YUKARI ÇIK

Çanakkale Travel
Çanakkale Travel

Bir Eseri 1 Yılda Tamamlayabiliyor

10 Mart 2014 tarihinde eklendi

İsmi Göksel Sevim. Aslında kendisi Biyolog. Fakat biyolog olmasına rağmen 40 yaşından sonra seramik kurslarına giderek bu sanatın içine girmiş. Daha sonra da seramiğin dışında minyatür sanatına ilgi duymuş. Çok dikkat gerektiren bu minyatür sanatını da önemli ustalardan dersler alarak öğrenmiş. Yaptığı birbirinden güzel eserlerle de birçok ödülün sahibi olmuş. Eserleri o kadar ilgi görmüş ki, yurt dışından bile talepler olmuş. Çok zor bir sanat olan minyatür sanatında bir eserin yapılması için en az 1 yıllık çalışmanın gerektiğini söyleyen Göksel Sevim, “Bu iş sevgi olmadan kesinlikle yapılamaz” diyor. Web sitemizde bugün sizlere minyatür sanatı ile uğraşan Göksel Sevim’i tanıtmak istedik….

ÖZEL RÖPORTAJ: AYHAN ÖNCÜ / ÇANAKKALE
E-Mail: info@canakkaletravel.com


* Bize kısaca kendinizi tanıtır mısınız?
- 1955 Çanakkale doğumluyum. Atatürk Üniversitesi Fen Fakültesi Biyoloji Bölümü mezunuyum. 20 yıl Tarım Bakanlığı’nda Su Ürünleri Biyoloğu olarak görev yaptım.
* Aslında siz biyologsunuz fakat minyatür, seramik ve baskı tekniği ile ilgili çalışmalar da yapıyorsunuz? Özelikle büyük ilgi çeken minyatür sanatına başlamanız nasıl oldu?
- Biyolog zaten doğa ile iç içe olan kişidir. Yaptığınız bu işte doğanın bütün güzelliklerini yaşıyorsunuz. Sanat ile uğraşırken bu sebeple biyolog olmam bana büyük katkı sağladı. Sanat hayatım ise Kültür Müdürlüğü’nde açılan bir seramik kursu ile başladı. Bu kursta geleneksel Çanakkale seramiklerinin yapımı konu edilmişti. Bende bu sayede Geleneksel Çanakkale Seramiklerini yaparak bu sanatın içine girdim. Çanakkale’de uzun yıllar seramik sanatı ile uğraştıktan sonra oğlumun İstanbul Üniversitesi Devlet Konservatuarını Şan Opera Bölümünü kazanması üzerine bende onun hayatını kolaylaştırmak üzere 2002 yılında İstanbul’a gitme kararı aldım. 6 yıl kış aylarında İstanbul’da onun yanında kaldım. Merakım olan daha önceki seramik sanatını İstanbul’da da yapmak istedim. Fakat orada hem ekonomik anlamda, hem de atölye bulma anlamında Çanakkale’deki gibi bu sanatın yapılacağı bir ortam oluşmayınca başka sanat dallarına yönelmeyi uygun gördüm. Bunun üzerine İstanbul’da evde yapabileceğim bir sanat dalını düşünmeye başladım. Bir arkadaşımın tavsiyesi ile onunla birlikte İstanbul Sultanahmet’te Caferağa Medresesi’nde 1 yıl minyatür kursuna gittim. Oradaki dersler benim çok ilgimi çekti. Minyatüre karşı ilgim daha da arttı. Böylece minyatür sanatına devam etme kararı aldım. Günde 16 saat çalışarak bu sanatı öğrenmeye çabaladım. 1 yıllık kursun ardından ertesi yıl Mimar Sinan Üniversitesi’nden Taner Alakuş’un sınıfında yer almak için sınava girdim. Bu çok zor bir sınavdı. Bu sınavı kazandıktan sonra Taner Alakuş ile birlikte minyatür sanatı maceram da başlamış oldu. Bu çalışmalarımız Klasik Türk Sanatları Vakfı’nda oldu.
* Bu sanat çok zor ve meşakkatli bir iş. Bu sanatın en büyük zorlukları neler?
- Aslında bu sanatın zorluğu yok. Gözleri gören, elleri tutan herkes bu sanatı yapabilir. Ancak burada en önemli nokta bu sanatı yapacak kişilerin sabırlı ve istekli olmaları gerekiyor. Görünüşte bu sanat çok zor gibi görünüyor. Fakat bu işin tekniğini öğrendikten sonra inanın kolay olduğunu siz de göreceksiniz.
“BİR MİNYATÜR EN AZ 1 YILLIK ÇALIŞMA SONUCU TAMAMLANABİLİYOR”
* İlk yaptığınız minyatürü hatırlıyor musunuz? Bu nasıl bir eserdi?
- Evet ilk yaptığım minyatürü çok iyi hatırlıyorum. Yaşam ve ölüm ağacının minyatürünü yapmıştım. Çok da ilgi görmüştü.
* Minyatürlerde kullandığınız malzemeler hakkında bize bilgi verir misiniz?
- Minyatür yapımında kullanılan malzemeler gerçekten çok önemli. Her malzeme ile minyatür yapılmıyor. Çok değişik yerlerde değişik malzemelerle bu işi yapanlar var. Ben Petersrburg’tan özel olarak getirttiğim içinde bal olan suluboyaları ve samur fırçaları kullanıyorum. Bu fırçalarımız ve boyalarımız doğal, organik olduğu için minyatürlerimiz çok daha kaliteli oluyor. Ayrıca minyatürü yapacağımız kağıt da çok önemli. Bu sanatta değişik kağıtlar kullanıyorum. Bu sanatta kullanacağınız kağıdın mutlaka dokusuz olması gerekiyor. Yani kağıdın üzerinde pütür olmaması gerekiyor. Biz bu sebeple Aherli kağıt kullanıyoruz. Bu kağıt dışında bir kağıt kullanmanız halinde minyatürü yaparken fırça üzerinde hareket etmediğinden sorun çıkabiliyor. Bu sanatta birde 18-22 ve 24 ayar kırmızı, yeşil ve beyaz altın ile gümüş kullanıyoruz. Bu altını minyatür eserde eritme ya da varak altın olarak kullanıyoruz.
* Bu malzemeler çok pahalı mı? Bir minyatür eser ne kadar maliyetle yapılabiliyor?
- Kullandığımız eserlerde kullandığımız malzemeler içinde doğal olarak altın da var. Bu sebeple eserde fazla altın kullanmanız halinde maliyet yükseliyor.
* Yaptığınız bir minyatür eseri ne kadar sürede tamamlayabiliyorsunuz?
- Minyatürün ucu bucağı yok. Hindistan, Çin, Japon, İran, Türki Cumhuriyetleri ve Rus minyatürleri gibi hemen hemen her ülkenin minyatürleri var. Ben genelde Osmanlı minyatürleri üzerine çalışıyorum. Osmanlı minyatürleri uzun yıllar sarayda kabul görmüş önemli bir sanat. Aslında minyatür saray sanatıdır. Yaptığım bir minyatürü eğer kopya olarak yapıyorsam bunun tamamlanması çok kısa sürüyor. Bunun dışında kendinize özgü bir minyatür yapacaksanız bu çok daha uzun sürede tamamlanabiliyor. Çünkü yapacağınız o eser için önceden en az bir ay bir literatür çalışması yapmanız gerekiyor. Ardından da 2 ay eskiz yapmanız gerekiyor. En az 8 ay da bu eserin yapımıyla uğraşıyorsunuz. Yani bir minyatür en az 1 yıllık çalışma  sonucu tamamlanabiliyor. Ayrıca minyatür sanatında günde 10 saat çalışmanız gerekiyor. Benim günde 14-15 saat çalıştığım günler oldu.
“TROİA İLE İLGİLİ DÜNYADA YAPILAN TEK MİNYATÜR BENİM YAPTIĞIM MİNYATÜRLER OLACAK”
* Bu sanatta milimetrik hesaplamalar ve dikkat çok önemli. Eserlerinizi yaparken küçük bir hata yapsanız, mesela birkaç milimlik bir taşma olsa bunun geri dönüşü oluyor mu? Yoksa o eseri atıp yeniden mi yapmaya mı başlıyorsunuz?
- Bu sanata ilk başladım yıllarda hata yaptığım çok eserimi çöpe attığım oldu. Eğer eser kendinize aitse yani kopya bir eser yapmıyorsanız yanlış yaptığınız yere müdahale etme şansınız olabiliyor. Fakat kopya bir eser yapıyorsanız o zaman onun dönüşü olmuyor ve onu atmak zorunda kalıyorsunuz. Yani minyatürde kopya iş çok daha zordur. Hata kabul etmez.
* Genelde Osmanlılara yönelik minyatür çalışmalarınız var. Neden Osmanlı minyatürleri?
- 500 yıllık Anadolu topraklarında Osmanlı kültürü var. Bununla birlikte Osmanlı kültürünün de minyatürde getirdiği yenilikler var. Örneğin Nakkaşlar İran’dan çok daha önce Osmanlı da saraya gelmişler. Bu sebeple teknikleri çok daha farklı olduğu için ben Osmanlı minyatürlerine önem verdim. Çağdaş teknikteki minyatürleri yaparken bu Osmanlı minyatürleri bizim için çok faydalı oluyor.
* Bunun dışında Troia Antik kenti ile ilgili bir minyatür çalışmanız da olmuştu. Çok güzel bir çalışmaydı. Bu fikir nereden ortaya çıktı. Bu minyatürün boyutları ne kadardı ve ne kadar sürede tamamladınız?
- Troia minyatürlerini yapmaya başlamamın en önemli sebebi zamanın Troa Antik Kenti Kazı Heyeti Başkanlığını yürüten yakın dostumuz Manfred Osman Korfmann’dı. Benden Troia Antik kenti ile ilgili minyatür çalışması yapmamı rica etti. Bu minyatürlerin de daha sonra kitap haline getirilebileceğini söyledi. Bu minyatürleri yapmaya büyük keyif ile başladım. 40’a 50 ebatlarında yaptığım bu eserlerimde Troia’nın 9 kentini tek tek yapacaktım. Korfmann bu konuda benim danışmanlığım yaptı. 5 kentin minyatürlerini tamamladığımda Korfmann maalesef hayatını kaybetti. Türkiye ve dünya çok büyük değerini yitirdi. Bu beni çok üzdü. Bu sebeple de üzüntümden dolayı yaptığın Troia minyatürlerinde 6. kentin yapımına başlayamadım. Bu 9 kentin tamamını kısa sürede tamamlamayı ve Manfred Osman Korfmann’ın bu isteğini yerine getirmeyi planlıyorum. Troia ile ilgili dünyada yapılan tek minyatür bunlar olacak. Buda beni mutlu ediyor. Belki bu eserler Troia Antik kentinin girişinde yapılacak olan “Troia Müzesi”nde sergilenebilir.
* Klasik Türk Sanatları Vakfı'nın, İstanbul 2010 Avrupa Kültür Başkenti Projesi kapsamında, İstanbul minyatürleri üzerine düzenlediği etkinlikte ödül de kazandınız. Bu da gurur verici bir durum. Bu yarışmaya katılma fikri nasıl ortaya çıktı?
 - Hocamızın önerisi ile bu yarışmaya katıldım. Bu yarışmaya İstanbul’un Zeyrek semti ile ilgili konu ile katıldım. 1,5 yıllık çalışmamın ardından bu eserimi tamamladım. Çok güzel bir çalışma oldu. Bu yarışmada da dereceye girdim ve eserim özel olarak hazırlanan minyatürlerin bulunduğu kitapta yer aldı.
* Siz aynı zamanda belgeli bir sanatçısınız. Kültür ve Turizm Bakanlığı'na müracaat ederek, “sanatçı” belgesi de aldınız. Bu da çok önemli bir husus. Bu konudan da bize bahseder misiniz?
- Ben yaptığım çalışmalarda çok güzel işler çıkardığıma inandığım için bu belgeyi almam gerektiğine kanaat getirerek yaptığım bütün çalışmalarımı Kültür Bakanlığı’na gönderdim. Bakanlık da bunu uygun görerek 2001 yılında bana sanatçı belgesi verdi.
“ÇANAKKALE SAVAŞLARI’NIN MİNYATÜRLERİNİ YAPMAYA BAŞLADIM”
* Yaptığınız minyatürler ile ilgili açtığınızı çok sayıda sergilerinizde oldu. Nerelerde sergiler açtınız?
- Kişisel ve karma olmak üzere Türkiye’de Çanakkale il merkezi dışında İstanbul ve İzmir’de; Yurt dışında ise Petersburg ve Bangladeş’te de karma sergilere katıldım.
* Sergilerde beğeniye sunulan bu eserleri satın almak isteyenlerde oluyordur? Ayrıca özel olarak sipariş verenler dahi vardır sanırım. Mesela tablo gibi büyük boyutta bir minyatürü evinde veya işyerinde sergilemek isteyenler oluyordur. Böyle bir talep oldu mu? Eğer talep olursa yapar mısınız?
-  Almanya’da yaşayan bir Türk benim Çanakkale’deki minyatür sergimi gezmiş. Bunun üzerine bir şekilde bana ulaşarak minyatürle yapılacak düğün davetiyesi siparişi verdi. Bu minyatürde Çanakkale giysisi ile oynayan kişiler, Çanakkale Boğazı ve ilimizin değişik objeleri yer aldı. Bu davetiyede kullanılacak minyatürü yapabilmek için 6 ay çalıştım. Büyük bir keyifle bu davetiyeyi yaptım. Bu çok güzel bir düğün davetiyesi oldu. Şuan kendisi ve eşi de Almanya’da Profesör. Bu minyatürden yaptığım düğün davetiyesinin dünyanın dört bir yanına gönderilmesi beni çok sevindirdi.
Bunun dışında proje kapsamında yaptığım eserler dışında sergilerimdeki eserlerimi satmak istemiyorum. Çünkü onlara büyük emek vererek yapıyorum. Bir eseri yapmak en az 1 yılımı alıyor. Bu konuda talep olsa da bunu karşılamam çor zor. Bu sebeple de şuana yaptığım projeler dışındaki eserlerimi satmadım diyebilirim.
* Minyatür ile ilgili yeni projeleriniz var mı?
- Geçtiğimiz yıl Valimiz Güngör Azim Tuna zamanında “Piri Reis” ile ilgili minyatür çalışması yapmak için proje sunmuştum. Oda projeyi beğenip kabul etmişti. Çalışmalara başladıktan sonra valimiz değişti. Ben de projenin yarım kalmaması için yeni valimiz Ahmet Çınar’a bu projeyi bir kez daha sundum. O da çok beğendi ve projemizi tamamladık. Bu sayede hem Valiliğimize 30 eser kazandırmış, hem de güzel bir sergi açmış olduk. Ayrıca bu eserler bir kitap halinde de yayımlandı. Ayrıca yeni bir projem de var. Yeni projem ile 2015 Çanakkale Savaşları’nın 100. yıldönümü ile ilgili Çanakkale Savaşları’nın ele alındığı bir minyatür çalışmam olacak. Bu konuda çalışmalarım da devam ediyor.
* Bu sanat eserlerini görenler minyatürlerin nasıl yaptığını öğrenmekte isterler. Bu konuda onlara kurslar açarak ders veriyor musunuz?
- Minyatür kurs ile öğrenilecek bir şey değil. Yani zorlama ile bir şey yapamazsınız. Gerçekten bu işi öğrenmek isteyenlere çok büyük sevgi ile bu sanatı öğretmeye hazırım. Bu iş sevgi olmadan kesinlikle yapılamaz. Severek ve isteyerek bu sanatı öğrenmek isteyenlere kapım sonuna kadar açık.
* Bu sanata ilgi duyanlara neler tavsiye edersiniz?
- Bu sanata ilgi duyanlar “Kendinize iyilik yapın sanatla ilgilenin, kendinizi tanımanıza yardımcı olur” sözünü unutmasınlar. Bu söz sadece bu sanat ile ilgili bütün sanatlar ile ilgili aynıdır. İnsanlar boş durmasınlar. Sadece minyatür ile değil, diğer sanat dallarından birisi ile de ilgilensinler. Sanat ile ilgilendiklerinde göreceksiniz kendilerini çok mutlu hissedeceklerdir.
* Minyatür sanatının geleceğini nasıl görüyorsunuz. İleriki yıllarda bu sanatı yapan kişi sayısı sizce artar mı? Yoksa azalır mı?
- Ben bu sanata ilginin daha da artacağına inanıyorum. Günümüzde minyatür sanatında çağdaş yorumları katarak çok güzel eserler çıkabiliyor. Bu sebeple bu sanata ilginin her geçen gün artacağına inanıyorum.

Etiketler : Göksel Sevim , minyatür
2.902 kez okundu