E-Posta : atabay64@gmail.com
Tiyatro sanatçısı Nejat Uygur’u bilmeyen pek azdır. Annesinin öğretmen, babasının subay olması sebebiyle çocukluk yılları çeşitli kasaba ve şehirlerde geçmiş, o nedenle bir yerde başladığı eğitimini ancak anne ve babasının tayin olduğu bir başka yerde tamamlayabilmiştir.
Üç kardeşin ikincisi olan Nejat Uygur, ilkokulu Erenköy’deki taş mektepte okumuştu. Ortaokulu ise farklı üç şehirde okuyacak ve sonrasında da Güzel Sanatlar Akademisi’ne girecekti. Ancak “Heykel” bölümünden mezun olamamıştı. Uygur, bir ara spora merak sarmış boks, atletizm, su topu ve at biniciliği sporlarıyla meşgul olmuştu.
Onun profesyonel olarak tiyatroyla ilgilenmesi “İsmail Dümbüllü” sayesinde olmuş ve geleneksel orta oyunu geleneğinin en önemli temsilcilerinden birisi olma yolunda ilk adımı bu sayede atmıştı. İsmail Dümbüllü ile karış karış Anadolu’yu dolaşmış daha sonra kendi tiyatrosunu kurmuştu. Eşiyle tiyatro sayesinde tanışmıştı. 23 yaşında Necla Hanım’la evlenmiş ve bu evlilikten Ahmet, Süheyl, Süha, Kemal ve Behzat adlı beş erkek çocuğu olmuştu. Çok zeki ve nüktedan olan Uygur, yazılı bir metin yerine o anda yaşanan ve gelişen olayları oyunlarına dâhil etmesi ile meşhurdu. Nejat Uygur, 1987 yılında dönemin Cumhurbaşkanı Kenan Evren’in bir heykelini yapmıştı. Bir kesimden tepkiler gelmesi üzerine Uygur yaptığı davranışın “Yağcılık değil, minnet duygusu” olduğunu dile getirmişti.
Nejat Uygur’un sahnelediği oyunların en önemli özelliği, dönemin siyasi kişiliklerini ve olaylarını hicvetmesidir. Bunu yaparken de seyircisini de tiyatronun bir parçası haline getirmekte ve seyirciler de yaşadıkları olumsuzlukları ve komiklikleri hatırlayarak hayata farklı ama pozitif bir yönden bakabilmenin hazzını duyabilmektedirler. Oyunlarının isimleri de bu tarzın bir göstergesidir. Nejat Uygur sadece tiyatro değil, sinema ile de meşgul olmuştu. Gerek tiyatro oyunlarında gerekse sinema filmlerinde “dış görünüşüyle acınacak, fakir ama gerçekte zeki ve komik” Cafer tiplemesi ile tanınmıştır.
Nejat Uygur, çocukluk yıllarını geçirdiği Çanakkale topraklarına elli yıl sonra gelmiş ve Çanakkalelilere unutulmaz anlar yaşatmıştı. O, 1995 yılı Ağustos ayında Anfi Tiyatro Salonu’nda Çanakkalelilere unutulmaz bir oyun sergilemişti. Yaklaşık 1550 kişinin izlediği “Alo Orası Tımarhane mi?” isimli oyunda Nejat Uygur seyircileri sadece güldürmekle kalmamış, aynı zamanda oyun salonunda yaptığı konuşma ile de herkesi duygulandırmıştı. Seyircileri baştan sona kahkahaya boğan oyun bol bol alkış toplamıştı. Oyun salonunda sahnede bir konuşma yapan Nejat Uygur çocukluğunun Çanakkale’de geçtiğini söylemiş ve Geyikli, Erenköy, Ezine, Karacaören ve Hastanebayırı mevkiinde oturduklarını belirterek, yaşadıklarını ve arkadaşlarını sanatsal bir yöntemle anlatarak salonda bulunanları 1940’lı yıllara götürmüştü. İlkokulunu Ezine ve Erenköy’de okuduğunu belirten Nejat Uygur “Artık yaşlanıyoruz” demişti.
Nejat Uygur, 1999’da “Belkıs Dilligil Onur Ödülü”ne, 2006 yılında “Kemal Sunal Kültür Sanat Ödülü”ne ve 2007’de Altın Kelebek “Tiyatroya Destek Özel Ödülü”ne layık görülmüştü.
Türk tiyatrosunun büyük ustalarından olan Nejat Uygur, 10 Eylül 2007 Pazartesi günü felç geçirmiş, 18 Kasım 2013 Çarşamba akşamı yaşamını yitirmişti.
Nejat Uygur, ömrünün çocukluk yıllarını geçirdiği Çanakkale topraklarında, bu toprakların, çok eski ve aynı zamanda çok kültürlü yapısından ileride çok yararlanacağı pek çok kültürel malzemeyi iyi gözlemiş, ruhunun derinliklerinde yoğurmuş ve yeteneği ile bunları unutulmaz eserlere dönüştürmesini bilmiştir.