Çanak ve çömlek kentidir Çanakkale.. Bundan yaklaşık 40-50 yıl önce 10-12 olan usta çanak çömlek ustalarının sayısı maalesef bu sanata gerekli ilginin gösterilmemesi sebebiyle zamanla azaldı. Günümüzde de bu ustaların sayısı parmakla sayılacak kadar az. Bu ustalardan birisi de yıllarını bu meleğe veren 74 yaşındaki İsmail Bütün. 32 yıl önce emekli olmasına rağmen Çanakkale seramiklerinin yok olmaması için çaba sarf eden İsmail Bütün, belediyenin Özgürlük Parkı'ndaki “Çanakkale Seramiği Anı Eşya Üretim Merkezi” atölyesinde çalışmalarını sürdürüyor. Bugün Web sitemizde sizlere yıllarını bu sanata veren seramik ustası İsmail Bütün’ü ve Çanakkale seramiklerinin hikayesini anlatmak istedik…
ÖZEL RÖPORTAJ: AYHAN ÖNCÜ / ÇANAKKALE
E-Mail: info@canakkaletravel.com
* Bize kısaca kendinizi tanıtır mısınız?
- İsmim İsmail Bütün. 20 Mart 1941 yılında Çanakkale’de dünyaya geldim. Çanak ve çömlek ustası olan Ahmet ustanın oğluyum.
* Bu mesleğe nasıl başladınız?
- Bu meslek benim baba mesleğim. Babam yıllarca çanak çömlek işi ile uğraştığı için ben de küçük yaşlarda onun yanında çalışarak bu işe başladım. Yıllarca babamın yanında çıraklık yaptıktan sonra Manisa’nın Turgutlu kazasının Urganlı köyünde yıllarca çalıştım. Ondan sonra 1957 yılında beni alıp İstanbul’a götürdüler. İstanbul’da Sarıyer Büyükdere Çayırbaşı’nda Konyalı ustalarımın da yardımları ile kalfa olarak çalıştım. Oradaki ustalarımdan da çok önemli mesleki bilgiler edindim. Oradaki çalışmalarımın ardından 1959-1960 yıllarında tekrar Çanakkale’ye babamın yanına döndüm. Ardından da babam ile birlikte uzun yıllar çalıştık. Böylece mesleki hayatım başlamış oldu.
“VERGİ DAİRESİNİN BULUNDUĞU BÖLGE 40-50 YIL ÖNCE ÇANAK ÇÖMLEK ÜRETİM YERİYDİ”
* Bundan yaklaşık 40-50 yıl önce Çanakkale’de seramik üretim yerleri hangi bölgedeydi?
- Çanakkale’de 1959-1960’lı yallarda çanak çömlek atölyelerinin sayısı oldukça fazlaydı. O yıllarda seramik üretim yerleri il merkezinde birkaç yerde toplanmıştı. Bunların bir kısmı şuanki 18 Mart Stadyumunun ön kısmındaydı. Yani şu anki Vergi Dairesi’nin olduğu yerler bundan 40-50 yıl önce çanak, çömlek ve seramik üretiminin merkezi yerleriydi. Halen orası Çanakçılar sokağı olarak bilinir. Bunun dışında şehirde birde şu anki 2. Demircioğlu Caddesi olarak bilinen Belediyenin yan kısmında yer alan bölge de yine çanak çömlek üretiminin yapıldığı yerlerdi. Buradaki çanak çömlek üretim yerlerinde fırınlar ise odunla işliyordu. Çam odunu ile fazla duman olduğu için şehir merkezi duman içinde kalıyordu. 1960 yıllarında şehrin dumandan kurtulması için taş ocakları ruhsatı ile birlikte bizi de yani çanakçıları da şehrin dışındaki su makinesinin bulunduğu yere gönderme kararı aldılar. Böylece çanakçılar olarak istemesek de şehir merkezindeki bu işyerlerimizi terk ederek şehir dışındaki bölgeye gitmek zorunda kaldık. Fakat o yıllarca ustalarımızın çoğu yaşlı olduğu için şehir dışına gitmek istemediler ve bu işi bıraktılar. Zamanla da yeni çıraklar ve kalfalar yetişmediği için bu meslek yavaş yavaş yok olmaya başladı.
* O yıllarda kaç tane çanak çömlek üretim yeri vardı?
- O yıllarda yaklaşık 10-12 çanak çömlek ustası vardı. Hepsi de bu işi çok iyi bilen kişilerdi. Hepsinin farklı çalışa stilleri vardı. Onlardan da çok şeyler öğrendim diyebilirim.
* Yıllar geçtikte bu seramik üretim yerleri yavaş yavaş yok olmaya başladı. Son yıllarda ise Çanakkale Belediyesi’nin de katkıları ile bu Çanakkale seramikleri yeniden canlanmaya başladı. Bu da Çanakkale seramiklerinin yaşatılması için önemli bir proje sanırım?
- Ben 1983 yılında emekli oldum. Her geçen gün Çanakkale Seramiklerini üretecek yeni kalfaların yetişmemesi beni çok üzüyordu. Çanakkale seramiklerinin yok olduğunu görmek adeta benim içimde bir yaraydı. Bu konuda birçok yere bu konuyu ilettim. Çanakkale seramiklerinin yok olmaması için çalışmalar yapılmasını istedim. Uzun yıllarda bu feryatlarım duyulmadı. Fakat son olarak Çanakkale Belediye Başkanı Ülgür Gökhan’ın bu işe el atmasıyla Çanakkale seramiklerinin yok olmasının da önüne geçilmiş oldu. Belediyeye ait seramik atölyesinde bu üretim çalışmaları yapılıyor. Ayrıca Çanakkale’de yeni açılan “Seramik Müzesi” ile birlikte seramiklerin burada sergilenmesi ile de Çanakkale seramiklerinin yok olmayacağını görmek beni sevindiriyor.
“BU MESLEKTE İŞÇİLİK VE EMEK ÇOK ÖNEMLİ”
* Çanakkale Belediyesi’nin seramik atölyesinde ne gibi çalışmalar yapıyorsunuz. Bundan bahseder misiniz?
- Buradaki atölyemizde Çanakkale Seramiklerinin üretimi dışında bir üretim yapmıyoruz. Yıllar önce yapılan Çanakkale seramiklerinin örneklerine bağlı kalarak üretimlerimizi yapıyoruz. Ben seramik üretimi konusunda ustayım, fakat sırlama konusunda pek ustalığım yok. Bu sebeple atölyemizde seramik ürünlerin sırlanmasını Tanzer Orbay bey yapıyor. Ben seramik ürünleri yayıyorum o da sırlarını hazırlıyor. Birlik ve beraberlik içinde bu Çanakkale seramiklerini gelecek nesle aktarmak için çalışıyoruz.
* Normal bir seramik eseri ne kadar sürede yapıyorsunuz? Örneğin bir seramik objenin yapımını baştan sona kadar bize anlatabilir misiniz?
- Bu iş el emeği göz nuru dökülerek gerçekleştirildiği için bir seramik eseri şu kadar saatte tamamlarız gibi söz söylemek doğru olmaz. Örneğin bir seramik testiyi yaparken üzerinde birçok teferruat oluyor. Her birinin de ayrı ayrı hazırlanması ve testinin üzerine yerleştirilmesi gerekiyor. Bu da uzun süreyi alabiliyor. Yani bu meslekte seramik eser üretiminin süresini söylemek zor zor bir olaydır. İşçilik ve emek çok zor bu meslekte.
* Seramik üretiminde dikkat edilecek en önemli nokta nedir? Her mesleğin bir püf noktası vardır. Bu mesleğinde en önemli püf noktası nedir? Nelere dikkat etmek gerekir?
- Bizim meslek ateş oyunu. Seramik ürünlerde kullandığımız çamurun, yaptığımız sırların çok kaliteli olması gerekir. Mesela yaptığımız bir seramikte kireç taşı gibi bir madde varsa, fırınlanmadan sonra seramik üzerinde bu dikkat çekiyor. Bu durumda da yaptığınız o seramiğin çöpe atılması gerekiyor. Bu sebeple bu meslekte en önemli husus malzemenizin çok iy olmasıdır. Malzeme ile birlikte iyi bir usta ile bu çalışma yapılırsa kaliteli ürünler ortayla çıkar.
* Bir eseri yaparken bir yerde hata yaptığınızda hatayı telafi etmek mümkün mü? Örneğin çamurdan yaptığınız bir testiyi tamamlamak üzeresiniz. Yaklaşık 1 saat uğraşmışsınız. Sonuna geldiğinizde bir sorun çıkıyor ve testinin bir yerinde çatlama oluyor. Bu durumda o çamurdan yaptığınız eseri bir tarafa atıp yeniden mi yapıyorsunuz?
- Çamur halindeyken üzerinde bir oynama yapabiliriz. Fakat ürün sırlanıp fırından çıkıp hazır hale geldikten sonra bunun geri dönüşü olmadığı için maalesef hatalı olan o ürünü çöpe atmak zorunda kalıyoruz.
“HERKESİN SERAMİK MÜZEMİZE SAHİP ÇIKMASINI İSTİYORUM”
* Sizce yeni ustalar yetişip Çanakkale Seramikleri bundan sonraki yıllarda da yaşamaya devam edebilecek mi?
- Çanakkale Belediyesi’nin yaptığı gibi yok olmaya yüz tutan bu sanatlara el atanlar olursa Çanakkale seramikleri yaşamaya devam eder. Fakat burada en önemli sorun bu meslekte çırak bulamamak. Şuan bu mesleği öğretebileceğim bir çırak bulamıyorum. Örneğin 4 yıl üniversitede seramik bölümlerini bitirmiş bir kişiye çırak muamelesi yapamıyorum. Çırak demek o kişiye temelden bu işi öğretmek demek. Bu da 13-14 yaşlarında başlar. Fakat ülkemizde o yaşlarda çocuklar zaten okulda öğrenim görüyor. Bu sebeple de bu mesleği öğretecek çırak bulamıyorum. Bu da büyük sıkıntı.
* Yıllarınızı bu mesleğe adadanız. Bu meslek size para kazandırdı mı? Yani emeğinizin karşılığını alabildiniz mi?
- Bu meslekte ancak kendimin ve ailemin karnımı doyurabildim. Zar zor 50-60 yıllık mesleki çalışmamla birde evimi alabildim. “Kıyıda köşede paranız var mı?” deseniz. Maalesef o da yok.
* Çanakkale’de belediye 109 yıllık tarihi er hamamını restore ettirerek seramik müzesi haline getirdi. Bu da önemli bir gelişme. Bu konuda neler söylemek istersiniz?
- Çanakkale’miz için burası çok önemli bir yer. Herkesin bu müzenin değerini bilmesi lazım. Bize geçmişimizi işte orası hatırlatıyor. Bu yerin müze haline gelmesinde emeği geçen herkese de teşekkür ediyorum.
* Bu mesleği yapmak isteyenlere neler tavsiye edersiniz?
- Vallahi bu mesleği öğretecek adam bulamıyorum ki, tavsiyede bulunayım. Keşke çıraklar olsa da onlara çeşitli tavsiyelerde bulunabilsem. Ama ben çırak bulamıyorum ki..
* Çanakkale Seramiklerin sonunu nasıl görüyorsunuz?
- Ben Çanakkale seramiklerinin yok olup gideceğine pek inanmıyorum. Fakat burada da bir endişem var. Özellikle üniversitelerde bu seramik bölümlerinden mezun olanlar okullarda öğretim görevlisi olarak kalırlarsa, dışarıda bu işi yapmazlarsa o zaman bu sanatın sonunu iyi görmüyorum. Şuan Çanakkale’de Kadir Ateş, Erdinç Uzer, Zeki ve Ziya gibi 4-5 usta var. Bunlarda kendi imkanları dahilinde bir şeyler yapmaya çalışıyorlar. Aslında onlara da bu sanatın devamının sağlanması konusunda destek olunması gerekir.
* Meslek yaşamınız boyunca ayınızdan geçen ilginç anılar vardır. Bize bu anılardan birkaç tanesini anlatabilir misiniz?
- 1957 yılında İstanbul’a kalfa olarak gittiğimde çok zorluk çektim. Yine o yıllarda orada çalışırken Konya Beyşehir Üzümlü’den ustalarımız geldi. Kalfa olduğum için burada iyi çalışmam gerekiyordu. İşyerine bir sipariş geldi. Bana da ustalarım günde 250 adet saksı yapmamı söyledi. Yaşım 16. O yaşta günde en fazla 150 tane saksı yapabiliyordum. Fakat o 250 tane saksıyı yapamazsam kesin dayak yiyecektim. Bunun da farkındaydım. Bunu da yapmak zorundaydım. Dayak yememek için o gün 250 saksıyı kan ter içinde yaptım. Böylece dayaktan da kurtulmuş oldum. Eğer o 250 saksıyı zamanında yapamasaydım halim kötü olacaktı. O anı halen unutamam.