Bakan Günay Ağlamamak İçin Kendini Zor Tuttu

Çanakkale’de Onsekiz Mart Üniversitesi’nde Mehmet Akif Ersoy Heykeli ile Türkiye’nin en geniş alana sahip Güzel Sanatlar Fakültesi binasının açılışına katılan Kültür ve Turizm Bakanı Ertuğrul Günay, Mehmef Akif Ersoy’un Ankara’daki evinin yer aldığı bölge ile ilgili bir anısını anlatırken duygusal anlar yaşadı. Daha Milletvekili olmadan önce kızı ile yaşadığı anıyı anlatırken gözyaşlarına hakim olmakta güçlük çeken Bakan Günay, Mehmet Akif Ersoy için yapılan her çalışmanın onun hatırasına gösterilen en büyük saygı olduğunu dile getirdi. Bakan Günay konuşmasında Vatan Şairi Mehmet Akif Ersoy’un İstiklal Marşı ile özdeşleşmiş olduğu kadar Çanakkale Şehitleri ile de özdeşleşmiş bir isim olduğunu dile getirerek, “Mehmet Akif’in bu heykelinin üniversite kampüsü içinde Çanakkale Boğazı’na gören bir yamaca yapılması gerçekten çok önemli. Buradan bir anımı da sizlerle paylaşmak istiyorum. 2000’li yılların başıydı sanırım. Belki 1990’ların da sonuydu. Hacettepe Üniversitesi’nde çocuklarım ile birlikte bir işim vardı ve 1-2 saat beklemem gerekiyordu. Orada hemen yakınlarda Mehmet Akif’in evinin olduğun biliyordum. Yağmurlu bir gündü. Çocuklarım ile birlikte oraya gitmek istedim. Bir süre sonra vazgeçtik. Çünkü yol çok kötüydü ve etraf bakımsız olduğundan gidilemiyordu. O yıllarda kızımın bana söylediklerini hiç unutmam. “Akif’e bu milletin verdiği değer bu mu?” dedi. Ben kızımın bu sözünden sonra utandım. O tarihte bir milletvekili bile değildim. Ama Türkiye Cumhuriyeti’nin bir bireyi olarak o zaman bundan utanmıştım. Sonraki yıllarda kısmet oldu. Benim döneme başladığım yıllarda Altındağ Belediyesi de o bölgede çalışmaya başlamıştı. Son 5 yıl içinde çok önemli işler yaptık ama, beni en çok heyecanlandıran ve onurlandıran o önemli isme ait evin etrafının düzenlenerek herkesin gezebileceği şekilde inanılmaz güzellikte o alanın düzenlenmesi olmuştur” dedi.
“YABANCILARIN KAZI YAPMASI YERİNE TÜRKLERİN KAZI YAPMASINDAN YANAYIZ”
Bakan Günay Türkiye’de yapılan kazılarda yabancıların kazı yapmaları yerine Türklerin kazı yapmalarından yana olduklarını da belirterek, “Bizim Çanakkale’de 100 yılı aşkından süren bir Troia Kazılarımız var.Ama itiraf etmek gerekiyor ki bazı yabancı kazılar ne bilimsel, ne de görsel olarak isteğimiz şekilde  ilerlemiyor. Bu kazılarda şimdiye kadar emek veren herkese çok teşekkür ediyorum. Çanakkale’deki bu kazıları Onsekiz Mart Üniversitesi üstlenmek istediğini söyledi. Bu çok heyecan verici bir teklif. Bu teklifi Ankara’ya götürüp arkadaşlarımız ile değerlendireceğiz. Biz istiyoruz ki kazı yaptığımız yerlere çok daha fazla zaman ve maddi imkan ayırabilelim. Bize emanet edilen bu topraklarda rutin bir görev gibi çalışmayalım. Büyük bir aşk ve sevgi ile bu çalışmalara yapalım. Bu sebeple biz birkaç yerde bölge üniversiteleri ile kazı çalışmaları kapsamında işbirliği yaptık. Hem zaman, hem de imkan açısından bu çalışmalara başladığımızdan itibaren çok daha iyi yerlere geldik. 50 yıldır Hierapolis’i kazıyoruz. Yan tarafta 5-6 yıldır Denizli Üniversitesi ile birlikte Laodikya’yı kazıyoruz. İki tarafı da gezin ve aradaki farkı görün. Yerli yabancı ayrımı yapmıyorum. Çünkü dünya bu konularındaki söylemlerimizi çok dikkatle takip ediyor. Son yıllardaki eski eserlere getirme konusundaki gayretimiz ve çabalarımız bazı yabancı arkeoloji enstitüleri ve müzeler tarafından müthiş bir mukavemet ile karşılanıyor. Çünkü bizim müzelerimizde hiç çalıntı eser yok ama, ne yazık ki dünyada bazı başka koleksiyonlarda ve müzelerde çalıntı eserler var. Biz bunların iadesi konusunda haklı mücadelemizi sürdürüyoruz. Ancak bu konuda inanılmaz bir karalama kampanyası ile karşı karşıyayız. O yüzden altını çizerek özenle söylüyorum. Biz kazılarımızda yerli ve yabancı ayrımı yapmıyoruz. Ama kim bu toprağı severek çalışıyor, kim hakkını veriyor, kim kaynak buluyor, kim bulduğu eseri koruyorsa onu şükranla selamlıyoruz. Bizim topraklarımızda çalışıyormuş gibi yapan arkadaşlarımızın eskiden beri yaptığı emeklere teşekkür edip şimdi daha çok çalışacak üniversiteler, akademiler ve akademisyenlerle işbirliği yapmaya çalışıyoruz” dedi. Bakan Günay Troia Antik Kenti girişinde yapılacak Troia Müzesi ile ilgili çalışmaların devam ettiğini de belirterek; “Müze ile ilgili temel atma çalışmalarına bu yıl içinde başlayıp 2013 yılı sonunda bu yeri tamamlamayı planlıyoruz. Hedefimiz 2015 yılına kadar Çanakkale’ye bu eseri kazandırmak. Müzenin tamamlanmasının ardından da yurt dışına kaçırılan ve geri iadesi gerçekleşmeye devam eden Troia Hazineleri’ni burada sergilemek” dedi. Bakan Günay daha sonra Mehmet Akif Ersoy Heykeli ile Türkiye’nin en geniş alana sahip Güzel Sanatlar Fakültesi binasının açılışını yaptı. Bakan Günay daha sonra restorasyon çalışmalarının yapılacağı Hamidiye Tabyaları’nın bulunduğu bölgede incelemelerde bulundu. Bakan Günay valiliği ziyaretin ardından ise Çanakkale’den ayrıldı. (Haber: Ayhan ÖNCÜ)