Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi’nde 2016-2017 eğitim öğretim yılı ilk kayıtları Rektör Prof. Dr. Yücel Acer, Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Ahmet Erdem, Tıp Fakültesi Dekan Vekili Yrd. Doç. Dr. Halil İbrahim Taş, Genel Sekreter Sami Yılmaz ve Öğrenci Daire Başkanı Erdal Demir’in katılımıyla Tıp Fakültesi’nde gerçekleşti.
Üniversiteye ilk kaydı yapan Rektör Prof. Dr. Yücel Acer, öğrencilere Türkiye’nin en güzel şehri ve en iyi Tıp Fakültesi’nde olduğunuz için çok şanslısınız diyerek şunları söyledi:“Tıp Fakültesi’ni kazanmak her öğrencinin başarabileceği bir şey değil. Türkiye’de 2 milyona yakın öğrencinin arasında ilk 10 bine girmek büyük bir başarı. Bu başarıda emeği olan herkesi kutluyorum. Özellikle öğrencilerimizin ailelerini kutluyoruz. Onların emeğinin de büyük olduğunu biliyoruz. Bu başarı bir takım işi. İçerisinde aileler, öğrencimizin kendisi, öğretmenleri var. Bundan sonrası için de ailenin desteğinin özellikle devam etmesi gerekiyor. Şunu da vurgulamak istiyorum. Burası sıradan bir Tıp Fakültesi değil. Türkiye’nin en güzel şehrinde bulunan ve Türkiye’nin en iyi Tıp Fakültelerinden bir tanesi. Tıp Fakültemiz eğitim öğretime Çanakkale’de başlayalı 10 yılı geçti. Bu 10 yıl içerinde fakültemiz ve hastanemiz ciddi bir gelişme gösterdi. Büyük bir uygulama hastanesine sahibiz. Tıp Fakültesi öğrencilerimizin daha iyi eğitim öğretim görmesi için bu binanın daha da genişlemesi ve gelişmesi için projeler yapmaya devam ediyoruz. Bu çalışmaların hepsi ÇOMÜ Tıp Fakültesi’ni ve Araştırma Hastanesi’ni Türkiye’deki en ön planda bulunan Tıp Fakültelerinin arasında olmasını sağlıyor. Eminim öğrencilerimiz burada keyifle verimli bir eğitim öğretim hayatı yaşayacaklar.”
“KENDİ ÇABANIZ VE BAŞARILARINIZLA İYİ YERLERDE OLABİLİRSİNİZ”
Türkiye’de kendi çabasıyla kendini geliştirmiş, iyi eğitim almış, iyi noktalara gelmiş insanların yükselebildiğini birilerine dayanarak, birilerinin aracı haline gelerek yükselmek zorunda olunmadığını da vurgulayan Rektör Acer; “Ülkemiz olağanüstü bir dönemden geçiyor. Biz epeydir Türkiye’de halkın kendi özgür iradesiyle seçtiği hükümetin dışında yapı oluşturup öğrencilerimizi, çocuklarımızı içerisine çekip, değişik amaçlar için kullanan yapıyla ciddi anlamda mücadele ediyorduk. Kendi üniversitemiz içerisinde de bu mücadeleyi yürütüyorduk. 15 Temmuz’da halkımızın özgür iradesi ile seçtiği hükümeti alaşağı edip başka bir yapı kurmak için çalışan bir çete olduğunu ve bu çetenin TSK dâhil bütün kurumlarımız içerisine sızdığını net bir şekilde görmüş olduk. Bu yapı maalesef üniversitelerimizin içerisine de sızmış bir yapıydı. Ben göreve geldiğim günden itibaren bu yapı ile mücadele ediyorduk. 15 Temmuz’dan sonra bu mücadelemiz daha daha hızlandı. Hem ailelerimize hem de çocuklarımıza şunu özellikle vurgulamak isterim. Çocuklarımızın inancını, dinini doğru öğrenen, kendine güvenen, kimseye dayanma zorunluluğunu hissetmeyen bireyler olmalarını sağlamamız lazım. Bu bağlamda öğrencilerimizin üniversitelerde okurken bu konulara dikkat etmesi gerekiyor. Başkalarının bize yönelttiği veya telkin ettiği şeyleri kendi mantık süzgecimizden geçirmemiz lazım. Birilerinin desteğini, torpilini aldığınız zaman bilin ki bunlar sizi başka amaçlar için kullanmak istiyorlar. Bunun başka bir açıklaması olamaz” dedi.
“ANCAK KENDİ ÖZGÜR İRADEMİZLE SEÇTİĞİMİZ YÖNETİM BİZE KARŞI SORUMLUDUR”
Prof. Dr. Yücel Acer, sadece kendi özgür irademizle seçtiğimiz yönetimin bize karşı sorumlu olduğunu belirterek; herkesin ders çıkarması gereken bir dönemden geçildiğinin altını çizdi ve sözlerine şöyle devam etti:“Bu yapıyla mücadele etmek için hepimizin destek vermesi gerekiyor. Sayın Cumhurbaşkanımızın da söylediği gibi bu daha bitmiş bir mücadele değil, sürekli devam etmesi gereken bir mücadele. Çünkü böyle yapılara karşı sürekli bir mücadele ve sağlam duruş gerekiyor. Şunu unutmamak gerekiyor. Ancak kendi özgür irademizle seçtiğimiz yönetim bize karşı sorumlu olur. Gizli kapaklı dış bağlantılı yapılar bize fayda değil zarar verir ve ülkemizi bir felakete sürükler. O yüzden ben bu süreci ülkemiz için bir şans olarak görüyorum. Doğru zamanda üniversite okumaya başlıyor çocuklarımız. Hem onlar çok dikkatli olacaklar hem biz çok dikkatli olacağız.”
İlk kayıtları gerçekleştirilen öğrenciler Rüya Merve Onuk, Melisa Yılmaz ve Zahide Ahsen Bayraktar ise şunları söyledi:
RÜYA MERVE ONUK: Kocaeli’nden geliyorum. Çocukluğumdan beri doktor olmanın hayalini kuruyordum. Hayallerim gerçek oldu. Çok mutluyum. Çanakkale’nin bir öğrenci şehri olduğunu, Çanakkale Onsekiz Mart Üniversite’sinin muhteşem bir kampüsü olduğunu duyuyordum. Heyecanlıyım.
MELİSA YILMAZ: İstanbul’dan geliyorum. Ablamda ÇOMÜ mezunu. Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi çok istediğim bir üniversiteydi. Çok mutluyum.
ZAHİDE AHSEN BAYRAKTAR: Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi bildiğim bir yer değildi. Şehri de, Üniversiteyi de çok beğendim. Hayalim doktor olmaktı. Hayalimi gerçekleştirmenin ilk adımın attım. Heyecanlı ve mutluyum.
(HABER: Eylem TUNA ÇOBAN / FOTOĞRAF: Gökçe GÜZEL)