YUKARI ÇIK

Çanakkale Travel
Çanakkale Travel

Meksika'da Bir Çanakkale Aşığı

01 Temmuz 2013 tarihinde eklendi

Tam 45 yıl önce Çanakkale’den ayrılmış Eliya İstroti. Çanakkale’de doğmuş. 21 yaşında çok sevdiği doğup büyüdüğü Çanakkale’den ayrılarak çalışmak için İstanbul’a gitmiş. Ardından da daha iyi koşullarda yaşamını sürdüreceğine inandığı Meksika’ya yerleşmiş. Her ne kadar Meksika’ya yerleşse de Çanakkale’den kopamamış. Çanakkale’den binlerce kilometre uzaklıktaki Meksika’da yaşamasına rağmen doğduğu bu toprakları unutamamış. “Çanakkale” kelimesini duyunca her seferinde “Cennet” kelimesini söylemiş. Meksika’da adeta Çanakkale’nin tanıtımını yapan, bizden biri o. Yıllar önce  çekilen eski fotoğrafları eline alınca Çanakkale’yi unutamıyor Eliya İstroti.. Çanakkale’de yaşayanlara da şunu söylüyor :“Hayatta huzurlu ve sakin bir yer aramanıza gerek yok. Zaten o elinizde var. Onu güzelliği ile koruyun. Paranın rengi için değiştirmeyin.” Meksika’da yaşamını sürdüren Çanakkaleli Eliya İstroti’yi “bir röportaj ile sizlere tanıtmak istedik. İşte o  özel röportaj….

ÖZEL RÖPORTAJ: AYHAN ÖNCÜ / ÇANAKKALE

E-Mail: info@canakkaletravel.com

* Bize kendinizi tanıtır mısınız?
1949 senesinde Namık Kemal Mahallesi Arap İbrahim Paşa Sokak 84 numaralı evde doğdum. Şimdi bu adres bile yok galiba. Bütün çocukluk günlerimde okul yaşına kadar hep bu sokaklarda Musevi ve Müslüman 15 arkadaş kardeş gibi hiç bir fark gözetmeden oynardık.Tabii bazen aramızda küçük kavgalar olurdu. Ama bu kavgalar kısa sürede tatlıya bağlanırdı. Okulda pek başarılı olmadığım için zorluk çektiğimi söyleyebilirim. Bu sebeple de 5 senelik okulu 7 senede zor bittirdim .Onun içindir ki benim yasımda olan herkesle okulda arkadaştım…
* Hangi yıllar arasında Çanakkale’de yaşadınız?
Ben askerlik yaşıma kadar Çanakkale’de yaşadım ve oradan askere gittim
* Çanakkale’den kaç yılında ayrıldınız?
Çanakkale’den 1970 senelerinde ayrıldım. Bunun sebebi de İstanbul’da iş imkanlarının fazla olmasıydı. Çanakkale’den İstanbul’a gittikten sonra da orada iş buldum ve çalışmaya başladım, ardından da evlenerek yuva kurdum.
* Genelde Çanakkale’den giden Museviler İsrail ve ABD gibi ülkelere yerleştiler. Siz niçin Meksika’yı seçtiniz?
Türkiye’den başka bir ülkeye gitmeyi düşündüğümde konuşmak ve anlaşmanın daha kolay olduğunu düşündüğüm için Meksika’yı seçtim. Orada da Museviler var.
* Çanakkale’den ayrılırken ne gibi duygular hissetiniz. Bundan bahsedebilir misiniz?
1970’li yıllarda, yani Çanakkale’den ayrıldığım yıllarda daha genç olduğum için kendime yeni bir hayat kurmak hevesi vardı. Onun için pek hislerim belli olmuyordu. Ama şimdi tabi ki seneler sonra Çanakkale hatıralarım çok ağır basıyor. O yılları hatırladıkça çok duygusal anlar yaşıyorum.

"1950'Lİ 1960'LI YALLARDA ÇANAKKALE'DE ÇOK SAYIDA PALAMUT DEPOSU VARDI"

* Yıllarca Çanakkale’de yaşadınız. Bize 60’lı yıllardaki Çanakkale’yi anlatabilir misiniz? O yıllardaki Çanakkale nasıldı? İnsanlar ve Çanakkale’nin genel durumumu hakkında bilgi verir misiniz?
Her zamanki gibi Çanakkale sakin ve emekli hayati olan bir şehirdi. O zamanlar bir AKFA Fabrikası vardı. Birde palamut ağacından yapılan bir madde var ki, galiba ona pirina denirdi. Ayakkabı boyası gibi bir şey yapılırdı. Çanakkale merkezde çok sayıda palamut depoları vardı. Sarıçay kenarındaki bölgede bu palamut depoları bulunurdu. Halkın çoğu esnaflık yapardı. Herkes kendi halinde yaşardı. Evler tek katlı ve kiremit çatılı olurdu. Caddeler geniş ve herkesin rahatlıkla yürüyebileceği bir ortamdaydı. Araçlar pek olmadığından yollarda huzur içinde yürünebilirdi.Şimdi maalesef öyle değil. Cadde ve sokaklarla adım atacak yer yok. Her yer araçlarla dolu.
* Çanakkale iken yaşadığınız anılardan birkaç örnek vermemiz mümkün mü acaba?
Ben okulu çok sevmediğimden devamlı babamın yanında olurdum. Bizler Çanakkale- Gelibolu ambarını kurmuştuk. Gelen malları o zamanın atlı arabaları ile dağıtırdık. Onun içindir ki bütün arabacılar ve eski iskeledeki taşıyıcılar bizleri tanırlardı. Babama “Sarı İsrael” derlerdi. Benim hayatım Yalı Çarşısında geçti. Oranın esnafını ve oradaki herkesi tanırdım. Eski balıkhane ve Gümrük İskelesi civarındaki Yalova Lokantası, Şehir Lokantası, Bahri Şerif Kahvesi, Binbir Çeşit gibi yerler halen gözümün önünde… Bizim yazıhanemiz şimdiki Limanı Otel’in (Eski Bakır Otel) olduğu yerde idi. O bina o zamanlar çok eski bir binaydı. O zamanlarda bizde telefon olduğu için zaman zaman telefonla arananlar görüşme yapmak için bize gelirlerdi. Yine o günlerde Rahmetli Alı Dalyancı öğlen üzeri geldi ve bana çok kızarak bağırdı. Ben ne olduğunu anlamadım. Rahmetli Ali beyin yanında çalışan ve  Yalı esnafının ona “Patagonya Kralı” dedikleri kişiyi telefonla arayan esnaflar kendisi ile dalga geçiyorlarmış. Çalışanının sık sık aranıp bizim işyerimizdeki telefondan konuşturulmasına kızan Ali Dalyancı bana öyle bir bağırmıştı ki halen o sesi kulağımdan çıkmaz…..
* Eski Çanakkale’de, yani bundan yaklaşık 50-60 yıl önce komşuluk ilişlerinden bahseder misiniz? O yıllarda Musevilerle Türkler arasındaki arkadaşlıklar nasıldı?
O zamanlar herkes birbirini tanırdı. Çünkü eski Çanakkale çok küçük bir yerleşim birimiydi. Şimdi herkes dışarıdan geldi. Çanakkale yeni nesil gibi oldu Eski Çanakkale’de  hiçbir ayırım olmazdı. Herkes birbirine yardım ederdi. Bir hastalık ve zorluk yaşadığında herkes birbirinin yardımına koşardı. Çok iyi hatırlıyorum ben ve abim hasta olduğumuz zaman rahmetli Fatma Nine biz iyileşelim diye gelir bizi okur ve moralimizi düzeltirdi. Mahallede pişi yaptıkları zaman bize yollalardı. Bizde hamursuz zamanı bütün mahalleye dağıtırdık.
* Sizlerin Çanakkale’de yaşadığı belirli mahalleler vardı. Özellikle Sarraflar Caddesinin arka kısmı ile eskiden İstiklal İlkokulu olarak kullanılan şuan ise İmam Hatip Lisesi olan yerin karşı kısımlarında Musevilerin evleri vardı. Yani şu anki Havranın bulunduğu bölgeler. Şuan o evlerin büyük kısmı maalesef harap halde. O zamanlar yaşadığınız bu evlerin bulunduğu bölgeler ile ilgili bize bilgi verebilir misiniz?
Evet çoğu aşağı yukarı 2 ve 3 mahalle arasında kalırdı. Bunun nedenini bilmiyorum. Çoğu evler o zamandan beri eski idiler. Bizim oturduğumuz ev dedemden kalma ve dolma denilen bir şekilde yapılmıştı. Yaklaşık 100 yıllıktı. Çünkü çok zenginlik yoktu. Herkes esnaf olduğu için hayat zordu. O evlerde yıllarca oturduk.
* Çanakkale’deki eski Musevilere ait evlerin bir kısmı maalesef şuan harap halde. Bunları gördükçe üzülmüyor musunuz? Bunlara sizce neden sahip çıkılmıyor ?
Bu evlerin çoğu satılmış olması lazım. Niçin halen böyle terk edilmiş durumda bilmiyorum?

"O YILLARDA ESNAFLARIN ÇOĞU MANİFATURACIYDI"

* Sanırım bundan 50-60 yıl önce sinemalar Çanakkale’de çok ilgi çekermiş. Çanakkale’de o yıllardaki sinema kültüründen de söz etmeniz mümkün mü acaba? O yıllarda hangi sinemalar vardı? Bunlar nerelerdeydi?
Evet bu sinemaların en yenisi EMEK Sinemasıydı. Bunun dışında Belediye Sineması, İpek Sineması da vardı. Yazlık sinemalarda film seyrederken adeta o yıllarda halk buralara akın ederdi. Çok kalabalık olurdu. Tek eğlencemiz bu sinemalardı. Zaman zaman buralarda konserler de verilirdi. Hatta bir zaman konser öncesi Orhan Boran gelmiş bir program yapmıştı
*Çanakkale’de çok sayıda Musevi esnaf vardı. Sayıları günden güne azaldı ve neredeyse yok oldu diyebiliriz. O yıllardaki Musevi esnaflar hakkında da bilgi verebilirsiniz? Nerelerde kimler vardı? Sizin hatırladıklarınızı söyleyebilirseniz sevinirim. Örneğin Çarşı caddesinde, Aynalı çarşının bulunduğu bölgede, Helvacılar Sokağında hangi Musevi esnafları vardı? Birde tahta köprünün bulunduğu bölgede de çok sayıda Musevi esnafın Çanakkalelilere hizmet verdiği biliniyor. Bundan da  bahsedebilir misiniz?
O zamanlarda eski esnafların çoğu manifaturacı idiler. Çoğu zamanla yaşlandılar. Bir kısmı öldü, bir kısmı da Çanakkale’den ayrıldılar. Manifaturacı Kemal Amira, Bursalı Mayir Varonlar, Makaraci Mişon, Tuhafiyeci Leviler, Pensolar, İplikci Pepo Azuz, Gömlekçi Mordo bunlardan bazıları. Bunların çoğu rahmetli oldu. Gömlekçi Mordo Şekerci Tekin’in yani başında idi. Arasında da bir terzi vardı. Ben gömlekçinin yanında bir süre çalıştığım için Rahmetli Tekin Beyi çok iyi tanırdım.
* O yıllarda “Mekor Hayim Sinagog”unda (Havra) ibadetinizi yapıyordunuz. Bundan biraz bahsedebilir misiniz? Musevilerin oturduğu evlere yakın bir bölgede yer alan Sinagog o yıllarda sanırım cemaatinin fazla olması sebebiyle kalabalık oluyordu?
Çanakkale’de  yer alan Havra evlerimizin çok yakınındaydı. Evlerimiz ile Havra arasındaki mesafe çok azdı. En çok Cumartesi günleri Havra daha kalabalık olurdu. Cumartesi günü bizde çalışmak günah olduğu için bütün esnaf  ve babamın arkadaşları Yalı Kahvesine gelir, orada vakit geçirirdi. Cumartesi günü çalışmak günah olduğundan manifaturacıların bulunduğu cadde de kapalı olurdu.
* Çanakkale’de çekilen eski fotoğraflara bakarken neler hissediyorsunuz. Yıllarca burada kalmış ve ardından buradan ayrılmış biri olarak bunu sormak istedim..
Kendimi bir mezarlıkta eski dostlar arasında üzgün hissediyorum. Şimdi bir Çanakkaleliye  “Sen Tatar Fevzi’yi, Manav Şevket Cakar’ı, Toptan Bakkaliye Hafiz Cahit’i, Kırtasiyeci Zalih Zeki Kardeşler’i, Nacar saatlerini tamir eden kardeşleri, Fırıncı Nesim’i, Eski şarapçıları, Sekerci Pazi Kardeşleri ve Şişeci Moyiz Kardesleri tanıyor musun?” desen kim tanır?  Eskiden Kurşunlu Camisinin karsısında deve semeri yapanı, cami karsısındaki eskicileri ,lehim yapanları tanırlar mı? Eski fotoğraflara bakarken işte ben o o anları yaşıyorum..
* Çanakkale’den göç eden diğer Musevi yakınlarınız ve arkadaşlarınızla görüşme fırsatınız oluyor mu?
Bizler Çanakkale’nin son nesliyiz. Çünkü bizden sonra doğanlar artik İstanbul’da doğdukları için bizleri tanımazlar. O yıllardan kalan bazı arkadaşlarımızla bazen internet üzerinden görüşme fırsatı buluyoruz.
* Eski Çanakkale’de en çok neyi özlüyorsunuz ve yeniden o yıllarca dönmek isteseniz neyi yeniden yaşamak isterdiniz?
O biraz romantik olur. Sen bana o eski zamanı, aramızdan ayrılanları geri getiremezsin ki.. Hersey yıkıldı, yeni bir düzen kuruldu. Artık zaman her şeyi yedi, bitirdi..

"ÇANAKKALE'NİN KIYMETİNİ BİLİN"

* Yıllar önce Çanakkale’den ayrıldınız. O yıllardan sonra Çanakkale’ye hiç gelip görme fırsatınız oldu mu? Eğer geldiyseniz veya çeşitli kaynaklardan şu anki Çanakkale’nin fotoğraflarını gördüyseniz eski Çanakkale ile şu anki Çanakkale’yi nasıl buluyorsunuz? Eski Çanakkale mi daha iyiydi, yeni Çanakkale mi?
Oğlumun askerlik kağıtlarının işlemlerini yapmak için yıllar önce Çanakkale’ye geldim. Askerlik Şubesi bizim evin hemen arka sokağındaydı. Öyle hatırlıyordum. Geldiğimde elimle koyacak gibi orasını bulacağını zannediyordum. Bunda yanılmışım. Çanakkale çok değişmiş. Kapısında nöbetçi askeri görmesen Askerlik Şubesinin yerini bulamayacaktım. Hergün o yoldan geçen İstiklal İlkokulu’na giderdim…
* Meksika’yı bırakıp yeniden Çanakkale’ye gelip burada yaşamak ister miydiniz?
35 sene aradan sonra imkansız bir olay bu. Sizlerin sayesinde eski hatıralar canlanıyor ve eskiye doğru bir yolculuk yapıyorum.
* Buradan bu yazıyı okuyan Çanakkalelilere son mesajınız ne olacak. Onlara neler söylemek istersiniz?
Hayatta huzurlu ve sakin bir yer aramanıza gerek yok. Zaten elinizde o var. Onu güzelliği ile koruyun. Paranın rengi için değiştirmeyin.
TEK KELİME SORULARA CEVAPLAR
Çanakkale
– Cennet
Dostluk – Çanakkale
Eski – Hatıralar
Fotoğraf – Anılar
Vazgeçilmeyen –Peynir Helvası
Huzur – Çanakkale
Mesafe – Çok uzak
Meksika – Alın Yazısı
Arkadaş – Şayet hakiki ise
Türkiye –  İnşallah düzelir
Feribot –Kilitbahirlilerin icadı

Etiketler : Eliya İstroti , Meksika , sinagog
6.148 kez okundu