almasıydı. İkinci neden de yine Piri Reis’in çok ünlü Dünya Haritasıdır. Atatürk’ün manevi kızı Prof. Afet İnan Topkapı Sarayı’nda bulunan Dünya Haritası üzerine ilk incelemelerde bulunan bilim adamlarından birisiydi. Çanakkale Deniz Müzesi’nin kurulması aşamasında onun görüşleri doğrultusunda bir Piri Reis’in eserlerinin burada sergilenmesi düşüncesi doğdu. Bu kapsamda ilk etapta Çimenlik Kalesi içinde bulunan Piri Reis bölümünde, Piri Reis’in, Kitab-ı Bahriye’sini yazdığı tarihten itibaren değişik tarihlerde çizdiği üç tane Çanakkale haritası, Dünya haritası, Piri Reis’i yaşadığı devre ait bayrak ve sancaklar sergilenmeye başlandı. Ayrıca Osmanlı resim sanatı olan Manzaralı Resim Sanatının üstadı Nasuh Matrakçı’ya ait kitaplardan örnekler de bu kısımda yer aldı. Ayrıca 1-5 Temmuz 1983 tarihleri arasında Çanakkale’de Piri Reis Haftası ve Sempozyumu düzenlenmesi kararlaştırıldı. Bu kapsamda Piri Reis’in Kilitbahir Kalesi’nde ve Gelibolu’da tutuğu notlar tartışıldı.  Afet İnan, Piri Reis’in gemilerinin Sarısığlar Mevkiinde dinlendiğini ve tatlı su ihtiyacını karşılamak üzere de burada bir su sistemi oluşturduğunu belirterek simgesel olarak bir çeşme yapılmasını gündeme getirdi. Bu düşünceden hareketle; bugün Piri Reis Çeşmesidiye bilinen çeşme 1983 yılı Haziran ayında tamamlandı ve 1 Temmuz 1983 tarihinde Piri Reis Haftası ve Sempozyumu etkinlikleri kapsamında açıldı. Törene Atatürk’ün manevi kızı Prof. Afet İnan’da katıldı.

PEKİ, NEDEN BU ÇEŞME ORAYA YAPILDI?

Piri Reis amcası Kemal Reis’in 1511 tarihinde ani ölümünden sonra denizciliği bir süre ara vererek doğduğu Gelibolu’ya geri geldi. 1516-1517 yıllarında Yavuz Selim’in Suriye ve Mısır Seferine Kaptan-ı Derya Cafer Paşa’nın komutasında komutan olarak katıldı. 1517’de İskenderiye’de bizzat tanıştı ve 1513 tarihini taşıyan ünlü Dünya Haritası’nı padişaha takdim etti. Padişah bundan çok memnun oldu ve Piri Reis’e hediyeler ihsan etti. Mısır Seferi’den sonra tekrar Gelibolu’ya geri döndü.  Piri Reis Kilitbahir’de ikamet ederken kendisine bağlı yelkenli gemilerde Kepez’deki Sarısığlar Mevkiinde bekliyorlardı. Piri Reis, kendine bağlı gemilerin tatlı su ihtiyacını karşılamak üzere Kepez’in üzerinde bulunan ve çamlarla kaplı dağlardan açık su kanalları ve alt kısımlarda da künklerle tatlı suyu buraya getirtti. Açık olarak gelen tatlı su orada tepede oluşturulan dinlenme havuzlarında bekletildikten sonra künklerle aşağıya taksim ediliyor ve oluklu çeşmeler vasıtasıyla da denizciler ihtiyaçlarını karşılıyorlardı. Bu sistemin yapılışı 1520-1526 arasındaki bir dönemdi. Dağdan suyun temini, kış döneminde su kanal ve künklerin bozulanlarının onarılması için görevliler tayin edildi ve bunlar vergiden muaf tutuldu. Osmanlı Donanması’nın 1656-1659 yıllarındaki Osmanlı-Venedik Savaşı sırasında buradaki çeşmelerden tatlı su ihtiyacını karşıladığını biliyoruz. Sarısığlar bölgesinde Piri Reis’in yaptırdığı çeşmeler, yelkenliler döneminde Osmanlı Donanmasının Çanakkale Boğazı’ndan çıkmadan önce tatlı su ihtiyacının karşılandığı yer olarak 18.yüzyılın sonlarına kadar kullanıldığı anlaşılmaktadır. Ancak gemi teknolojisinin değişmesi ve daha büyük gemilerin yapılması ile burası bu gemiler için uygun bir yer olmaktan çıktı. Ayrıca yukarıdan gelen dereler de bölgeyi giderek doldurdu. Kesin olarak 1840’tan itibaren kullanılmamaya başlandı. Kırım Savaşı sırasında Erenköy Koyu, Osmanlı donaması da Nara bölgesini kullanmaya başladı. Zaman içerisinde Piri Reis’in yaptırdığı tatlı su sistemi ve çeşmeler tahrip oldu ve kayboldu. Taaki 1983 yılında yeniden bir çeşme yapılıncaya kadar. 1983 yılı Eylül ayında yapılan kontrollerde çeşmenin suyunda koli basili bulundu. Çeşme açılışından bir süre sonra tekrar kaderine terk edildi. 1998 yılında tekrar onarıldı. Çanakkale Savaşlarının 100. Yılı kutlama etkinlikleri kapsamında bir kez daha restore edildi. Donanmaya su sağladığı dönemlerde bölgede çınar, söğüt ve daha sonra dut ağaçları varken, onların neredeyse tamamına yakını yok oldu. Günümüzde simgesel olarak Piri Reis’i hatırlatmak üzere 1983 yılında yapılan Piri Reis Çeşmesi de yalnız başına kendi kaderiyle baş başa kalmış vaziyettedir. 

4.902 kez okundu
Yazarın Diğer Yazıları
Milli Birlik ve Beraberlik Günü 18 Şubat 2023
Feyzi Efendi İdam Cezasını Haketti mi? 29 Aralık 2022
Hiçbir Millet, Bir Devlet Adamını Atatürk Kadar Sevmedi 09 Kasım 2022
Çanakkaleli Kadınların Şevkat Eli: “Çanakkale Yardımsevenler Cemiyeti” 03 Ekim 2022
Ege’deki Adaları Nasıl Kaybettik? 19 Eylül 2022
Zafer Günü Münasebetiyle “Durma Yürü, Haydi İleri” 30 Ağustos 2022
Çanakkale Topraklarından Bir Nejat Uygur Geçmişti 25 Ağustos 2022
Atatürk’ün Çanakkaleli Kızı: “Berta Bensussen” 24 Temmuz 2022
Çanakkaleli Bir Münevver Mehmet Ali Tevfik Bey’in Ölümü 13 Temmuz 2022
Marshall Yardımı ve Karabiga’ya Getirilen İlk Harman Makinesi 04 Temmuz 2022
2. Dünya Savaşı Yıllarında Çanakkale’de Üretimin Teşvik Edilmesi 09 Haziran 2022
2. Dünya Savaşı Yıllarında Çanakkale’de Yemek Fiyatları 08 Mayıs 2022
Kumkale Ovasını Islah Edelim, Ama Sonra Ne Yapalım? 24 Mart 2022
İster İnan İster İnanma: Çanakkaleli Bir İllüzyonist “Avni Raca” 20 Şubat 2022
Çanakkale’de Cumhuriyet Kültürünün Müzik Alanında Yansımaları 12 Şubat 2022
Karakoca Köyünün Fahri Hemşehrileri Dr. Muzaffer ve Dr. Bedia Topuz 12 Ocak 2022
1930’lu Yıllarda Biga-Çanakkale Arasında Kamyonla Seyahat Etmek 28 Aralık 2021
1930 Yılında Biga’da Yaşanan Deprem... 15 Aralık 2021
Cesaret Timsali Kayserili Ahmet Paşa 20 Kasım 2021
Çanakkale Memleket Hastanesi Yapılırken Kimler Yargılandı 09 Ekim 2021