YUKARI ÇIK

Çanakkale Travel
Çanakkale Travel

Cumhurbaşkanı Erdoğan Troya Müzesi’ni Ziyarete Açtı

Çanakkale merkeze bağlı Tevfikiye Köyü girişinde 2013 yılında yapımına başlanan ve 64 milyon 444 bin TL’ye malolan Troya Müzesi Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın katılımı ile resmi olarak ziyarete açıldı.

18 Mart 2019 tarihinde eklendi

Troya Antik Kenti’nin girişinde 90 bin metrekarelik alan üzerinde yapımına 2013 yılında başlanan 12 bin 750 metrekare kapalı alana sahip müze 10 Ekim 2018 tarihinde ziyarete açılmış ve 18 Mart 2019 tarihinde de resmi olarak Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan tarafından açılışının yapılacağı açıklanmıştı. Çanakkale Deniz Zaferinin 104. yıldönümü törenlerine katılmak üzere Çanakkale’ye gelen Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan sabah 18 Mart Stadyumunda düzenlenen törenin ardından Troya Antik girişinde yapımı tamamlanan Troya Müzesi’nin resmi açılışını gerçekleştirdi. Yoğun katılımın olduğu açılışta Troya Müzesi’ni gezen Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan yaptığı konuşmada şunları söyledi: “Troya Müzesi bizim Çanakkale’yi tarihi ile yeniden buluşturma, bu kadim şehri ülkemiz milletimiz ve tüm insanlık için tekrar bir çekim yeri haline getirime merkezi projemizin son halkasıdır. Toplam 64 milyon 444 milyon TL’lik yatırımla gerçekleştirilen Troya Müzesi’nde toplam bin 764 eser sergileniyor. Kültür ve Turizm Bakanlığımızın Troya Müzesi’ni daha da zenginleştireceğine inanıyorum.” 

Cumhurbaşkanı Erdoğan konuşmanın ardından Troya Müzesi’ni gezerek yetkililerden bilgi aldı.

12 bin 750 metrekare kapalı alana sahip müzenin 3 bin 300 metrekaresi sergi alanı, kalanı ise sosyal donatılar, ofisler ve depolardan oluşuyor. 64 milyon 444 milyon TL harcamanın yapıldığı müzenin teşhir ve tanzim uygulamasında kazılarda ortaya çıkarılan bin 764 eser sergileniyor. Müzede ziyaretçiler ana girişinde rampadan aşağıya inerken, Troya’da bulunan kültür ve yaşamları anlatan değişik eserleri izleyerek giriş yapabiliyorlar. Müzenin giriş katında Troas kentlerini, birinci katta Troya katmanlarını, ikinci katta antik dünyayı, üçüncü katta ise Doğu Roma, Osmanlı ve Çanakkale’nin 20. yüzyılına ait eserlerini görmek mümkün.

TROYA MÜZESİ HAKKINDA GENEL BİLGİ

64 milyon 444 milyon TL’ye malolan Troya Müzesi “Serbest Katılımlı, Tek Aşamalı, Ulusal Mimari Proje Yarışması’nı kazanan Ömer Selçuk Baz, Okan Bal, Cenk Kurtel, Mehmet Yılmaz, Berrin Yavuz’dan oluşan ekibin eseri olarak dikkat çekiyor.

90.000 metrekarelik bir alan üzerine kurulan müze zemin + 3 kattan oluşuyor. 35.000 metrekaresi peyzaj ve açık teşhir alanı olan müzenin 12.750 metrekaresi ise kapalı alandan meydana geliyor. Burada teşhir salonları, ofisler, depolar ve sosyal donatılar yer alıyor

Troya Müzesi’nde;

Homeros’un İlyada Destanı ile tarihe geçmiş Troas Bölgesi’nde iz bırakan Troia ve kültürlerinin yaşamı ve arkeolojik tarihi, kazılardan çıkan eserler aracılığıyla anlatılıyor.

Ziyaretçiler müzeyi gezerken yedi başlığa bölünmüş bir hikâyeyi takip ediyorlar. Bunlar:

- Troas Bölgesi Arkeolojisi,

- Troia’nın Tunç Çağı,

- İlyada Destanı ve Troia Savaşı,

- Antik Dönemde Troas ve İlion,

- Doğu Roma ve Osmanlı Dönemi,

- Arkeoloji Tarihçesi, Troia’nın İzleri olarak sıralanıyor.

MÜZE ZİYARETİ NASIL BAŞLIYOR?

Müze ziyareti rampadan inerken başlıyor. Rampanın duvarlarında bulunan nişlerde Troia’nın farklı katmanları; mezar taşları, büyük boy heykeller,sahne canlandırmaları ve büyük boy fotoğraflarla anlatılıyor. Müzenin giriş alanı olan, Troas ve çevresini konu alan sirkülasyon bandında ise devam eden sergi katları öncesinde ziyaretçiye bir oryantasyon sağlamak amacıyla arkeoloji bilimi; arkeolojik ve arkeometrik tarihleme yöntemleri, “neolitik, kalkolitik, tunç çağı, demir çağı, höyük, restorasyon, konservasyon” gibi terimler şemalar, çizimler, metinler ve interaktif yöntemlerle aktarılıyor.

ZEMİN KAT:

Bu bölümde Troas, coğrafyası ve arkeolojik kalıntılarıyla genel olarak anlatılıyor. Assos, Tenedos, Parion, Alexandria Troas, Smintheion, Lampsakos, Tyhmbria, Tavolia ve İmbros kentlerinin tarihleri, kazıların kısa bilgileri ile pişmiş toprak figürinler, tıbbi aletler, taş ve kemik aletler, mermer eserler, altınlar, pişmiş toprak kaplar, masklar, heykelcik ve kuklalar ile cam eserler yer alıyor.

Her kentin panosunda Troas Bölgesi’nde nerede olduğu işaretlenmekte ve kentin bir görseli yer alıyor.

Zemin katta kentlerin pano üzerindeki tanıtımında eserleri veya adları basitçe açıklamayı hedefleyen, çocuklara yönelik keşif kutuları bulunuyor.

Dardanos ve Çan Tümülüsleri ile satraplık dönemine tarihlenen Altıkulaç Lahti bu katta yer alıyor.

Dedetepe Tümülüsü bir yansıtmayla yeniden canlandırılırken, Dardanos Tümülüsü’ne interaktif bir ekrandan girilip gezilebiliyor.

Müzenin ilgi odağı olacağı düşünülen Troas Altınları, bu katın merkezinde, özel aydınlatmalı ayrı bir odada sergileniyor. Ayrıca bu kattaki hikâye yazı, resim, çizim ve çeşitli interaktiflerle zenginleştirilmiş durumda.

RAMPA 1:

Troas’ta ilk yerleşimleri konu alan rampada Beşiktepe, Kumtepe ve Sivritepe Tümülüsleri eserlerinden; amphora, idol, öğütücü, balta,  ağırşak, kemik iğne gibi eserler ile Tunç Çağı bakır frizleri ve kalay parçaları gibi eserler bulunuyor.  Bu bölüm metin, fotoğraf ve çizimlerle zenginleştirilmiş durumda.

KAT 1:

Serginin bu bölümü Troia’nın Tunç Çağı dönemlerine ışık tutuyor Kronolojik bir sırayla Troia’nın katmanlarını ve gelişim evrelerini anlatılıyor. 1. katta Troia’nın en güçlü evreleri olan Troia II ve Troia VI-VII özellikle ağırlıkta. Tunç Dönemi zanaatı, gündelik yaşamı, çevre ilişkileri anlatılırken günümüze miras kalan bazı üretim biçimlerine de (kırsalda duvar işçiliği, dokumacılık, çanak-çömlek yapımı ve pişirme yöntemleri) atıfta bulunuluyor.

Troia’nın Tunç Çağı deniz ticaretindeki öneminin altını çizmek için tasarlanan gemi-vitrin ve Geç Tunç Çağı sonunda kentin bir savaşla terk edilmesi hikâyesini temsil eden efektli yansıtma ise serginin çarpıcı bölümlerini oluşturuyor.

RAMPA 2:

Bu rampa Tunç Çağı ile Klasik Dünya arasındaki geçişi anlatıyor. İlk Demir Çağı’nın başında Deniz Kavimlerince istilaya uğrayan Akdeniz ve Anadolu’da Tunç Çağı’nın görkemli krallıkları, Hitit ve Miken Sarayları yıkılmış, Mısır Krallığı zayıflamış ve hakkında az şey bilinen karanlık çağlar başlamıştır. Bu dönemde tamamen terkedilmeyen ve Ege’de ticari ve kültürel alışverişin devam ettiğini gösteren Troia protogeometrik çanak-çömlek buluntuları ile demir aletler bu bölümde sergileniyor.

KAT 2:

Bu katta Arkaik Çağ’dan Doğu Roma İmparatorluğu’na uzanan bir tarihi dönemde İlyada ve Troia Savaşı Destanı’nın bölgedeki sözlü geleneğe, inanç dünyasına, siyasete, mimariye ve sanata yansımaları ele alınıyor. Burada Troia Savaşı, ozanı, kahramanları, olayları, mekânları; sikkeler, çanak-çömlek ve mermer eserlerle beraber, çizimler, maketler ve dijital programlarla tanıtılıyor..

İlyada’da adı geçen Troas Kentleri’ne (Neandria, Kebrene, Larissa) haritalar, metinler ve eserlerle yer veriliyor. Troia Savaşı ve Troia’nın yıkılış hikâyesi kapalı bir alanda Attika vazoları ve gölge oyunundan esinlenmiş, dijital efektlerle kurgulanmış 3-4 dakikalık bir animasyonla anlatılıyor.

Ayrıca Antik Dönemde bölgedeki maddi kültürün gelişim hikâyesini, tarihi olaylar (Xerxes’in Çanakkale Boğazı’nı geçerek Yunanistan’ı istilası, İskender’in Çanakkale Boğazı’nı geçerek Priapos’ta Pers ordusuyla savaşı, Roma imparatorlarının ziyaretleri gibi) çerçevesinde sunuyor.

Burada ayrıca bölgede çekim merkezi olan Apollon Smintheus Tapınağı, Assos Athena Tapınağı, Parion,  Aleksandria Troas ve Dardanos eserleri yer alıyor.

1994’te gün ışığına çıkarılan ve Troas’ta Pers hâkimiyetini (ve Troia Savaşı’nın gelişen olaylarını) temsil eden Poyksena Lahti, Roma imparatorlarının heykelleri ve Parion’da 2012 yılında ortaya çıkarılan Triton (Kentauros) Heykeli bu katta sergileniyor. Sergi teması, antik dünyanın mekânsal düzenlemesine (agoralar, forumlar, geniş tapınak avluları vs..) göndermede bulunarak ferah bir gezi güzergahı üzerinde büyük boy eserlerle görselleştirilmiş durumda.

RAMPA 3:

Roma Dönemi ve sonunda büyük bir depremle Hisarlık Tepesi’nde yerleşim bitti. Ancak merkezi su kaynaklarına yakın bölgede Roma sonrası ve Doğu Roma Dönemi’nde yerleşim olduğu biliniyor. 17.yy.’dan itibaren Ege ve Anadolu’ya gelen gezginler Troia efsanesinin geçtiği bu toprakları ziyaret ettiler, onu resmettiler, yeriyle ilgili tahminlerde bulundular. 19. yy.’a gelindiğinde Ege’de antik döneme duyulan ilgi ve hayranlık ilk arkeolojik kazıların da başlangıcı oldu.

Bu katta Doğu Roma Dönemi Troas ve çevresi konulu metin, harita ve görseller ile bu döneme ait heykel, yazıt, çanak-çömlek, haç, küpe gibi eserler bulunuyor.

KAT 3:

Troia ve çevresinde yerleşim, beylikler ve Osmanlı Dönemi’nde devam etmiştir. Bu katta Osmanlı yerleşimlerini, Çanakkale Boğazı’nın Osmanlı Devleti’nin ilk zamanlarındaki önemini anlatan metin, gravür ve fotoğraflar kullanılmış; devam eden çanak-çömlek geleneği, taş işçiliği ve sosyal yaşam taş eserler, sikkeler ve Seramiklerle verilmiş durumda. Ayrıca bu katta 19.yy.’dan bu yana devam eden kazıların tarihi ve hikâyesi ele alınıyor.

Burada:

-Troia kazıcılarının çalışma yöntemlerini geçirdiği dönüşüm görsellerle,

- Arkeologların kazı hikâyeleri (Calvert’in Troia civarındaki ilk kazıları, Schliemann’ın “Priamos Hazineleri’ni” kaçırması ve hazinenin 20. Yy.’daki hikayesi,

- Dörpfeld’in Troia’daki 46 yapı aşamasını saptaması, 1932-1938; Korfmann’ın Troia Milli Parkı ve Dünya Miras Listesi’ne girmesindeki katkısı ve 9 katmanın yeniden tarihlenmesi 1988-2005 ve son dönem kazıları) anlatılıyor.

(HABER : Ayhan ÖNCÜ/ÇANAKKALE)

(Haber Kaynak ve Link Gösterilmeden İzinsiz Alınıp Yayınlanamaz)

1.766 kez okundu