(ÖZEL HABER) - Çanakkale’nin Gökçeada ilçesinde Agro Turizm adı verilen Tarım Turizmi yapmak isteyen özel sektör bu konuda çalışma başlattı.
Gökçeada’da Dereköy Köyü Savurderesi mevkiinde sit alanı dışında bulunan özel mülkiyete ait bir parselde Agro Turizmi olarak adlandırılan Tarım Turizmi yapmak istedi. 7 bin 374 metrekarelik yüzölçümüne sahip olan özel mülkiyetin bulunduğu alanda moloz taşlardan yapılan ve alt katı ahır, üst katı da yaşam alanı olarak kullanılan 2 katlı yapıda gerekli bakım ve onarım çalışması yapmak isteyen şahsın başvurusunu dikkate alan Kültür ve Turizm Bakanlığı Çanakkale Kültür Varlıklarını Koruma Bölge Kurulu yetkilileri ilgili uzman raporlarının okunmasının ardından 19 Haziran 2017 gün ve 3847 sayılı karar ile bu yapıyı 2. derecede korunması gereken kütür varlığı olarak tescil etti. Koruma altına alınan bu yapının restorasyonunun ardından aynı arazi içinde yapılacak yatırımlarla bölgede Agro Turizmi adı verilen tarım turizminin yapılması hedefleniyor.
AGRO-TURİZM NEDİR?
Kırsal alanda yaşayan insanlar tarafından verilen turizm hizmetine Agro-Turizm, ya da Türkçe adıyla Tarım Turizmi deniyor. Tarım turizmi hizmeti verenler, uygulanmakta olan kitle turizmi anlayışının bütün dünyayı aynılaştırdığını, coğrafi ve kültürel güzellikleri ticarete döktüğünü, beton yığınları oluşturarak tarımı ve çevreyi olumsuz etkilediğini düşünüyor. Kültürel farklılıkların ve yerel dokunun korunmasına büyük önem veren tarım turizmi anlayışı, hem şehirlilere doğayla dost, farklı insanları ve kültürleri tanıyabilecekleri bir tatil sunmayı hem de hizmetin verildiği bölgedeki halka maddi gelir sağlayarak kırsal kalkınmayı sağlamayı hedefliyor. Eko-turizm, yani ekolojik turizm hizmeti verenlerin de yaklaşımı aynı. İki anlayışın da temelinde doğal ve kültürel güzellikleri onları yıpratmadan, gelecek nesillere aktarmayı başararak tanımak yatıyor. Tarım turizmi hizmeti verenler, turist ve turizm laflarını dahi kullanmak istemiyorlar. Kendi tesislerinde konaklayan insanlara “konuk” diyorlar. Bu tip tatil anlayışını benimseyenler de “turist” olmak yerine “yolcu” ya da “gezgin” tanımını tercih ediyor.
Tarım turizmi kapsamında sunulan hizmetler, konuklarına unuttukları bazı güzellikleri yeniden hatırlatıyor. Hizmet sunulan bölgede yaygın olan mutfak kültürü korunuyor, bölgede yetişen özel tarım ürünleri baş tacı ediliyor. Ev usulü zeytinyağı yapımı, şarap yapımı, kilim dokuma, ekmek pişirme, el işleri gibi faaliyetler yeniden yaşatılmaya başlanıyor. Beton yığını oteller yapmanın yerine yerel mimarinin korunması, evlerin pansiyona ya da lokanta vb. yerlere dönüştürülmesi tercih ediliyor. Tarım turizmi uygulamaları özellikle kadınlar için önemli katkılar sağlıyor. Tarımdan yeteri kadar gelir elde edemeyen bu nedenle yoksullukla karşı karşıya kalan bazı bölgelerde tarım turizmi kadınlar için yeni iş olanakları yaratıyor. Tarım turizmi yapılan bölgelerde zaman içerisinde yerel mutfak kültürü gelişiyor, el sanatları, pansiyonculuk gibi faaliyetler artmaya başlıyor, yerel mimari korunuyor.
(ÖZEL HABER : Ayhan ÖNCÜ/ÇANAKKALE)
(Haber Kaynak ve Link Gösterilmeden İzinsiz Alınıp Yayınlanamaz)