Çanakkale’de “Troya Canavarı”nın Fosili Bulundu

Çanakkale'nin Ezine ilçesine bağlı Kumburun köyü yakınlarında 10 yıl önce köylüler tarafından deniz kıyısında bulunan fosilin, Troya mitolojisinde yer alan "Troya Canavarı" olduğu iddia edildi. Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi Arkeoloji Bölümü Öğretim Üyesi Doç. Dr. Rüstem Aslan, Çanakkale Bozköy-Hanaytepe ve çevresinde yaptıkları yüzey araştırmasında Troya mitolojisinin kaynağı olan şaşırtıcı verilere ulaştıklarını belirterek, "Reyhan Körpe ile birlikte gerçekleştirdiğimiz araştırmalarla çarpıcı sonuçlara ulaştık. Troya Antik Kenti'nden 4-5 kilometre uzakta olan bu yerin Troya'nın etkisini taşıdığını söyleyebiliriz. Yapılan çalışmalar bize Beşik Koyu'nun Troya'nın limanı olduğunu gösteriyor. 10 yıl önce Ezine ilçesine bağlı Kumburun köyü yakınlarında bulunan bu fosilin milattan önce 6. yüzyılda bulunan ve üzerinde Herakles'in Troya Prensesi Hesione'yi Troya Canavarı'ndan kurtarma sahnesinin anlatıldığı tasvire çok benziyor. Bu fosil buluntusunu da göz önüne alarak yaptığımız değerlendirmelerde, Homeros sonrası Troya mitolojisinde de Tenedos'tan (Bozcaada) kayalıklardan gelen bir canavar yılandan bahsedilmektedir. Romalı İmparator Agustus'un (M.Ö. 30-M.S. 14) şairi Vergilius'un Aenas Destanı'nda Homeros'dan yaklaşık 700 yıl sonraki anlatımında ise, Akhaların, Troya Atı'nı kalenin önüne bırakıp gitmesinden sonra, bunun bir hile olduğunu söyleyen Laokoon'a kimse inanmaz. Bunun üzerine tanrı Pesiodon'a bir boğa kurban etmek için Troya'nın kıyısına iner. Bu sırada Tenedos'un kayalıklarından çıkıp gelen yılan canavarı gören herkes kaçışır, ama Laokoon'un iki çocuğu sunakta kalırlar. Oğullarını kurtarmak isteyen Laokoon sunağa gider ancak canavar üçünü de boğarak öldürür. Daha sonra akropolise doğru giden canavar yılanlar burada kaybolur. Burada da hiç kuşkusuz Homeros sonrası yeniden anlatılan Troya Savaşı destanının biçimlenmesinde Troya kıyılarında fosillerin de etkisi olmuştur. Özellikle Roma döneminde Troia ve çevresine yapılan yoğun turistik ve politik gezileri göz önüne getirirsek, denizci ve ziyaretçilerin Troya kıyasındaki fosilleri görüp bunlara mitolojik anlamlar yüklediklerini düşünebiliriz" dedi.
"FOSİLİN TROYA CANAVARI OLDUĞUNA İNANIYORUZ"
Doç. Dr. Rüstem Arslan, yapılan değerlendirmede bir ayrıntının da fosil kalıntılarının kahramanların kemikleriyle ilişkilendirilmesi olduğunu anlatarak, "Antik dönemin ünlü yazarlarından Pausanias'ın M.Ö. 160'larda Akdeniz gezisine çıkmadan önce, Akhaların önemli kahramanı Axaj konusunda anlatılanlardır. Homeros'un İlyada Destanı'na göre Ajax'ın mezarı Rhoetoeum'un yakınındadır. Pausanias'ın gezisinde o bölgede yaşayanlar, bir sarsıntı sonrasında denizin birden kabardığını ve kıyıdan çok büyük bir kemiğin ortaya çıktığını ve kemiğin Ajax'in dizkapağı kemiği olduğunu kendisine anlatırlar. Pausanias verdiği ayrıntılardan yola çıkan paleoantropologlar 14 santimetre büyüklüğündeki kemiğin miesen tabakasından çıkma bir mastadon ya da bir gergadan kemiği parçası olması gerektiğini söylemişlerdir. Hatta antik kaynaklar bunu duyan Hadrian'nın da Ajax'in kemiğini görmek için Troya'yı ziyaret ettiğini yazar Calvert'in yayınlarından Intepe kıyılarında pek çok fosilin olduğunu da bilmekteyiz. Bu olay da Troya kıyısındaki fosillerle Homeros mitolojisinin ne kadar iç içe geçtiğini bize göstermektedir. Kumburun sahillerinde bulunan bu fosilin mitolojide antik vazoda ilginç bir şekilde resmedilen Troya Canavarı olduğuna inanıyoruz. Herakles'in Troyalı Prenses Hesione'yi kurtarmasının resmedildiği antik vazodaki canavar bizce bu fosil" diye konuştu.
DESTAN NASILDI?
Troya Kralı Laomedon'nın kızı ve aynı zamanda Priamos'un ablası Hesione'nin Telamon'la evlenmeden önce başından korkunç olaylar geçer. Troya'nın ilk krallarından Laomedon, güçlü Troya surlarını yapmak için tanrı Poseiodon ve Apollon'dan yardım ister. Troya'nın duvarları bittikten sonra ise Laomedon, Poseiodon ve Apollon'a verdiği sözü tutmaz. Buna çok kızan deniz tanrısı Poseiodon, Troya kıyılarına korkunç bir canavar yollar. O bölgede yaşayan halkın kanına giren bu acımasız canavardan kurtulmanın tek yolu, Troya Kralı'nın kızı Hesione'yi canavara kurban olarak sunmasıdır. Leomedon buna razı olur ve kızı Hesione'yi kıyıdaki bir kayaya bağlı bir şekilde bırakır. Ama tam o sırada oradan geçen Herakles canavarı öldürüp Hesione'yi kurtarabileceğini söyler. Leomedon da ona ölümsüz atlarını vermeye yemin eder. Leomedon yemin eder ancak kızı Hesione canavarın elinden kurtulunca verdiği yemini unutur. Bunun üzerine de Herakles Troya'ya saldırır. İlk savunma duvarlarını aşıp kente giren ise Herakles'in en iyi arkadaşı Telemon'dur. Herakles de ödül olarak esir aldığı Hesione'yi Telemon'a verir. Herakles'in bu ilk Troya saldırısında esir aldığı kişiler arasında, Hesione'nin kardeşi Podarkes de vardır. Hesione kardeşinin serbest bırakılmasını sağlar ve Podarkes de Troya'ya geri döner ve Priamos adıyla tahta çıkar. Hesione'nin ise Telemon'dan Teuker isimli bir oğlu olur. Efsanenin bundan sonra Teuker ile farklı versiyonları vardır. Bulunan fosilin, Hesione'nin kurban edilmesi ile ilgili vazo resminde yer alan Troya Canavarı olduğu iddia ediliyor.