E-Posta : atabay64@gmail.com
Dr. Fahri Ege tam on yedi yıl Çanakkale’ye büyük hizmetlerde bulundu. Fahri Ege Çanakkale’ye geldiğinde genç bir doktordu. Babası Faik Bey, Eczacı Yarbay’dı. Kardeşi Mukaddes Hanım’ın eşi ise askerdi ve mesleğinde generalliğe kadar yükselecek olan Nabi Alpartun’du. Dr. Fahri Ege Çanakkale’ye geldiğinde yıl 1951’di ve Demokrat Parti iktidarının ikinci yılıydı. Hastanenin ismi henüz “Çanakkale Memleket Hastanesi”ydi. Hastane hizmete açılalı on dört yıl olmuştu. Çanakkale küçük ve sevimli bir şehirdi. İnsanların vakit geçirecekleri yerler sınırlıydı. Doktorlar ve şehir önde gelen şahsiyetleri “Çanakkale Şehir Kulübü”nde, subay ve asker aileleri ise “Çanakkale Orduevi”nde vakit geçiriyorlardı. Dr. Fahri Ege de Çanakkale’ye geldikten sonra zamanla vaktini Şehir Kulübünde arkadaşlarıyla geçirmeyi tercih ediyordu. Ege, günün yorgunluğunu dinlendirmek için Şehir Kulübü’nün bol gölgelikli ağaçları altındaki masasında kahvesini içer ve dostlarıyla sohbet ederdi.
Dr. Fahri Ege, “kadın doğum” uzmanıydı. Çanakkale’de görev yaptığı süre içerisinde on binin üzerinde doğum yaptırmıştı. İlk hastaneye geldiğinde önce eksik olan ekipman ve malzemelerin teminine önem verdi. O yıllarda en çok ölümlere sebebiyet veren kanamalı hastalardı. Doğum için hastaneye gelen bu tür hastalar müdahale edilmezse ölümle sonuçlanıyordu. Kanlı nakli ile bunun önüne geçilebiliyordu. Dr. Ege bu servisini aktif hale getirdi ve pek çok insanın hayatını kurtardı. Dr. Ege asistanlığından itibaren sorumluluk almaya yatkın bir insan olarak ön plana çıktı. Çanakkale’ye geldiğinde bu yönü onun çok sevilmesini ve güvenilmesine sebep olmuştur. Çok şiddetli Kış mevsiminin yaşandığı ve Boğazı geçmenin çok riskli olduğu bir gün Seddülbahir’de doğum güçlüğü gösteren bir subayın ailesine komutanların ricası üzerine yardıma gitmişti. Hem giderken, hem de geri dönerken boğazda binbir güçlük ve tehlike yaşamıştı. Hatta Dr. Ege “doğuma müdahale benim için sıradandı” derken; "asıl beni heyecanlandıran ise Boğaz’dan geçişti ki; hayatta tattığım heyecanların en büyüğüydü” diyecekti.
Dr. Fahri Ege, her zaman mesleğindeki yenilikleri yakından takip ederdi. Dünyada olduğu gibi Türkiye’de de doğum kontrolü uzun tartışmalardan sonra kabul edilmişti. 1960’ların başında Dr. Nusret Fişek’in kırsal kesimde, Dr. Zekai Tarık Burak’ın Ankara’da Doğumevi’nde yaptığı çalışmalar ana sağlığı ve doğum kontrolünü gündeme getirmiş ve 1965 yılında yasal düzenlemelerle serbest bırakılmıştı. Dr. Ege’ye doğum kontrol tartışmalarının yapıldığı sırada konuyla ilgili kendisine sorulan soruya şöyle cevap vermişti: “Her ne kadar Papa, bunun dünya dinleri açısından günah bir metot olarak kabul edildiğini söylemesine rağmen (Peygamberimiz) Hazreti Muhammet’in bir hadisi şerifinde ‘Bakacağın kadar çocuk buyurmaları’ bir doğum kontrolü olarak kabul edilebilir… Aile planlamasının aile ekonomisi, devlet ekonomisi, dünya ekonomisi yönünden önemli olduğunu, ana ve çocuk sağlığı bakımından çok önemli olduğunu kabul ederim. Maalesef Çanakkale’de de bütün olumsuzluklara rağmen bu planlamanın başarıya ulaşacağını düşünüyorum.”
Dr. Fahri Ege’nin konuyla ilgili düşüncelerine bakıldığında zaman içerisinde Çanakkale’de Sağlık Sosyal Yardım Bakanlığı’na bağlı Nüfus Planlama Genel Müdürlüğü’nün il teşkilatının kurulması, bu kuruluşun daha önce kurulan Ana ve Çocuk Sağlığı Müdürlüğü ile birleştirilerek Ana Çocuk Sağlığı ve Aile Planlaması Genel Müdürlüğü’ne dönüştürülmesi sonrasında Çanakkale’de Ana Çocuk Sağlığı ve Aile Planlaması Müdürlüğü’nün çalışmaları ile başarılı çalışmalara gerçekleştirildiği görülecekti.
Dr. Fahri Ege ve Eşi Safa Hanım, uzun yıllar Çanakkale’de görev yaptıktan sonra, bu şehirde güzel hatıralar ve pek çok seven insan bırakarak “kubbede hoş bir sada” bırakarak ayrıldı. Hala onu tanıyanlar ismini duyduklarında güzel anılara dalıyorlar.