Mevlana Celaleddin-i Rumi’nin 742. vuslat yıldönümü nedeniyle dünyanın en büyük Mevlevihanesi olan Gelibolu Mevlevihanesi’nde tören düzenlendi.
Gelibolu Mevlevihane’sini Koruma ve Mevlevi Kültürünü Tanıtma Derneği, Tasavvuf Vakfı ve Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi Tasavvuf Topluluğu tarafından organize edilen törene; Vali Hamza Erkal, Adalet ve Kalkınma Partisi Çanakkale Milletvekili Ayhan Gider, Grozde Müftüsü Remzija Piliç, Saraybosna Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi Dekanı Mesudiye Tekkesi Üstadı Prof. Dr. Kazım Hadjimejlic, Bosna Tarikatlar Birliği Başkanı Sirija Hadjimejlic ve çok sayıda davetli katıldı.
Törende Mevlevi üstadı Mustafa Özbağ "Mesnevi'de Kur'an" konulu bir konuşma yaptı. Vali Hamza Erkal da yaptığı konuşmada şunları kaydetti: “Büyük İslam alimi ve ârifi, Allah âşıklarının sultanı Hz. Mevlana'nın 742. Vuslat yıldönümünde, onun aziz hatırasını hürmetle yâd ediyoruz. 17. yy başında inşa edilen, yayılma alanı ve semahanesi de dâhil dünyanın en büyük Mevlevihane’si olma özelliğini taşıyan Gelibolu Mevlevihane’si Müslüman Türklerin 1354 yılında Avrupa Kıtası’ na ilk ayak bastığı ve ilk Osmanlı donanmasının kurulduğu en önemli merkezlerinden biriydi. İslam medeniyetinin en derin izlerini taşıyan Gelibolu, yetiştirdiği âlimlerle Osmanlının Avrupa Kıtası’ndaki hâkimiyetine bir merkez teşkil ediyordu. Piri Reis ve Gelibolulu Mustafa Ali, bu isimlerin en belirgin örnekleri olmuşlardır. Gelibolu Mevlevihane’sinin yaydığı fikirler neticesinde, Avrupa ülkeleri halkları “ Kendi krallarımızı görmektense Osmanlı kavuğu görmeyi tercih ederiz “ diyecek kadar sevgi, barış ve hoşgörü kültürüyle tanışmışlardı.Çünkü Mevlana Celaleddin-i Rumi, bundan 8 asır önce yaşadığı dönemde dil, din, ırk ve inanç ayrımı gözetmeksizin herkesi kucaklayan ve bütün yaratılmışları yaratanın birer âyeti kabul ederek bundan dolayı onlara hoşça bakıp onları hoş yani güzel gören düşüncesiyle çağını aşan ve evrenselleşen önemli mesajlar vermiştir. Hazreti Mevlana'nın tasavvuf temeline dayanan ve bütün âlemi tek yaratıcının varlığıyla var olmuş kabul eden bu dünya ve din anlayışı, sadece İslâm coğrafyasına değil tüm dünyaya ulaşmış, kitleleri derinden etkilemiş ve bugün de etkilemeye devam etmektedir. Bunun en önemli göstergesi kuşkusuz onun ölümsüz eseri Mesnevî'nin birçok dile çevrilmesi ve dünyanın dört bir yanında en çok okunan kitaplar arasında yer almasıdır. Hazreti Mevlana’nın, insana ve âleme Allah sevgisi temelini esas alan bakışı, akıl ile gönül arasındaki kopukluğu gidermiş, böylece bilgi ile gönül dünyasını bütünleştirmiştir. Bu ana esaslar çerçevesinde ortaya çıkan anlayış ise Anadolu ve Osmanlı coğrafyasında etkin olmuş, farklılıkları kaynaştırıp barışı, kardeşliği tesis ederek medeniyetimizin en önemli unsurları arasında yerini almıştır. İşte bu güzel neticelere imza atan Gelibolu Mevlevihane’si Çanakkale ve İstiklal Muharebeleri, neticesinde dervişlerinin hemen hemen tamamını şehit veya gazi verdiğinden maalesef bir asır suskun kalmış. Ancak tam yüz yıllık bir uyku Sonrasında 2005 yılında Vakıflar Genel Müdürlüğünün çalışmaları sonucu restore edilip yeniden hizmete açıldı. Tıpkı ashabı ke’f gibi yeniden hayata döndü. Bizde Çanakkale Valiliği olarak bu uyanışa destek veriyor ve Tasavvuf Vakfı, Mevlana Öğretisi ve Gelibolu Mevlevihane’sini Tanıtma ve Yaşatma Derneği ve 18 Mart Üniversitesi Tasavvuf Topluluğu’nun çalışmalarında hep yanlarında duruyoruz. Bu sebeple ‘Balkan Coğrafyası Çanakkale’de Buluşuyor’ projesi kapsamında dördüncü kez uluslararası etkinliklerimizi hayata geçirdik. Amacımız, kültürel ve sosyal alanda iyi bilim adamlarının tekrar bu gönül mekteplerinden filizlenip Avrupa Kıtası ve tüm dünyaya yayılarak, sevgi, barış, güzel ahlak, hoşgörünün temsilcileri olmalarıdır.Tek hedefimiz özüne ve aslına uygun olarak yeniden bu güzel mekânda Mesnevi Şerif okumalarının devam etmesidir. Ve bizlerde inşallah bu okumalara kulak vereceğiz” dedi.
Çok sayıda kişini izlediği etkinlik yapılan konuşmaların ardından sema gösterisi ile sona erdi.