YUKARI ÇIK

Çanakkale Travel
Çanakkale Travel

İşte Tarihi Gemiler ile Topları Hurda Niyetine Böyle Sattılar!

(ÖZEL HABER) - Çanakkale Savaşı sırasında batan ve boğazın serin sularına gömülen gemilerin enkazları ile tarihi topların çoğunun 1923 yılından başlayarak 1970’li yıllara kadar bulundukları yerden çıkarılarak hurda olarak satıldığını biliyor muydunuz? İşte Çanakkale'de 1923 yılından başlayarak 1970’li yıllara kadar batık gemiler ile tarihi topların hurda niyetine satılmalarının hikayesi...

29 Temmuz 2016 tarihinde eklendi

Konu ile ilgili bir geçtiğimiz yıllarda “Çanakkale’de Batan Gemilerin Enkazının Çıkarılması ve Satılması” konulu bir makale yayınlayan Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi (ÇOMÜ) Fen Edebiyat Fakültesi Tarih Bölümü Öğretim Üyesi Yrd. Doç. Dr. Mithat Atabay bu konunun tarihsel gelişim hakkında bilgiler verdi. Yrd. Doç. Dr. Mithat Atabay 1923 yılında Çanakkale Savaş alanlarında bulunan savaş malzemelerinin ve enkazın yapılacak sözleşme karşılığında satışının yapılması için Milli Savunma Bakanlığı ile Maliye Bakanlığı arasında görüşmeler gerçekleştirildiğini belirterek, “Bir aydan fazla sürdüğü anlaşılan görüşmeler sonucunda Milli Savunma Bakanlığı ile Maliye Bakanlığı bir mutabakata vardılar ve konunun Bakanlar Kurulu’nun gündemine getirilmesini kararlaştırdılar. Hurdaların çıkarılması ile birlikte deniz trafiğine tehlike ve engel yaratan sığ sulardaki batıkların temizlenmesi de sağlanmış olacaktı. 1926 senesinde İtalyan Fratelli Serra şirketi ile sözleşme yapıldı. 1930 yılında Fratelli Serra’nın iflas etmesi nedeniyle hem çıkarma hem satış hakları Vincent Jermac’a devredildi. 2 sene sonra Vincent Jermac taahhüdünü yerine getiremeyince 23 Aralık 1932’de bütün haklar İş Bankası’na geçti. Çanakkale bölgesindeki batıkları çıkarma çalışmaları, 1957 yılı yaz aylarında tekrar başladı. Aynı anda birkaç yerde yapılan çalışmalar oldukça dikkat çekiciydi. Bir taraftan Dumlupınar denizaltısına dalışlar gerçekleştirilirken, diğer taraftan hem Çanakkale Boğazı’nda hem de Gökçeada açıklarında çalışmalara başlandı” dedi.

“TABYALARDAKİ TOPLARI HURDA NİYETİNE İTALYANLARA SATACAKLARDI”

1957 yılı Temmuz ayında bir kısmı Çanakkale Boğazı’ndaki batıklardan çıkarılan bir kısmı da karadaki tabya ve bataryalardan satın alınan tarihi topların İtalya’ya satılmak üzere Ortaköy’de bir depoda bulunduğunun anlaşıldığını da belirten Yrd. Doç. Dr. Mithat Atabay, “Durumun basına da yansıması üzerine, Milli Savunma Bakanlığı duruma müdahale etti ve Başbakanlığa konuyla ilgili sunduğu raporda; “Her sene hizmet dışı bırakılan bazı eski topların Maliye Vekâleti’ne devredilerek satışa çıkarıldığı, bu defaki satışlarda bazı tarihi kıymeti haiz topların da karıştığının anlaşılması üzerine duruma müdahale edildiği ve bu topların geri alınarak Maliyece yerine hurda demir verildiği belirtildi" dedi.

“DUMLUPINAR DENİZALTISINI DA ÇIKARMAYI PLANLIYORLARDI”

Batıkların çıkarılması çalışmalarına 1958 yılında da devam edildiğini ifade eden Yrd. Doç. Dr. Mithat Atabay, “Ancak 1958 yılı bir dizi kazalara da sebep oldu ve batık gemilerin çıkarılması çalışmaları bir süre akamete uğradı. EMDEN batık çıkarma şirketine ait olan ve Çanakkale  Boğazı’ndaki batık gemileri çıkarmak için çalışmalar yapan şirket gemilerinden “VOLF I” isimli dalgıç gemisinde 8 Ağustos 1958 günü bir patlama meydana geldi. Patlamada  “VOLF  I”  gemisinin arka güverte  kısmı  tamamen tahrip oldu. Rahmi Taylan ve Mehmet Kızıltan isimli dalgıçlarla Ahmet Güven ismindeki bir gemici ağır yaralandı. “VOLF I” gemisinin kaptanı ile iki gemici de hafif surette yaralandılar. Bir gemicinin kulakları şiddetli patlama nedeniyle sağır oldu. Patlama, E14 denizaltısının çıkarılması için yapılan çalışmalar sırasında meydana geldi. “VOLF I” gemisinin arka güvertesinde bulunan büyük bir dinamit paketinin yanlışlıkla ateşlenmesinden vuku buldu. 1958 yılı Eylül ayında Dumlupınar denizaltısına dalış başladı. 19  Eylül’de helyum gazı kullanılarak yapılan ilk dalışta Dumlupınar denizaltısı görülemedi. Yarbay Vedat Dora başkanlığında dalış eğitimi için 10 Eylül 1958 tarihinde Çanakkale limanına gelen kurtarma ekibi önce arama-tarama gemileri vasıtasıyla Dumlupınar’ın battığı yer üzerinde  çalışmalarına başladı. Bu çalışmalar sonucunda Dumlupınar’ın battığı yerin derinliği 47 kulaç yani 87 metre olarak tespit edildi. Daha evvel bu bölgeye konan dört şamandıra kaldırılarak yeri kesin olarak tespit edilen denizaltının baş, kıç ve ortasının yerini belli eden üç şamandıra konuldu. Hava şartlarının uygun olmamasına rağmen 19 Eylül’de dalgıçlar birkaç dalış yaptılar, ancak denizaltıyı göremediler. Dalgıçlar bu dalışlarında helyum gazı kullandılar. Daha evvel dalışlar hava ile yapılmaktaydı. Yarbay Vedat Dora başkanlığındaki çalışmalarda 4 Ekim 1958 tarihinde önemli bir aşamaya gelindi. 4 Ekim’de Kurtaran gemisi dalgıçlarından Necati Tezgin, Dumlupınar denizaltısına ilk dalışı gerçekleştirdi. Tezgin, denizaltının hava valfının bulunduğu yerleri tespit ederek denizde 228  dakika kaldı ve saat 13.18’de Kurtaran gemisine çıktı. İkinci dalışı yapan Adil Çorbacı, hava hortumunu Dumlupınar’ın sarnıçlarına bağlamak için çalıştı. Gemi 20 derece sancak tarafına yatık olduğu için bunda başarılı olamadı ve saat 16.28’de su üzerine çıkmak zorunda kaldı. Adil Çorbacı, 2 saat 28 dakika su içinde kaldı ve denizaltı üzerinde 45 dakika çalıştı. Dumlupınar denizaltısını çıkarma çalışmalarına hava şartlarının giderek bozulması üzerine 10 Ekim 1958 tarihinde son verildi. Kurtaran ve diğer yardımcı gemiler hareket hazırlıklarını tamamladılar, ağ gemisi şamandıraları topladı. Sadece Dumlupınar denizaltısının bulunduğu yeri gösteren iki şamandıra bırakıldı. Bu şamandıralardan biri denizaltının baş, diğeri kıç kısmını gösteriyordu. Şamandıraların geceleri görülmesi için de fosforlu boya ile boyandı” şeklinde konuştu.

“BATIK GEMİLERİNİ ÇIKARMAK İSTEYEN GEMİ DE BATTI”

Çanakkale Boğazı’nda batan gemileri çıkarma çalışmalarına 1959 yılında da devam edildi. Gökçeada açıklarında I.Dünya Savaşı sırasında batırılan İngilizlere ait monitör gemileri ile Osmanlı İmparatorluğu’nun Midilli kruvazörünü çıkarma çalışmaları devam ederken 1 Mayıs 1959 günü bir  kaza meydana geldi. Çanakkale Boğazı’nda batık gemileri çıkarmak için hükümetten izin alan DEMBAT Şirketi’ne ait olan Alman bandıralı Fortuna maçunası Gökçeada açıklarında faaliyetlerini sürdürürken ani bir patlama sonucunda yanmaya başladı. Yangın söndürülemeyince mürettebat Fortuna’yı batırmaya mecbur kaldı.Kazada mürettebattan herhangi bir zayiat olmadı. 1959 yılı Sonbaharında Gökçeada’nın Kefaloz açıklarında batık çıkarma çalışmaları sürdürülürken bir kaza daha meydana geldi ve “Lisa I” denge hatası sebebiyle battı. Her ne kadar ertesi gün “Lisa I” çıkarılmış ve yüzdürülmüşse de 1960 yılında şirketin borçları nedeniyle algarnaya el konuldu. 29 Mayıs 1962 tarihinde çıkarılan 6/497 sayılı Bakanlar Kurulu Kararıyla “Lisa I” adlı algarnanın “Türk Parası Kıymetini Koruma hakkında 14 sayılı kararın  51’nci maddesi” gereğince kesin ithalinin yapılarak satılmasına” karar verildi. 1970’li yıllardan itibaren söküm çalışmalarının gerek ekonomik değeri kalmamasından ve gerek kalan batıkların çıkarılmalarının tarihi değerleri kaybetme açısından sorun yaratacağı düşüncelerinin oluşmasından dolayı söküm çalışmaları tamamen durdu” dedi.

“TARİHİ GEMİLER VE TOPLAR SATILIRKEN NE ESKİ ESERLER VE MÜZELER GENEL MÜDÜRLÜĞÜ’NDEN, NE DE ASKERİ MÜZE’DEN HERHANGİ BİR MÜDAHALE GELMEDİ”

Çanakkale Savaşı’nda batan gemiler ile tarihi topların satışı sırasında ne Eski Eserler ve Müzeler Genel Müdürlüğü’nden, ne de Askeri Müze’den herhangi bir müdahale gelmediğini de belirten Yrd. Doç. Dr. Mithat Atabay, “ Sonuç olarak diyebiliriz ki, bu yapılan çalışmalarda Çanakkale Boğazı’ndan çıkarılan “ismi meçhul römorköre ait 4671 kilo saç ile 154.50 kilogram döküm ve pervane hurdası” 8 Şubat 1963 tarihinde Galata’da Çeşme Meydanı Hamam Sokak’ta bulunan depoda 868.59 muhammen bedelle, Haliç Feneri Mürsel Paşa Caddesi’nde bulunan müteahhit Zeki Kalkavan’a ait depoda bulunan Barbaros gemisine ait 2920 kilogram hurda saç ile 549 kilogram hurda köşebent 867.25 lira muhammen bedelle satışa çıkarıldı. Satışları gerçekleştiren Milli Emlak Müdürlüğü satış komisyonuydu. 1968 yılında Çanakkale Boğazı’nda batık Barbaros gemisinin topları da çıkarıldı. Barbaros’tan çıkarılan toplar oksijen kaynağıyla kesilerek hurda demir olarak satıldı. Denizden çıkarılan her bir topun uzunluğu 10 metreyi buluyordu. Tarihi kıymeti haiz olan Barbaros’un topları kesilirken ve satılırken maalesef ne Eski Eserler ve Müzeler Genel Müdürlüğü’nden, ne de Askeri Müze’den herhangi bir müdahale gelmedi” dedi.

(ÖZEL HABER: Ayhan ÖNCÜ/ÇANAKKALE)

(Haber Kaynak ve Link Gösterilmeden İzinsiz Alınıp Yayınlanamaz)

10.089 kez okundu