E-Posta : atabay64@gmail.com
Bu yazım Ay’a ilk adım atan Astronot Neil Armstrong üzerine olacak. Ay’a insanoğlunun gideceği haberleri tüm dünyada ve Türkiye olduğu gibi Çanakkale’de de heyecan yaratmıştı. O sırada Cuma Pazarı’na gelen yaşlı bir köylü insanoğlunun Ay’a gidişine inanmıyor ve şöyle diyordu: “Ay bir nurdur. Hiç kimse ona dokunamaz, yakar”
Neil Armstrong 20 Temmuz 1969’da Ay’a adım attığı zaman çok küçüktüm ama 1997 yılında kendisiyle tanışma imkânım oldu. Bu olay üzerinden yirmi bir yıl geçmiş olmasına rağmen Türkiye henüz olimpiyatları alamadı ama geçen yüzyılda yani 20.yüzyılın bitmesine üç yıl kala 1997’de “Birinci Dünya Hava Oyunları” Türkiye’de yapıldı. Kısaca “Birinci Dünya Hava Olimpiyatları” Türkiye’de yapıldı. Altmış ülkeden üç bine yakın sporcu 1997 yılı Eylül ayında Türkiye’nin yedi şehrinde yamaç paraşütü, yelken kanat, balon, planör, model uçak, akrobasi, hava sörfü, mikrolight, hava rallisi ve paraşüt branşlarında yarıştılar. Hem bu ilk hava olimpiyatlarına hazırlık olsun diye 1996 yılında yapılan test yarışmalarında hem de 1997 Hava Oyunlarına ben de katıldım. Bu organizasyonun Türkiye’de gerçekleştirilmesinde Türk Hava Kurumu ve onun değerli başkanı rahmetli Prof. Dr. Atilla Taçoy’un imzası vardı. Atilla Taçoy, bir de bize sürpriz yaptı ve aya ilk ayak basab Neil Armstrong’u oyunlara getirdi. Ben Neil Armstrog’la Antalya’daki yarışmalarda tanıdım. Oldukça uzun boylu ve sevimli bir insandı. Kendisine “hava rallisi” ve “akrobasi” yarışmaları hakkında bilgi verdim. Neil Armstrong, Antalya yanında Denizli, Efes, Kapadokya, Aydın’a da gitti. Neil Armstrong’un organizasyonunda görev aldığım Birinci Dünya Hava Oyunları için Türkiye’ye gelmesi Türkiye ve Türk Hava Kurumu açısından da büyük bir onur kaynağı olmuştu.
Tüm dünya nefeslerini tutmuş Amerika’dan gelecek haberleri bekliyordu. Tarih 20 Temmuz 1969 Pazar’dı. Neil Armstrong ve Edwin Aldrin adlı iki dünyalı Türkiye’de saatler 22.14’ü gösterdiğinde insanlık tarihine yeni bir yaprak yeni bir başarı eklenmişti. Dünya’dan gönderilen ve içinde insan olan “Apollo 11” kapsülü Ay’a inmeyi başarmıştı. Milyonlarca dünyalının heyecan ve korku içinde izlediği olayın en kritik noktası saat 22.02’de olmuştu. Apollo 11 komutanı Neil Armstrong bir an düşündükten sonra Ay’a düzgün iniş yapabileceklerine karar vererek “PRO” yazılı düğmeye basmış ve Ay modülünün iniş motorunu ateşlemişti. Bundan sonra araç bir kartal gibi boşluktan Ay’a doğru süzülmeye başlamış ve frenleme motorları sürati azalta azalta saniyede bir metreye kadar indirmişlerdi. Ve saat 22.14’te “Sükûnet Denizi” adı verilen düzlüğe konmuş, motorların susmasıyla her yanı bir “Ay sessizliği” sarmıştı. İnsanoğlu artık “Ay”dadır.
Ay’a ilk inen Astronot Neil Armstrong diğer astronot arkadaşı Edwin Adrin’le birlikte iki saat iki dakika Ay yüzeyinde yürüyüş yaptı. Yirmi sekiz katlı sentetik fiberden yapılmış basınçlı elbiselerini ve çift katlı plastik başlıklarıyla kalın Ay ayakkabılarını giymiş olan Neil Armstrong ile Edwin Aldrin, uzay aracının içindeki basıncı düşürerek araçla Ay’ın basıncını eşit hale getirdiler. Armstrong ön kısmı açarak araçtan çıktı sopnra merdivenden Ay’a doğru ağır ağır inmeye başladı. Yirmi yedi dakika sonra Armstrong önce sol sonra sağ ayağını Ay’ın yüzeyine değdirdi. Bundan sekiz dakika sonra geminin yanı başında birkaç adım attı ve telsizle NASA’ya ilk duygularını bildirdi. On dört dakika sonra bir numune toplama takımını açtı. Oradan altmış santimetre uzunluğunda alimünyum saplı, ucu kıvrık bir sap çıkardı onun ucuna teflon bir torba takarak yerden kazıdığı toprakla taşı torbaya doldurdu. Edwin Aldrin de gemiyi terk ederek Armstrong’a katıldı. Aldrin Ay’da yürürken Armstrong geriye dönüp gemiden TV takımını alıp kamerayı monte etti ve Dünya’ya yayın yapmaya başladı. Astronotlar Ay yüzeyine “barış plaketi” ile “zeytin dalı” bıraktılar. Astronotlar Ay’da yirmi iki saat kaldılar. Bunun sadece iki saat iki dakikasını ayın yüzeyinde geçirdiler. 1.252.288 kilometrelik yolculuk sonunda Apollo 11, 24 Temmuz 1969 Perşembe günü Türkiye saati ile 18.49’da Pasifik Okyanusu’na indi.
Ay’a ilk ayak basan Neil Armstrong televizyonda yaptığı konuşmada; “Bu uçuşun başarıya ulaşmasında en büyük rolü oynayan tarih ve teknolojidir” demişti. Ay’a ikinci ayak basan Edwin Aldrin ise “Yolculuğumuz bir insanın Ay’a basmak için harcadıkları çabanın çok üstünde harcanan bir çalışma ile gerçekleşti” diyerek, bu yolculuğun başarılması için çalışan tüm insanların emeklerine teşekkür etti.
Ay’a ilk ayak basan Neil Armstrong, yıllar sonra kendisiyle yapılan bir söyleşide Ay’a ilk kez kimin gideceği konusu tartışmalarını şöyle anlatmıştı: “Daha uzaya gidecek aracın yapımıyla ilgili süreç devam ederken uzaya kimin gönderileceği konusu gündeme geldi. Önce mahkûmların gönderilebileceği düşüncesi ortaya atıldı. Doktorlar da gönderilebilir diye düşünüldü. Kapalı alanda kalmaktan ve dünyayı dolaşmaktan hoşlanan pilotların en iyi aday olduğuna karar verildi.”
Bir taraftan da uzaya gönderilecek araç konusunda çalışmalar ve denemeler yapılıyordu. Geliştirilen “Apollo” uzay aracı ile deneme yolculukları yapıldı. Apollo projesinde dört bin kişi çalıştı. 20 Temmuz 1969 günü “Apollo 11” aya inişi yapacaktı. Neil Armstrong’a göre; % 90 dünyaya geri döneceğine inanıyordu ama aya inişte başarı oranındaki tahmini ise sadece % 50’ydi. Ve 20 Temmuz1969’da insanoğlu büyük bir olaya imza attı ve “İnsanoğlunun sadece dünyaya bağlı değil, başka alternatifleri de olabilir” tezini ispatladı. Neil Armstrong, 20 Temmuz 1969’da komuta ettiği “Apollo 11” uzay aracını Ay’a indirdiğinde telsizle gönderdiği mesajda; “Bu bir insan için küçük ama insanlık için dev bir adım” diyerek tarihe geçti.
Neil Armstrong, Ay’a ilk adım atışı sırasındaki duygularını dile getirirken; “Ay’da rüzgâr ve yağmur yok. Hava açık ama gökyüzü karanlık… Dünyadaki yerçekiminin altıda biri orada var. O yüzden yürümek için çok zevkli bir yer ama uzay aracından inerken kullanılan merdivenlerin biraz geliştirilmesi gerekiyordu. Okuldayken uzay yolculuğuyla ilgili olanak olmadığından hayalim uçak tasarımcısı olmaktı. Ama hiçbir zaman uçak tasarımcısı olamadım. Hiç kimse geleceği tahmin edemez. Yaşam süresince çok büyük değişiklikle karşılaşacaksınız ve bu değişiklikler meydana geldiğinde onların bir parçası olmak isteyeceksiniz. Heyecan ve umut verici gelişmeler olacağından bunu isteyeceksiniz. Mümkün olabildiğince çok şey öğrenmeye bakın” diyerek çocuklara ve gençlere de öğüt veriyordu. Neil Armstrong, insanlık tarihine “Ay’da yürüyen ilk insan” olarak geçti. Dünyaya döndükten sonra Amerikan Uzay ve Havacılık Dairesi’nde (NASA) başkan yardımcılığı yaptı. Daha sonra Cincinnati Üniversitesi’nde Uzay Mühendisliği bölümünde profesör olarak çalıştı ve 25 Ağustos 2012 tarihinde seksen iki yaşında hayata gözlerini yumdu. O insanoğlunun “en büyük kahramanlarından” biriydi. Ama Ay’a ilk ayak basan Neil Armstrong’la tanışma imkânım olmasına rağmen bugün üzüntüm onunla bir fotoğraf çektirmemek oldu. Geldiğinde işim çok yoğundu ama bir fotoğraflık zaman olabilirdi buna hala üzülürüm. İnsanlığın en büyük kahramanlarında Neil Armstrong’u rahmetle anıyorum.