E-Posta : atabay64@gmail.com
Çanakkale Zaferi dünya tarihine “18.III.1915” olarak geçmiştir. Savaş sona ermiş Boğazlar bölgesi yenilenler tarafından işgal edilmiş ve ancak Lozan Antlaşması imzalandıktan ve onaylandıktan sonra Boğazlar bölgesi 6 Ekim 1923’te Türkiye Büyük Millet Meclisi Hükümeti’ne teslim edilmişti. Bundan 23 gün sonra da Cumhuriyet ilan edilmişti. Yeni kurulan Türkiye Cumhuriyeti bir taraftan uzun yıllar devam eden savaşın izlerini ve yarattığı olumsuzlukları ortadan kaldırmaya çalışırken, diğer taraftan da çağdaş bir toplum yaratmak üzere devrimler gerçekleştiriyordu. Cumhuriyet döneminde 26 Aralık 1925’te kabul edilen kanuna göre takvim ve saat ölçüleri uluslararası ölçüler esas alınarak ortak bir takvim kullanılması kabul edildi. Dünya devletleriyle aynı takvimi kullanmak için 1 Ocak 1926’da Miladi Takvim kullanılmaya başlandı. Uluslararası takvim kullanılmaya başlandığı yıl Çanakkale Boğazı’nda da Çanakkale Zaferi’ni simgeleyen bir tarih Boğazı süslemeye başladı. Çanakkale Orta Mektep talebeleri Tarih öğretmenleri Mehmet Halit Sarıkaya ve o sıralar yüzbaşı rütbesinde olan 3 Numaralı Jandarma Efrat Mektebi’nde görevli Ali Aksoy’un gözetiminde tarihin sayfalarına “18 Mart 1915” olarak geçen Çanakkale Zaferi’ni Boğazdan geçen veya oturan herkesin görebilmesi ve hatırlaması için Boğaz sırtlarına “18.III.1915” olarak yazdılar. Çanakkale Orta Okulu öğrencileri topladıkları beyaz çakıl taşlarıyla bu yazı meydana getirildi. 1926 yılı 18 Mart gününde artık Çanakkale Boğazı’nı bu yazı süslüyordu. Türkiye’de devrimler devam ediyordu. Boğazdaki bu yazıdan iki yıl iki ay iki gün sonra uluslararası rakamların kullanılmasına geçildi. 20 Mayıs 1928’de kabul edilen 1288 numaralı kanun ile Türkiye’de 1 Haziran 1929 tarihinden itibaren uluslararası rakamların kullanılması mecburi hale geldi. Böylece Doğu Arap rakamları bırakılıp Latin rakamları kullanılmaya başladı. Rakamların değiştirilmesi, “harflerin değiştirilmesi” konusunu da gündeme getirdi.Uluslararası rakamların kullanılmasına geçilmesinden sonra da Çanakkale Boğazı sırtlarındaki “18.3.1915” tarihi değişmedi. Uzun yıllar Çanakkale Boğazı’nın simgesi olarak bu yazı bu şekliyle kaldı. Bu yazının “18 Mart 1915” olarak değiştirilmesi gerektiği zaman zaman dile getirilse de altmış yıla yakın “18.III.1915” olarak kaldı ve daha sonra tamamen kaldırıldı. Bu yazının buraya yazılmasını sağlayan hem Tarih Öğretmeni Mehmet Halit Sarıkaya ve hem de Jandarma Efrat Okulu Yüzbaşısı Ali Aksoy 1961 yılında Türkiye Büyük Millet Meclisi Cumhuriyet Senatosu’na senatör olarak seçildiler ve 7 Haziran 1964 tarihine kadar senatör olarak Türk Milletine hizmet ettiler. Boğaza bu yazıyı yazanlardan; Mehmet Halit Bey, 1902 yılında İstanbul’da doğmuş, Çanakkaleli bir ailenin çocuğuydu. İstanbul Darü’l-Fununu Edebiyat Şubesi Tarih-Coğrafya bölümünden mezun oldu. İstanbul Aksaray Mahmudiye Vakıf Okulu, 45.İlkokul, Ankara Erkek Lisesi, Trabzon Erkek Öğretmen Okulu, İzmir Lisesi, Çanakkale Ortaokulu, İzmir Lisesi, Haydarpaşa, Adana, Kandilli ve Vefa Liselerinde öğretmenlik yaptı. Daha sonra Milli Eğitim Bakanlığı Müfettişi oldu. 1950 seçimlerinde milletvekilliği için aday olduysa da seçilmedi. 1961’de Cumhuriyet Senatosuna Çanakkale’den senatör seçildi. İki çocuğu olan Mehmet Halit Sarıkaya, 11 Mart 1991 tarihinde vefat etti. Çanakkale Boğazı’na “18.III.1915” yazısını yazanlardan Ali Aksoy, Harp Okulu’nu bitirdi. Birinci Dünya Savaşına yedek subay adayı olarak katıldı. Savaştan sonra jandarma subayı olarak Çanakkale, Çankırı, Sürmene ve Hatay’da görev yaptı. Ankara Jandarma Okulu’nda öğretmenlik ve yöneticilik görevinde bulundu. Son görevi Kars İl Jandarma Alay Komutanlığıydı. Ali Aksoy, 1961 yılında Cumhuriyet Senatosu’na Çanakkale Senatörü olarak seçildi. Bu görevini tamamladıktan sonra emeklilik günlerini yaşamaya başladı. 1 Ocak 1970 tarihinde hayata gözlerini yuman Ali Aksoy, ünlü soprano sanatçısı Filiz Aksoy’un da babasıdır.