Çanakkale Boğazı'nda batan savaş gemileri tek tek ortaya çıkarılırken, İngiliz savaş gemisi Goliath da 90 yıl sonra ilk kez görüntülenecek. Konu ile ilgili açıklamalarda bulunan belgesel yapımcısı Savaş Karakaş, Çanakkale Savaşı'nda Muavenet-i Milliye tarafından batırılan İngiliz savaş gemisi Goliath'ın 90 yıl sonra ilk kez görüntüleneceğini belirterek, "Benimle birlikte Türkiye Su Altı Arkeolojisi Vakfı (TINA) yöneticileri ve usta denizci Enes Edis ile bu kez National Geographic televizyonunda Goliath'ın hikayesini anlatmak üzere böyle bir çalışma başlatıyoruz. Türkiye Sualtı Arkeolojisi Vakfı (TINA) tarafından desteklenen proje kapsamında Enes Edis'e ait DETEK Denizcilik'in teknik imkanlarıyla Morto Koyu'ndaki bu büyük savaş mezarlığı batışından 90 yıl sonra ilk kez ziyaret edilip görüntülenecek. Enes Edis ile birlikte "Sea Hunters-Deniz Avcıları" adıyla 26 farklı dilde 241 ülkede gösterilecek belgesel için Kanadalı yapım şirketi Eco-Nova bünyesindeki dünyanın en ünlü dalgıçları ve sualtı arkeologlarıyla bu araştırmayı birlikte gerçekleştireceğiz. 25 Ağustos-10 Eylül tarihleri arasında Çanakkale'de gerçekleşecek dalışta, "Goliath" yanında İngiliz savaş gemisi "Triumph" batığı da araştırılacak. Triumph, Çanakkale Savaşı sırasında 25 Mayıs 1915 tarihinde Alman U21 denizaltısı tarafından Kabatepe açıklarında torpillenerek batırılmıştı. Triumph şu an 75 metre derinlikte yatıyor. Goliath savaş gemisi ise Muavenet tarafından Morto Koyu açıklarında 3 torpido ile vurulmuş ve ardından kısa ürede batırılmıştı. Burada Goliath mürettebatından 570 kişilik mürettebatı ise hayatını kaybetmişti. İngiliz Goliath gemisi de şu an Morto Koyu'nda 70 metre derinlikte bulunuyor. 90 yıl sonra bu iki gemiye dalış yaparak görüntüleyeceğiz" dedi.
Belgesel yapımcısı Savaş Karakaş, yapılacak olan dalışın görüntülerinin farklı versiyonlar halinde Türk ve dünya televizyonları tarafından yayınlanacağını da belirterek, "Belgeselde 1915 yılında destan yazmış Muavenet-i Milliye muhribinin ve onun adı yaşatan 1992 yılında katıldığı NATO tatbikatının ara safhası bittikten sonra, intikal seyri esnasında iki güdümlü mermi ile vurulan Muavenet'in hikayesi de ilk kez anlatılacak. Vuran gemi ABD'ye ait "Saratoga" uçak gemisi idi. Saratoga'dan atılan iki adet "Sea Sparrow" füzesi Muavenet'in köprü üstüne isabet ederek havaya uçurmuş, geminin beyni konumundaki köşk onarılamayacak derecede hasara uğramış ve en vahimi de bu sırada görev yapmakta olan başta gemi komutanı olmak üzere beş Türk denizcisi hayatlarını kaybetmişti. Tanıklar ve şehit aileleriyle yapılacak röportajlar, uzman değerlendirmeleri, kamuoyuna daha önce hiç açıklanmamış bilgi ve bulgular bu belgeselin ikinci bölümünün çatısını oluşturacak. Çanakkale Savaşı'nın 90. yılında gerçekleştirilecek bu anlamlı proje, zamanın unutturmaya çalıştığı olay ve insanları toplumsal hafızamıza hiç unutturmamak için hazırlanacak" diye konuştu.
"İNGİLİZ SAVAŞ GEMİSİ "GOLIATH"IN BATMA OLAYI"
1915 yılında Marmara Denizi'nde düşman denizatlılarına karşı devriye nöbeti tutan Muavenet-i Milliye 10 Mayıs'ta Çanakkale'ye çağrıldı. Gemi komutanı Kıdemli Yüzbaşı Ahmet Saffet'e çok gizli bir emir verilmişti. Çanakkale Savaşı'nın belki de seyrini değiştirecek gizli saldırı için artık önlerinde sadece birkaç gün vardı. Arıburnu ve Seddülbahir cephelerinde üç aydan beri aralıksız devam eden savaşta İngiliz ve Fransızlar'a ait düşman donanması Türk siperlerini şiddetli top ateşleri altında bulunduruyordu. Özellikle Morto Koyu'nda yatan iki İngiliz savaş gemisi Goliath ve Cornwallis taarruza kalkan Türk birliklerini top ateşi yağmuruna tutarak bölgeyi cehenneme çevirmekteydi. Ahmet Yüzbaşı'nın aldığı gizli emir 12-13 Mayıs gecesi bu gemilere karşı yapılacak saldırıyla ilgiliydi. Türkler'in 'Kocakarı' adını taktıkları ve savaşın başından üzerlerine ölüm yağdıran Goliath artık hedefteydi. Toplarının gürlemesinin bu saldırıyla kesilmesi umut ediliyordu. Muavenet-i Milliye muhribi, 1909 yılında Almanya'da denize indirilmiş 620 ton kapasitesinde, 72.1 metre boyunda ve 2 adet torpido kovanı olan ufak bir muhripti. Böyle küçük bir geminin 13.000 tonluk dev bir savaş gemisini avlaması için dahiyane bir plan yapıldı. Gemi Komutanı, hücumu gece yarısından biraz sonra olarak planladı. Böylece, bir vardiyanın uykuya olan ihtiyacı ile diğer ayakta olan vardiyanın da uyku sersemliğinden faydalanılacaktı. Gemiye, torpido uzmanı olarak Alman Yüzbaşı Firley müşavir olarak verilmişti. Tüm hazırlıkların tamamlanmasının ardından 12 Mayıs gece yarısını biraz geçe harekete geçen Muavenet 8 mil süratle Rumeli kıyılarına adeta sürünürcesine boğaz dışına doğru seyretmeye başladı. Bacasından dumanla birlikte kızıllık da çıkmasın diye kazanlar da söndürülmüştü. Saat 01.00'a doğru gözcüler, tam pruvada Eskihisarlık Burnu'na bordalarını vermiş iki düşman zırhlısının görüldüğünü rapor ettiler. Ayrıca iki muhrip de karakol geziyordu. O sırada birden düşman gemilerinin birinin köprü üstündeki ışıldağının parıldadığı görüldü. Gözcüler belli ki üzerine doğru gelmekte olan hayalet tekneyi fark etmişti. Muavenet gerçekten zordaydı. Kıdemli Yüzbaşı Ahmet Saffet soğukkanlılığını hiç kaybetmeden, ışıldakçısına aynı işareti vermesini söyledi: "0" 'yani parola'. Bir anlamda, soruya soruyla cevap vermek oluyordu bu. İstiyordu ki, İngilizler bir an için olsa bile şaşırsınlar, o da bir anlık tereddütten yararlanabilsin. Dev zırhlıyla artık aralarında 300-400 metre vardı. Ahmet Yüzbaşı önce tüpteki üç torpidonun da gönderilmesini emretti. Sonra da 'Makine tam yol ileri" komutunu verdi. Muavenet hızla uzaklaşırken müthiş bir infilak sesi gecenin karanlığını yırttı. Ark Gelibolu Kaymakamı Adnan Çakıroğlu, Belediye Başkanı Cihat Bingöl, 2. Kolordu Komutanlığı'na bağlı 18. Zırhlı Tugay Komutanı Tuğgeneral Gürbüz Kaya, askeri erkan ve çok sayıda vatandaş katıldı. Saygı duruşu ve İstiklal Marşı'nın okunması ile birlikte 6x4 metre ebadında toplam 24 metrekare, özel kumaştan rüzgara ve yağmura dayanıklı olarak yapılan Gelibolu'nun en büyük Türk bayrağı göndere çekildi. Daha sonra askeri bando tarafından konser verildi. 2. Kolordu Komutanlığı adına bir konuşma yapan Ord. Alb. Seyit Gitmez, "Bugün Gelibolu'nun en uzun bayrak direğini monte ederek en büyük bayrağını çekmekten onurluyuz. Bu bayrağı şehit kanıyla sulanmış bu topraklarda dalgalandırmaktan gurur duyuyoruz" dedi. Bu arada Çanakkale Boğazına giriş yapan gemiler tarafından da rahatlıkla görülebilen dev Türk bayrağın direğinin ise Bakım Merkezi Komutanlığı personeli tarafından dizayn, imal ve monte edildiği açıklandı.