E-Posta : atabay64@gmail.com
Çanakkale’nin yetiştirdiği diplomatlar Cumhuriyet Tarihinde Türk Dış Politikası’nda önemli görevler üstlendiler ve büyük hizmetlerde bulundular. Çanakkale’den yetişen diplomatlar ve siyasetçiler arasında TBMM Hükümeti’nde 10 Ağustos 1920-8 Şubat 1921 tarihleri arasında Dışişleri Bakanı Vekili daha sonra Moskova Büyükelçisi, Cumhuriyet döneminde ilk ABD Büyükelçisi ve Ahmet Muhtar Bey, TBMM Hükümeti’nin İstanbul’daki temsilcisi Dr. Adnan Adıvar, Atatürk’ün değişmez Dışişleri Bakanı Dr. Tevfik Rüştü Aras, Menderes döneminde yine Dışişleri Bakanı olan ve aynı zamanda da Dr. Tevfik Rüştü Bey’in damadı olan Çanakkale milletvekili Fatin Rüştü Zorlu ilk akla gelenler arasındadır. 1980-1983 yılları arasında Dışişleri Bakanlığı yapan İlter Türkmen de çocukluk yıllarını ve eğitiminin bir kısmını Çanakkale’de yapmıştı. Çanakkale’de bu geleneğin son temsilcisi Büyükelçi Volkan Bozkır’dır.
Volkan Bozkır Birleşmiş Milletlerin 75.Genel Kurul Başkanlığı’na seçildi. Peki, kimdir Volkan Bozkır?
1950 yılında doğdu. Fethi Bey, Sevgi Hanım’ın çocukları olarak 1950 yılında doğan Volkan Bozkır, Ankara Üniversitesi Hukuk Fakültesi’ni bitirdi. Dışişleri Bakanlığı’na girdi. Dışişleri Bakanlığı Stuttgart Başkonsolosluğu konsolos yardımcılığı ve Bağdat Büyükelçiliği Başkâtibi olarak görev yaptı. Daha sonra OECD Daimi Temsilciliği Müsteşarı, Newyork Başkonsolosu, Bükreş Büyükelçisi ve Avrupa Birliği nezdinde Büyükelçi olarak Daimi Temsilciliği görevlerinde bulundu.
Volkan Bozkır daha sonra Başbakanlık Dışişleri Danışmanlığı, Cumhurbaşkanlığı Özel kalem Müdürlüğü ve Dışişleri Başdanışmanlığı yaptı. Daha sonra AB Genel Sekreter Yardımcılığı, Dışişleri Bakanlığı AB’den Sorumlu Müsteşar Yardımcılığı ve AB Genel Sekreterliği’nde bulundu.
Volkan Bozkır, 12 Haziran 2011 tarihinden 24 Haziran 2018 tarihine kadar üç dönem İstanbul milletvekili olarak TBMM’de bulundu. TBMM’nde Dışişleri Komisyonu Başkanlığı yaptı. 62.Hükümette Avrupa Birliği Bakanı ve Başmüzakereci olarak görev aldı. Bozkır, aynı görevleri 64.Hükümet döneminde de üstlendi.
Volkan Bozkır, evli ve iki çocuk babası olup Romanya Ulusal Liyakat Madalyası ve İtalya Liyakat Nişanı sahibidir.
Volkan Bozkır 1960’lı yılların ikinci yarısında arkadaşlarıyla Çanakkale’de yaptığı müzikle de hatırlanmaktadır. “Truva Dörtlüsü” olarak bilinen gençler oldukça dikkat çekici kimselerdi. “Altuğ Dilmaç” grubun solist ve bateristi, aynı zamanda Truva Dörtlüsü’nün başkanıydı. “Volkan Bozkır” solo gitar, solist “Emin Aytan” ritim gitar çalmaktadır. “Atalay Çapkan” grubun baş gitaristi ve elektronik düzeni kurmaktan sorumluydu.
Şimdi de Volkan Bozkır’ın dış politika ile ilgili bazı görüşlerine bakalım. Avrupa Birliği konusunda 14 Aralık 2011 günü TBMM’nde yaptığı konuşmada; “Avrupa Birliğine katılım bir devlet politikasıdır ve Türkiye'nin stratejik hedefi olarak gündemimizin öncelikli bir maddesini oluşturmaya da devam etmektedir. Ancak paradigma değişmiştir ve Türkiye için AB üyeliği artık sadece üyeliğin sağlayacağı ekonomik imkânlara kavuşmak değildir. Türkiye bu ilişkiyi Avrupa Birliğinin standartlarına her alanda ulaşmak ve insanına daha iyi bir gelecek sunmak için sürdürmektedir” düşüncesini dile getiriyordu.
Volkan Bozkır’ın Arap Baharı’na bakışı konusunda ise “(Arap Baharı) olarak adlandırılan tarihî değişim süreci tüm dünyada olduğu gibi, ülkemizin dış politika gündeminde de en üst sıraya yerleşmiştir. Türkiye, ülkelerin ve tüm bölgenin barış, istikrar ve refahının halkın talepleri doğrultusunda demokratikleşme yönünde gerekli adımların atılmasına bağlı olduğu düşüncesindedir. Ülkemiz geri döndürülemez bu sürecin, aynı zamanda kan dökülmeden ve şiddete başvurulmadan barışçıl yollardan gerçekleşmesine büyük önem vermektedir. Türkiye'nin bölge ülkeleri ve halkları için bir ilham ve ümit kaynağı olduğu da ayrı bir gerçektir. En uzun kara sınırına sahip olduğumuz, köklü tarihî, kültürel ve insani bağlarımızın bulunduğu Suriye’de ise Suriye yönetimi tüm çabalarımıza rağmen halkın demokrasi, hürriyet ve insan hakları arzusu karşısında gerekli adımları atmamış ve bu talepleri silah zoruyla bastırmaya çalışmıştır. Bu durum karşısında Suriye yönetimine karşı güven duyma imkânımız kalmamıştır. Bu süreçte Türkiye gelişmeleri büyük bir dikkatle ve yakinen izlemekte ve Suriye halkının yanında durmaktadır” demektedir.
Irak’a sınır ötesi yetki verilmesi konusunda yapılan tezkere görüşmeler sırasında ise Volkan Bozkır, TBMM’nde yaptığı konuşmada yetkinin amacını şöyle dile getirmektedir: “Türk Silahlı Kuvvetlerinin Irak’ın kuzeyinde yerleşik terör odaklarını hedef alan sınır ötesi harekâtlarının sürdürülmesi meselenin güvenlik boyutu açısından büyük önem taşımaktadır. Tezkerenin tek hedefi vardır, o da sadece ve sadece bölücü terör örgütüdür, örgütün bölgedeki mevcudiyetidir. Bundan başka hiçbir arzumuz, hiçbir kapalı veya açık hedefimiz yoktur. Bu bakımdan, bu tezkerenin bölgesel barış ve istikrar ortamı açısından da büyük bir önem taşıdığı aşikârdır. Irak’ın kuzeyinde bölücü terör örgütünün varlığı sona ermeden Türkiye-Irak ilişkileri de arzu edildiği seviyede gerçekleşemeyecektir, bölgesel barışın ve istikrarın da sağlanamayacağı açıktır.”
12 Ekim 2011 tarihinde İran sınırında “Kapıköy” ve “Razı” iki kara sınır kapısının açılması konusunda TBMM’nde yapılan tartışmalar sırasında Volkan Bozkır, dış politikada iktidar ve muhalefetin birlikte hareket etmesi gerektiğine vurgu yapmaktadrı. Bozkır; “Dış politika konularında otuz sekiz yılını vermiş birisi olarak gerçekten son günlerde yaşadıklarımı, gördüklerimi de şaşkınlıkla görmekteyim. Türkiye dış politikası bir devlet politikasıdır. Türkiye dış politikası burada konuşulur ama yurt dışında veyahut yabancılarla konuşulduğunda hiçbir zaman aramızda ayrılık olduğunu görmediğim yıllar yaşadım. Ancak şimdi maalesef başka bir yöntem uygulanıyor ve seçimler kampanyasında, seçim sonrasında dile getirilmeyen hususlar, âdeta yurt dışından medet umulurcasına, yurt dışındaki kuruluşlara gidilerek Hükûmet şikâyet ediliyor, raporlar veriliyor ve bunu ben son derece yadırgıyorum” diyecekti.
Kıbrıs konusunda ise; “Tüm engelleri birlikte aşacağımızdan, Kıbrıs Türk halkını daha güçlü kılacağımızdan, daha mutlu bir müreffeh bir geleceği birlikte kazanacağımızdan hiç kimsenin şüphesi olmasın. Türkiye, Kıbrıs Türk’ünün yanındadır, daima yanında olacaktır, garantör ve ana vatan sorumluluklarını yerine getirmeye devam edecektir” düşüncesine sahiptir.
75.Genel Kurul Başkanı sıfatıyla görev yapacak olan Volkan Bozkır’ın Birleşmiş Milletlere bakışı ise şöyledir: “Birleşmiş Milletler, İkinci Cihan Savaşı’nın sonrasında oluşmuş yanlış bir yapı nedeniyle bugün âdeta iş göremez ve itibarını kaybetmiş bir kurum niteliğindedir. Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyinin daimî üyeleri, veto hakkına sahip üyeleri İkinci Cihan Savaşı’nın galipleri arasından seçilmiştir ve burada aslında bulunmayı hak eden Brezilya gibi, Hindistan gibi, Almanya gibi, Japonya gibi ve Türkiye gibi belki ülkeler burada yer almadığı için aslında dünyanın gerçekleriyle ve diplomasinin gerçekleriyle hiçbir şekilde bağdaşmayan bir yapı ortaya çıkmıştır. Birleşmiş Milletler, dünyadaki hiçbir soruna artık el uzatamaz bir konuma gelmiştir.”
Çanakkale’nin yetiştirdiği ve Birleşmiş Milletlerin 75.Genel Kurulu Başkanlığı görevini yerine getirecek olan Büyükelçi Volkan Bozkır’a kolaylıklar diliyorum.