Çok zor meslektir mezar kazıcılığı…Hayata veda edenlerin defin işlemleri için hazırlıkları yapıp mezar kazanlardan söz ediyoruz. Çanakkale’de de 25 yıldan buyana bu işi yapan Mehmet Salih Güneş zorda olsa mezar kazarak geçimini sağlıyor. 25 yılda Çanakkale’de 15 binin üzerinde mezar kazan Mehmet Salih Güneş, “Bu meslek gerçekten çok zor. Burada duygusal olarak da çok yıpranıyorum. Ayrıca mezar için kazdığımız toprak yazın çok sert, kışın da çok çamurlu oluyor. Bu sebeple kazma kürekle saatlerce bir mezar yerini kazmak için uğraş veriyorum. Fakat ekmek parası için bunu yapmak zorundayım” diyor. 10 çocuğunu mezar kazarak yetiştirip okutan Mehmet Salih Güneş, “Bu işi yaparken her gün ölüyorum, her gün diriliyorum. Düşünsenize her gün bir veya birkaç cenaze oluyor. Bunların mezarlarını kazıp onları mezarın içine ben indiriyorum. Kolay değil yani. Bizim işimiz her gün ölüp, her gün dirilmek gibi bir şey. “Yarın bende böyle olacağım” diyerek o ölen kişiyi kendi yerime koyuyorum” diyor. Bu hafta sizlere ilginç mesleği ile dikkat çeken Mehmet Salih Güneş’i tanıtmak istedik….
ÖZEL RÖPORTAJ: AYHAN ÖNCÜ / ÇANAKKALE
E-Mail: info@canakkaletravel.com
* Sizi tanıyabilir miyiz?
- İsmim Mehmet Salih Güneş. Bitlisliyim. 1980’li yıllarda Çanakkale’ye geldim. O yıldan buyana da Çanakkale’de yaşamımı sürdürüyorum.
* Kaç çocuğunuz var?
- 10 çocuğum var. Benim geldiğim Bitlis’in köylerinde bizler okul nedir bilmiyorduk. Çanakkale’ye geldikten sonra bir inşaatta çalışırken okula giden öğrencileri gördüm ve okulun ne olduğunu orada öğrendim. Daha sonra da çocuklarımı okula göndermeye başladım. Yemedim yedirdim ve 10 çocuğumu da mezar kazarak büyüttüm. Bu çocuklarımın hepsini de okuttum. Çocuklarımın 4 tanesi öğretmen oldu. Diğer 5 tanesi de değişik yerlerde çalışıyor. Bir çocuğum da şuan yanımda…
* Bu mesleğe nasıl başladınız bize anlatabilir misiniz?
- Bitlis’ten Çanakkale’ye geldikten sonra evim olmadığı için ailemle birlikte şu anki Bölge Trafik İstasyonu’nun olduğu yerde bir çadırda yaşıyordum. O zamanlarda Belediye Başkanı İsmail Özay çoluk çocuğumla çadırda yaşadığımı görünce bana sahip çıktı belediyeye aldı. Birkaç yıl belediyede yollara parke taşı döşeme işlerinde çalıştım. Onun ardından da beni mezarlıkta görevlendirdiler. Bende bu işe 1990’lı yıllarda başladım. Aslında bu mezar kazma mesleğini ben isteyerek seçmedim. 1990’lı yıllarda burada çalışan bir arkadaş vardı. Ona yardımcı olarak geldim. O yıllarda Kurşunlu Camiinden gelen bir cenaze vardı. Bende yardımcı olarak bu cenaze için burada bir mezar kazdım. Cenazeyi getiren hocalar da benim mezar kazma tekniğimi beğendiklerini belirtip bir daha bırakmadılar. O gün bu gündür 25 yıldır burada mezar kazıyorum.
“25 YILDA 15 BİNİN ÜZERİNDE MEZAR KAZDIM”
* 1990 yılından buyana burada mezarlıkta görev yapıyorsunuz. 25 yıldır burada tahmini ne kadar mezar kazmışsınızdır?
- Bizim yaptığımız bu mesleğimiz gerçekten çok zor. Başlangıçta çok zorluk çektim. Ancak zamanla bu mesleğe alıştım. Bu 25 yıllık süre içinde de yeni ve eski mezarlıkta yaklaşık 15 binin üzerinde mezar kazmışımdır. Bu sayı gerçekten çok fazla…
* Mezar kazarken hiç korkmuyor musunuz?
- Mezarlıkta göreve başladığım ilk zamanlarda ben de soğukluk duyuyordum. Burası ürpertici bir yerdi. Ne yapacaksınız ekmek parası. Yapmak zorundasınız. Yıllar geçtikçe biraz alışıyor gibi oluyorsunuz. Fakat yine de insanın içinde bir ürperti oluyor. Çünkü bu işi yaparken her gün ölüyorum, her gün diriliyorum. Düşünsenize her gün bir veya birkaç cenaze oluyor. Bunların mezarlarını kazıp onları mezarın içine ben indiriyorum. Kolay değil yani. Bizim işimiz her gün ölüp, her gün dirilmek gibi bir şey. “Yarın bende böyle olacağım” diyerek o ölen kişiyi kendi yerime koyuyorum.
* Bu mesleği sizce herkes yapabilir mi?
- Bu meslek gerçekten çok zor bir meslek. Rahat bir meslek değil. Burada duygusal olarak da çok yıpranıyorum. Ayrıca mezar için kazdığımız toprak yazın çok sert, kışın da çok çamurlu oluyor. Bu sebeple kazma kürekle saatlerce bir mezar yerini kazmak için uğraş veriyorum. Fakat ekmek parası için bunu yapmak zorundayım. Bu mesleği yapan bir insan en azından mezar kazmanın ne olduğunu, cenazeye saygılı olmanın önemini iyi bilmeli. Mezarı kazarken de dikkatli olmalı ve belirtilen ölçülerde bu yeri kazmalı. Herkesin bu işi yapacağına da inanmıyorum. Gerçekten çok zor bir iş bizim işimiz. Gece gündüz burada mezar kazdığımız oluyor. Yani gece gündüz, yaz kış fark etmiyor bizim işimizde.
“GECELERİ MEZAR KAZARKEN ÇOK KORKUYORUM”
* Geceleri mezarlıkta mı kalıyorsunuz? Burada sizin için ayrılmış bir küçük kulübe şeklinde yer de var.
- Geceleri burada kalmıyoruz. Şahsen bana bir teneke altın verseler gece burada kalmam. 25 yıldır burada görev yapmış olsam da halen buraya alışamadım. Geceleri burada ışık olmadığı için mezarlığın ürpertici bir hali var. Bazen geceleri burada 01.00’e kadar çalıştığımız da oluyor. Örneğin yarın 4-5 tane cenaze olduğu haberini alıyoruz. Ertesi gün onu yetiştiremeyeceğimizi düşünerek geceden mezar yeri kazıyoruz. Hele birde eski mezarlık yerinde bu defin işlemi yapılacaksa buraya kepçe de girmiyor. Mecburen kazma kürek ile bunu yaptığımız için gece 01.00’e kadar mezar kazıyoruz. Kazma kürekle bu işi yaptığımız içinde zaman zaman zorluk çekebiliyoruz. Yine de zorda olsa görevimizi en iyi şekilde yapmaya çalışıyoruz ve mezarları zamanında kazıp ilgililerin defin işlemine yetiştiriyoruz.
* Gece 01.00’e kadar mezar kazarken korkmuyor musunuz?
- Vallahi çok korkuyoruz. 2-3 arkadaş gece bu mezar kazma işini yapıyoruz. Yanımızda aydınlatma lambaları falan getiriyoruz. Ayrıca ne olur ne olmaz diye yanımızda silah da getiriyoruz. Mecburen korksak da bu mezarları birlikte kazıp ertesi güne yetiştiriyoruz
* Çanakkale Şehir Mezarlığı’nda mezar kazıcı olarak kaç kişi görev yapıyorsunuz?
- Biz eski ve yeni mezarlıkta 2 kişi görev yapıyoruz. Mezarları 1,5 metre derinlikte 2 metre uzunlukta, 1,20 veya 1,30 genişliğinde kazıyoruz. Tabi cenazelerin durumuna göre bu değişiyor. Bazın daha büyük veya daha küçük de olabiliyor.
“TABUTTAN KAÇAN ADAMI GÖRÜNCE NE YAPACAĞIMI ŞAŞIRDIM”
* Mezarlıkta görev yaparken yaşadığınız ilginç anılar mutlaka vardır. Bize bunlardan birkaç örnek verebilir misiniz?
- Bundan10-12 yıl önce Karacaören civarında 10-15 günlük bir ceset bulunmuştu. Kış günüydü. Belediye ambulansı ile ceset alınıp ilgili yerde yıkanıp kefenlendikten sonra mezarlığa bize getirildi. Ceset gömülmek için bize getirildiğinde karanlık basmıştı. Kar da yağıyordu. O günde 4-5 cenaze vardı. Çok yorgun düşmüştük. Hem kar yağışı, hem de karanlık basması sebebiyle cenazeyi sabah gömmek istedik. Çünkü gece yarısı mezar kazmaya başlasak sabaha kadar ancak mezarı kazabilecektik. Bizde cenazeyi sabah gömmeye karar verip tabutla bulunduğumuz yere bıraktık. Sabah geldiğimizde cenazeyi gömmek için mezarı kazdık ve yerini hazırladık. Gittik tabutu aldık. Fakat tabut çok ağırdı. El arabasının üzerine koyduk ve defin yerine doğru götürmeye başladık. İkide bir tabutun kapağı açılıyor gibi oldu. Ben “Acaba el arabasını ittiriyorum ondan dolayı mı kapağı açılıyor?” diye düşündüm. Birde baktık kapak açıldı içinden biri koşarak kaçmaya başladı. Peşine düştüm. “Kaçma gel buraya” diye bağırdım. Öyle korttuk ki, “Galiba ölü dirildi” dedik. Meğer kar, kış olduğu için tinercinin biri gelmiş tabutun içine girip ceset ile birlikte içine yatmış. Sonra da sabah biz cenazeyi götürürken ayılmış. Bunun üzerine de tabuttan çıkıp korkup kaçmaya başlamış. Bizlerde o anda gerçekten korkmuştuk. Bu olay rüyalarıma bile girdi. Hatta dudaklarım uçuklamıştı. Uzun süre de dudaklarımdaki bu uçuklar geçmemişti. Bu anımı hayatım boyunca unutamam.
Bunun dışında yine bundan 10 yıl önce adli işlem sebebiyle savcılık emri ile gömülen bir cenazenin çıkarılması kararı çıkmıştı. Bunun üzerine 3 yıl önce gömdüğümüz bir cenazeyi çıkarmak için toprağı kazmaya başladım. Sonunda cenazeye ulaştım ve çıkardım. Fakat gördüğüm manzara beni şok etti. Çünkü 3 yıl önce gömülen kadının cesedi hiç bozulmamıştı. Kefenin de dahi leke yoktu. Yüzünü açtık. Sanki uyuyor gibiydi. Yüzünde ufak ufak ter gibi şeyler vardı. Onu o şekilde görünce şaşkına döndüm. Bu anımı da unutamam.
* Bu mesleği seçmek isteyenlere neler söylemek istersiniz?
- Bizim meslek çok zor bir meslek. Bu meslekte sabır çok önemli. Mezarlıkta cenaze işlemleri sırasında cenaze sahiplerinin tepkisi ile karşılaşabiliyorsunuz. Çünkü onların içi kan ağlıyor. O sırada onların o acılarını bilerek tepkilerine rağmen karşılık vermeyerek sabırlı olmanız gerekir. Hem bedenen, hem de beyin olarak yorgun halde bu işi yapmak zorundasınız. Emekliliğime de 2 yıl kaldı.Bu sebeple daha şimdiden yanımda bazı kişileri yetiştiriyorum. Artık çok yoruldum. 2 yıl sonra bu işi bırakarak görevimi benden sonra gelecek arkadaşlarıma devredeceğim.