Çanakkale Savaşları’nın 100. yılı törenlerine katılımın geçtiğimiz yıllara göre çok fazla olması sebebiyle Gelibolu Yarımadası Anzak Koyu’ndaki tören alanına girişte belirli bir kota uygulaması yapılması sebebiyle bu yıl ilk kez Gelibolu ilçesindeki Hamzakoy’da alternatif bir anma töreni yapıldı. Çanakkale Kepez Limanı’nda bağlı bulunan “MSC Opera” isimli yolcu gemisinden yaklaşık bin 100 Avustralya ve Yeni Zelandalı turist gece geç saatlerde törenin yapılacağı Gelibolu ilçesine geldi. Bu arada törenin gerçekleştirileceği sabah 05:30’dan 1 saat önce ise 130 Surf Botların Kürekçileri adeta çıkarma yaparcasına botları ile Hamzakoy sahiline geldi. Saat 04:30 sıralarında Hamzakoy sahiline gelen 130 botçu ilginç görüntülerin yaşanmasına sebep oldu. Saat 05:30’da ise Anzak Koyundaki ayinin aynısı burada da gerçekleştirildi. Hamzakoy’da aynı saatte düzenlenen alternatif anma töreninde bir konuşma yapan Gelibolu Belediye Başkanı Mustafa Özacar, konukların iki denizin ortasında ve iki kıtanın arasında olduklarını belirterek, “Burası GELİBOLU. Burası, ismi kendinden önce gelen bir yer. Huzur, sevgi ve sonsuz güzelliklerin diyarında sizleri ağırlamaktan onur duyuyoruz. Buraya antik zamanlarda insanlar “GÜZEL ŞEHİR” derlermiş. Antik zamanların insanları aynı zamanda ileri görüşlüymüş. Çünkü yüzyılların ardından ve büyük savaştan 100 yıl sonra bugün de Gelibolu yine çok güzel. Ve sizler de Gelibolu kadar güzelsiniz. Değerli Konuklarımız, Burada asla yabancılık çekmeyin. Sizinle aynı dili konuşmuyoruz belki ama aynı şeyi hissediyoruz. Hepimiz aynı anda nefes alıyoruz. Dilimiz, dinimiz ayrı olabilir ama hepimizin gözyaşlarının rengi aynı. Dünya, aslında hepimizin ülkesi. Sizler dünyamızın bir ucundan bugün Gelibolu’ya, bu topraklarda huzur içinde uyuyan atalarınızı anmaya geldiniz. Dün bu topraklarda savaşanların torunları bugün bu topraklarda kardeş oldu. Bu toprakların altındaki atalarınız da, üstündeki sizler de misafirlerimizsiniz, kardeşlerimizsiniz. Değerli dostlarımız, Önemli olan kardeşçe yaşamak değil mi ? Çünkü ölmek kolaydır. Zor olansa yaşamaktır. Ve savaş bazen kolaydır, asıl zor olan barıştır. Bugün sizler ve bizler zor olanı yaptık. O koyda 100 yıl önce karşı karşıyaydık. Bugün bu koyda yan yanayız. O gün Anzac Koyu'nda çarpıştık, bugünse Hamzakoy'da kucaklaştık. Ve 100 yıl sonra bugün, bu sahilde aynı geceyi paylaşıyor, aynı yıldızların altında soluk alıyoruz” dedi.
“SAVAŞIN İYİSİ VE BARIŞIN KÖTÜSÜ OLMAZ”
Başkan Özacar konuklara “Uzak topraklardan gelen konuklarımız” şeklinde de hitap ederek, “Savaşın iyisi ve barışın kötüsü olmaz. Çünkü barışta oğullar babalarını, savaşta ise babalar oğullarını gömer. Ve orduların savaşından geriye sadece, 'gaziler ordusu' ile 'yas tutanlar' ordusu kalır. Onun için savaşa, savaş açmalıyız. Büyük önderimiz Atatürk’ün dediği gibi gerekmedikçe savaşı bir cinayet saymalıyız. Onun içindir ki savaşlar bitmelidir. Aksi takdirde insanlığın biteceği bilinmelidir. Sizler 'bumerang'ı çok iyi bilirsiniz. İnsan bu dünyada ne yaparsa bumerang gibi kendisine dönecektir. Kavga eken, kin ve nefret biçecektir. Evet savaşı kazananlar kuvvetliler olabilir. Ama barışı kazananlarsa kudretliler olacaktır. Birazdan karanlık, yerini aydınlığa terkedecek. Doğacak güneş hepimizi ısıtsın. Doğacak güneş yolumuzu aydınlatsın. Rüzgar, buradaki kardeşliğimizi ve sevgimizi, denizlerin ve dağların ardına, savaştan başka birşey bilmeyenlerin kararmış kalplerine taşısın. Gelibolu’dan 'kan kokusu' değil, 'çiçek ve barış kokusu' yayılsın. Yeryüzünden 'Kurşun sesleri' değil, 'çocuk sesleri' yükselsin. Savaş zamanlarında doyacağımıza, varsın barış zamanlarında aç kalınsın. Ve siz dostlarımıza seslenmek istiyorum, Bilinsin ki; Savaşın karşısında, her zaman Gelibolu Kalesi gibi dik duracağız. Kim olursa olsun Gelibolu Mevlevihanesi gibi herkese kapımızı açacağız. İki denizi birleştiren Gelibolu gibi bizde her zaman birleşeceğiz. Gelibolu topraklarının altındakileri, Gelibolu toprağının üzerindekiler olarak unutmayacağız. Unutmamamız gereken şeylerden biri de Türkiye Cumhuriyeti'nin kurucusu Ulu Önderimiz Mustafa Kemal Atatürk'ün o eşsiz sözleridir. Buradan o sözleri haykırıyorum: “Bu memleketin toprakları üzerinde kanlarını döken kahramanlar. Burada, dost bir vatanın toprağındasınız. Huzur ve sükun içinde uyuyunuz. Sizler Mehmetçikle yanyana, koyun koyunasınız. Uzak diyarlardan evlatlarını harbe gönderen analar! Gözyaşlarınızı dindiriniz. Evlatlarınız bizim bağrımızdadır, huzur içindedirler ve rahat uyuyacaklardır. Onlar bu topraklarda canlarını verdikten sonra artık bizim evlatlarımız olmuşlardır.” Avustralyalı bir annenin Atatürk'e gönderdiği eşsiz mektup da unutulacak gibi değildir. O da şöyledir: “Gelibolu topraklarında yitirdiğimiz evlatlarımızın acısını alicenap sözleriniz hafifletti, gözyaşlarımız dindi. Bir anne olarak bana bir güzelim teselli bahşetti. Yavrularımızın sonsuz uykularında huzur içinde dinlendiklerinden hiç şüphemiz kalmadı. Majesteleri kabul buyururlarsa, bizler de size “Ata” demek istiyoruz. Çünkü yavrularımızın mezarları başında söylediğiniz sözler, ancak bir öz babanın sözleri gibi yüce. Evlatlarımızı bir baba gibi kucaklayan Büyük Ata`ya bütün anneler adına sevgi, şükran, saygıyla.” Bir yanda ölen askerleri kahraman olarak, bir evlat olarak gören Mustafa Kemal Atatürk, bir yanda da oğlunun ardından bağrına ateş düşen bir annenin gösterdiği saygı. Bir yanda babalığın yüceliği, bir yanda anneliğin saygınlığı. Ne bizde bir kin, ne sizde bir düşmanlık…Bu toprakların kahramanı ve ülkemizin kurucusu ulu önderimiz Mustafa Kemal Atatürk gibi “Yurtta Barış, Dünyada Barış” diyoruz ve sizleri hep barışla kucaklıyoruz. Değerli konuklar, Bu sözlerden sonra konuşmamı bir Avustralya atasözüyle bitirmek istiyorum. O söz şöyledir: “Biz bu zamana ve yere misafiriz. Geçip gidiyoruz. Amacımız, gözlemek, öğrenmek, büyümek, sevmek ve sonra eve geri dönmek.” Birgün bende eve döneceğim. Birgün sizde eve döneceksiniz. Ama şunu bilmenizi isterim: Eve dönmeden önce bu gece sizi gördüğüm için çok mutluyum. Birgün eve dönüş yolculuğum başladığında bu geceyi hatırlayacağım. Mutlulukla sizi hatırlayacağım. Teşekkür ederim.” Törende ayrıca yabancı konuklarda birer konuşma yaptı. Alternatif Şafak Ayini duaların okunması ile sona erdi. (Haber/Fotoğraf:Ayhan ÖNCÜ/ÇANAKKALE)