YUKARI ÇIK

Çanakkale Travel
Çanakkale Travel

Ahmet Özhan’a Fahri Doktora Ünvanı Verildi

04 Mayıs 2013 tarihinde eklendi

Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi tarafından Klasik Türk Müziğine besteleriyle yapmış olduğu sanatsal hizmetlerden ve geleneksel sanat müziğini koruyarak gelecek kuşaklara taşınmasına yaptığı katkılardan dolayı Klasik Türk Sanat Müziği bestecisi ve solisti Ahmet Özhan’a fahri doktora unvanı verildi.Troia Kültür Merkezi’nde gerçekleşen törene Vali Vekili Hüseyin Kulözü, Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi (ÇOMÜ) Rektörü Prof. Dr. Sedat Laçiner, Çanakkale il protokolü, kurum ve kuruluş temsilcileri, çok sayıda akademik, idari personel ile öğrenci katıldı. Tören öncesi Ahmet Özhan, Rektör Prof. Dr. Sedat Laçiner’i makamında ziyaret etti. Saygı duruşu ve İstiklal Marşı ile başlayan tören Grup Sırname’nin müzik dinletisi ile devam etti. Müzik dinletisinin ardından ise Rektör Prof. Dr. Sedat Laçiner bir konuşma yaptı. Rektör Laçiner konuşmasında şunları söyledi: “Üniversiteler eğitim veren ve bilimsel faaliyetlerde bulunan yerler olduğu kadar, standart koyan ve o standartlara göre kişilerin yeterliliklerini de teyit eden kurumlardır. Dört yıllık lisans eğitiminin sonunda verilen diploma, yetki diplomasıdır. Yüksek lisans da ise yüksek yetkiye sahip olursunuz. Lisans diplomasına sahipseniz bir işte çalışabilirsiniz. Doktora ise kişiyi filozof yapar. Doktora dediğimiz derece, bir alanda söz sahibi yapar kişiyi. Bu konuşabilirlik yetkisini şahıs üniversite gibi kurumlardan alabileceği gibi hayatın içerisinde profesyonel çalışma alanında göstermiş olduğu performans, oraya yapmış olduğu katkı ile de sağlayabilir. Bir avukat, bir ses sanatçısı, bir sporcu illa bir üniversitede bu katkıyı vermek zorunda değildir. Fahri doktora, fahri yüksek lisans, fahri profesörlük gibi unvanlar bu maksatla konulmuştur. Üniversitelerin üniversite dışında, yetkinliğini alanında kanıtlamış olan kişilerin bu donanımlarını teyit etmesi maksadıyla konulmuş bir unvandır. ÇOMÜ de belli bir alanda eğitime, bilime, Türkiye’ye, genel insanlığa üstün hizmetleri olmuş, bilime faaliyetleri ile görüşleri ile kayda değer bir katkı sağlamış, bir disiplinin uygulanmasında geliştirdiği yöntem ve usulleri ile yenilikler getirmiş kişilere mevzuatta belirtilen şartlar yerine getirilmek kaydıyla fahri unvanlar vermektedir. Sayın Ahmet Özhan bu şartları fazlasıyla yerine getirmiş Türk sanatının abide isimlerinden bir tanesidir. Türk kültürünün korunması ve geliştirilmesinde büyük katkıları bulunan Sayın Ahmet Özhan’a ÇOMÜ Senatosunun oybirliği ile aldığı karar doğrultusunda fahri doktora unvanı verilmesi kararlaştırılmıştır. Bu karar ile birlikte Sayın Ahmet Özhan’da ÇOMÜ bilim, eğitim ailesinin bir parçası oluyor. ÇOMÜ olarak insanımızın, sanat dünyasının, Türk milletinin kalbinde zaten her türlü unvanı almış olan bir ismi burada konuk ediyoruz. Kendisine kalbimizde zaten mevcut olan bir dereceyi, unvanı kâğıda da dökerek, cübbeye de dönüştürerek takdim etmek için buradayız”. Rektör Laçiner’in konuşmasının ardından ÇOMÜ İletişim Fakültesi tarafından hazırlanan ve Ahmet Özhan’ın özgeçmişini aktaran kısa film izlendi. Sonrasında ise ÇOMÜ Senatosu tarafından alınan fahri doktora kararı Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Şükriye Aras Hisar tarafından okundu. Kararın okunmasının ardından ÇOMÜ akademik kıyafeti Ahmet Özhan’a takdim edilerek giydirildi. Salonda bulunanlar cübbenin takdimine ayağa kalkarak şahitlik ettiler.  Ahmet Özhan’a Fahri Doktora Beratı ve ÇOMÜ kimliği Vali Vekili Hüseyin Kulözü ve Rektör Prof. Dr. Sedat Laçiner tarafından takdim edildi. SAhmet Özhan, törenin ardından bir konuşma yaptı. Özhan, yaptığı konuşmada şunları söyledi: “Bir insanın yaşayabileceği en büyük onurlardan birini yaşıyorum. Kendimi çok talihli hissediyorum. Bütün bunların yaratıcısı Cenab-ı Hakk’a sonsuz hamd ü sena ediyorum. Üniversite insanlara yeterlilik veren, hayata dâhil olmalarını sağlayan en değerli kurumlardan biri. Böyle bir şerefi üniversiteniz bana tebliğ ettiği için Rektörümüz başta olmak üzere bütün senato üyelerine kalbi teşekkürlerimi, şükranlarımı arz ederim. Bendeniz 45 yılı bulan profesyonel sanat hayatımda ancak ekmeğini yediğim, suyunu içtiğim, havasını soluduğum, canımdan çok sevdiğim ülkemin kültürüne hizmet etmek için yaşarım. Bu musiki dalında temayüz etti. Bizim musikimiz bu topraklarda yaşayan 2000 yıllık devlet geleneği olan, Cumhurbaşkanlığı forsunda 16 yıldızı taşıyan, yani 16 entelektüel yapının oluşmasını başarmış ve dönüştürmüş olan Türk milletinin duygu ve düşüncelerini en estetik, en latif bir şekilde açığa çıkartan sanat dalıdır. Burada dışsal ya da içsel bütün yapılanmışlıklarınızın ifade edilmesi söz konusudur. Bir milletin musikisine baktığınız zaman o milletin karakterine varabilirsiniz. Musiki beşikten mezara bir olaydır. Anne karnında dünyaya geliriz kulağımıza ezan okunur melodisi vardır. Annemizin kucağında, ayağında sallanırız ninni dinleriz hicaz makamındadır. Hayatın bütün sürecinde musiki vardır. En son durağımız olan kabrimize koyarlar, yine başucumuzda Kur’an-ı Kerim okurlar melodisi vardır. Musiki böyle aziz bir elemandır.  Bu şekilde yaklaşmak, bu şekilde araştırmak, bu şekilde hissetmek ve bu şekilde icra etme söz konusu olduğu zaman her iş gibi musikiyi icra etmek bir ibadettir."

1.521 kez okundu