Avustralyalı ve Yeni Zelandalılar 102 yıl önce hayatlarını kaybeden atalarını tarihi çıkarmanın yapıldığı Gelibolu Yarımadası’ndaki Anzak Koyu'nda düzenlenen şafak ayini ile andı.
Geçtiğimiz yıllara göre bu yıl katılımın çok az olduğu anma törenine katılacak olan Avustralya ve Yeni Zelandalı turist ile bu ülkelerin üst düzey yetkilileri geçtiğimiz yıllarda olduğu gibi bu yılda yine Anzak Koyu’nda düzenlenen Şafak Ayini’nde bir araya geldi. Anzak Koyu’nda şafak sökmesiyle saat 05.30 sıralarında başlayan törene katılmak üzere erken saatlerden itibaren bölgeye gelen Avustralya ve Yeni Zelandalı turist battaniye ve uyku tulumlarına sarılıp çimlerin üzerinde uyuyarak törenin başlamasını bekledi. Avustralya ve Yeni Zelanda Kraliyet Hava Kuvvetleri Bandosu'nun sunduğu müzik dinletisinin de gerçekleştirildiği törende Yeni Zelanda ve Avustralya'dan gelen askerler, Anzak çıkarması sırasında ölenlerin anısına saygı duruşunda bulundu.Türkiye, Yeni Zelanda ve İngiltere milli marşları eşliğinde bayrakların göndere çekilmesinin ardından, günün anlam ve önemi ile ilgili konuşmalar yapıldı.
“ANZAK’LARIN KESTİREMEDİKLERİ, KENDİ VATANLARINI SAVUNMAYA KARARLI TÜRK ORDUSUNUN CESARET, DİSİPLİN VE AZMİYDİ”
Şafak Töreni’nde bir konuşma yapan Avustralya Dışişleri Bakanı Julie Bishop, 25 Nisan 1915’de şafak söktüğünde, Avustralya ve Yeni Zelanda Ordu Birlikleri’nden yüzlerce Avustralyalı askerin Gelibolu olarak bilinen kayalık yarlarla dolu yarımadanın karanlık sahiline ayak bastıklarını belirterek; “Büyük harbin başlamasından sonra aylar içerisinde binlerce Avustralyalı erkek, uzak diyarlarda savaşmak için orduya katılmak üzere gönüllü oldular ve evlerinden uzaktaydılar. Her çevreden, her kesimden Avustralyalı evlatlar ve babalar, kocalar ve kardeşler, vatansever çağrıya yanıt vermişlerdi. En çok sevdiklerini ve değer verdiklerini geride bırakmışlardı. Bütün savaşları bitirmek amacında olan bu savaşın sonunda, bir daha aileleri ve dostları ile biraraya gelmenin neşesini göremeyecek 60,000’in üzerinde kişi ölmüştü. Savaş dört uzun yıl sürerken, ve Avustralyalılar cesaret, yiğitlik, hüner ve başkalarını da düşünme özellikleri ile Orta Doğu ve Batı Cephesi’ndeki muharebe üstüne muharebelerde kendilerini gösterirken, ülkemizin imgesi Gelibolu Muharebesi’nde kendine ifade bulmuştur. ANZAK’lar 1915’de Gelibolu’ya ulaştıklarında askeri eğitim almışlardı, ancak çok az şey onları bekleyenlere kendilerini hazırlayabilirdi. Kumsala ilk çıktıkları anlarındaki Türk kuvvetlerinin hücumu altında iyimserlikleri yine de şaşırtıcıydı. ANZAK’ların kestiremedikleri, kendi vatanlarını savunmaya kararlı Türk ordusunun cesaret, disiplin ve azmiydi. Kanlı bir açmaz ortaya çıkmıştı. Muharebe cephesi çıkarma yapılan kumsala yakın bir mesafedeydi. Bazı yerlerde her iki tarafın da siper hatları, tarafsız topraklarda gömülmemiş bedenler ile ayrılmakta, ve birbirinden yalnızca metrelerce uzaktaydı.ANZAK’lar sıkışmıştı. Tarif edilemez koşullara karşı koydular, çünkü dayanıklıydılar. Risk aldılar. Vazgeçmeyi reddettiler. Sekiz aylık bir cehennem sonrası ve 11,400 ANZAK öldükten ve 24,100 ANZAK yaralandıktan sonra, Aralık 1915’e gelindiğinde ANZAK’ların geri çekilmeleri emredildi. Korkunç bir kayba dayanılmıştı ve burada sıradışı bir efsane doğmuştu. Gerçekten de bir yıl sonra 25 Nisan 1916’da, yaklaşık 2,000 ANZAK bu vahim çıkarmanın birinci yıldönümünü anmak için Londra caddelerinde yürümüştü. Askeri tarihte yeni bir sayfa yazılmıştı, yeni bir millet sınanmış ve tanımlanmıştı. 25 Nisan takvimlerimize en kutsal ulusal gün olarak kazınmıştır. Hükümet kararı ya da emriyle değil, bu müthiş fedakarlığın bizim adımıza ve bizim milletimiz için, özgürlüklerimiz, demokratik değerlerimiz ve yaşam tarzımız için yapıldığını derinden anlayan Avustralyalı kuşaklar aracılığıyla kazınmıştır.
“GELİBOLU BİZLERİ AVUSTRALYALI OLMAKTAN GURURLU YAPAR”
Avustralyalıların ANZAK’ların hikayesinde anlam ve ilham bulduklarını da belirten Avustralya Dışişleri Bakanı Julie Bishop, “Benim seçim bölgem Batı Avustralya Curtin’indeki Subiaco’dan 16 yaşındaki Len Hall’u alın. Şubat 1915’de yaşını 17 olarak gösterip Mısır’a giden bir nakliye gemisine bindi. Kalabalık yolcuların içerisinde bir kız gördü ve kenarlıklı şapkasından bir devekuşu tüyü koparıp ona verdi. Haftalar sonra Len, bir makineli tüfekçi olarak Gelibolu’da savaşıyordu. Ağustos 1915’de Nek’teki muharebede görevi, emirler verildikçe siperlerden çıkan askerlerin üzerinden ve toprak siperlerin üzerinden düşman hattına ateş etmekti. Batı Avustralya gençliğinin çiçeği olarak tanımlanan WA 10. Hafif Süvari Alayı’nın kırımına şahitlik etmiştir. Len Filistin’de de, Beerşeba Muharebesi’nde de görev yapmış ve Şam Taaruzu’nda Arap Lawrence ile at sürmüştür. Savaş sonunda evine dönmüştür. Hoşgeldin yürüyüşünde bir kadın onu karşılamıştır. Len 1999’da 101 yaşında son ANZAK’lardan biri olarak ölmüştür. Bu sabah burada toplandığımızda, ülkemizin karakteri ve kimliğine biçim veren cesaret, dostluk, dayanıklılık ve fedakarlık ruhu olan ANZAK geleneğini geçen yüzyıl ve ötesinde taşıyan silahlı kuvvetlerimizin kadın ve erkeklerine saygılarımızı gösteriyoruz. Burada, bu en değerli ve onurlu yerde, Türk halkına bizleri her yıl nezaketle karşılamaları ve ortak tarih ve dostluğumuzu benimsedikleri için teşekkür ediyoruz. Burada savaşmış olanlara olan borcumuzun büyüklüğün bilinciyle sessiz düşüncelere dalarak burada saygılarımızı sunabiliriz.
Gelibolu bizleri Avustralyalı olmaktan gururlu yapar. Unutmamalıyız” dedi.
Törende yapılan diğer konuşmalarda da 102 yıl önce yaşanan savaşın önemine değinildi. Türkiye, İngiltere, Yeni Zelanda, Avustralya, Kanada ve Hindistan üst düzey yetkililerinin Anzak Anıtı'na çelenk koymaları ile tören sona erdi.
TÖRENE KATILIM ÇOK AZDI
Öte yandan geçtiğimiz yıllarda 10-15 bine yakın Avustralya ve Yeni Zelandalı turistin katıldığı törenlere bu yıl ilginin çok az olması dikkat çekti. Bu yılki törenlere yaklaşık bin 500-600 kişi civarında Avustralya ve Yeni Zelandalı katılırken bu sayının ilk kez bu kadar düşük olması herkesi şaşırttı.
GÜVENLİK EN ÜST DÜZEYDEYDİ
Öte yandan Anzak törenlerinin yapılacağı Gelibolu Yarımadası’nda güvenlik önlemlerinin en üst düzeyde olması dikkat çekti. Yaklaşık bin 500 jandarma ekibinin görev yaptığı bölgede tören alanına giriş çıkışlarda adeta kuş uçurtulmazken, denizden de Sahil Güvenlik ekiplerini önlemlerini aldı.
(HABER: Ayhan ÖNCÜ/ÇANAKKALE)
(Haber Kaynak ve Aktif Link Gösterilmeden İzinsiz Alınıp Yayınlanamaz)