YUKARI ÇIK

Çanakkale Travel
Çanakkale Travel

Çanakkale’de 8 Bin Yıllık Bir Yerleşim “COŞKUNTEPE”

Çanakkale’nin Ayvacık İlçesine bağlı Bademli Köyü sahilinde bulunan Neolitik Çağ yerleşim birimi olan “Coşkuntepe” 8 bin yıl öncesine ait tarih izlerini taşımaya devam ediyor.

01 Mayıs 2016 tarihinde eklendi

Coşkuntepe Çanakkale İl merkezinin güneyinde, Ayvacık İlçesi'nin güney-güneydoğusunda, Bademli Köyü'nün 3 km. güneybatısında yer alan Milattan Önce 6000 yıllarına ait bir yerleşmedir. Yerleşme, Ege Denizi'ne ve Midilli Adası'na dönük dik bir yamaç üzerindeki kayalık yükselti üzerindedir. Denizden yüksekliği 230 metredir. Polymedion Antik Kentine çok yakın konumdadır. Denizden 1,5 km. içeride olan yerleşmenin üç tarafı yamaçla çevrili olup sadece kuzey kesimden yaklaşma vermektedir. Bu haliyle savunmaya elverişli bir konumdadır. Yüzeydeki çanak çömlek dağılımına göre 100 metrekarelik bir alana yayılmış olduğu düşünülmektedir. MÖ 6000 dolaylarına tarihlenen neolitik yerleşme, Batı Anadolu'nun en batısında yer alan Neolitik Çağ yerleşmesi olarak görülmektedir.

Yerleşme, Gülpınar'daki Apollon Smintheus tapınağı kazıları sırasında Prof. Dr. Coşkun Özgünel tarafından saptanmıştır. Yerel bir adı olmayan yerleşmeye çanak çömlek buluntularını inceleyen Alman arkeolog Jürgen Seeher tarafından Coşkuntepe adı verilmiştir. Bu araştırmalardan daha sonra Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi Arkeoloji Bölümü'nden Prof. Dr. Turan Takaoğlu tarafından 2004-2005 yıllarında yüzey araştırmaları yapılmıştır.Turan Takaoğlu'nun çalışması, özellikle kıyı bölgelere yerleşen neolitik toplulukların doğal çevreye uyumda ne tür modeller geliştirdiklerini anlamaya yönelmiştir.

TABAKALANMA

Yüzey araştırmaları yerleşmenin, Geç Neolitik Çağ, Roma ve Helenistik Dönem'de yoğun, Kalkolitik Çağ, Erken Tunç Çağı ve Orta Tunç Çağı'da daha seyrek bir iskan gördüğünü sonucuna varılmıştır.

BULUNTULAR

Neolitik Çağ çanak çömleği tümüyle aynı hamurdan, organik katkı içermeyen, fakat hamurunda minik taşçıklar olan mal grubudur. Çoğunluğunun içi ve dışı açkılıdır. İnce bir astar görülür ama boya bezeme yoktur. Renk olarak koyu kırmızı, kırmızımsı kahverengi, sarımsı kırmızı renkler kullanılmıştır. Şekil olarak kalın dudaklı, içe dönük ağızlı kaseler çoğunluktadır. Dik kenarlı ve S profillli çanaklar yanında az sayıda tabak bulunmuştur. Çanak çömlek buluntuları arasında yer alan tek renkli kırmızı astarlı ve perdahlı basit geniş karınlı, S profilli çanak çömlekler, dik ya da hafif içe dönük ağızlı çanaklar, dudak üstü düz kesilmiş profilli kaplar, kalınlaştırılmış dipler, halka kaideler, dikine ip delikli tüp ve yumurta tutamaklar, Göller Bölgesi çanak çömleği ile benzerlik göstermektedir.

Ele geçen bir kil damga mühür parçası, Kuzeybatı Anadolu için daha önce bilinmeyen bir buluntudur. Kil damga mühürlerin varlığı Göller Bölgesi'nde Bademağacı Höyüğü, Konya bölgesinde Çatalhöyük, İzmir bölgesinde Ulucak Höyük ile Dedecik - Heybelitepe'de tanınmaktadır. Çoşkuntepe'de ele geçen kil damga mühürün en yakın örneği Macaristan'daki Körös-Starcevo Kültürü'nün Erken Neolitik yerleşimlerinde görülmektedir.

Yontmataş olarak çakmaktaşından yapılmıştır. Yüzeyde normalden fazla atık bulunmasına dayanılarak yontmataş alet üretiminin yerleşmede yapıldığı söylenmektedir. Bununla birlikte obsidiyen alet az sayıda bulunmuştur. Buna dayanılarak dışarıdan getirildiği düşünülmektedir.

Neolitik Çağ yerleşmesi için bir tarihleme yapmak zordur. Bunda, yakın civarda kazısı yapılmış ve tabakalanması belirlenmiş bir yerleşmenin olmaması da etkendir. Çanak çömlek buluntularının Fikirtepe Höyüğü, Demircihöyük, Hacılar Höyük ve Çatalhöyük'le benzerlik gösterdiği belirtilmektedir.

Turan Takaoğlu'nun yürüttüğü yüzey araştırmalarında yüzeye eşit olarak dağılmış 800 çanak çömlek parçası ile 900 çakmaktaşı alet toplanmıştır

DEĞERLENDİRME VE TARİHLENDİRME

Neolitikleşme süreçleriyle ilgilenen arkeologlar, iç kesimlerdeki verimli ovalarda kurulan yerleşmelerle kıyı bölgelerindeki yerleşmelerin Neolitikleşme Süreci'nin, benimsedikleri geçim ekonomileri yönünden farklı olup olmadığını bilmek istemektedir. Verimli ovalarda tarıma dayalı bir geçim ekonomisi varken kıyı bölgelerde alternatif geçim ekonomilerinin geliştirilip geliştirilmediği, bu konuda önemli bir sorudur. Coşkuntepe yerleşmesinin yakın çevresinde tarım için elverişli arazi yetersizdir. Bunun sonucu yerleşme Neolitikleşme Süreci'nde farklı, alternatif bir ekonomi geliştirmiştir.Tarıma uygun olmayan bu bölgenin seçilmesinde yakın civarda bolca bulunabilen andezit ve bazalt kayaçların rol oynamış olduğu ileri sürülmektedir. Araştırmalarda ihtiyacın çok üstünde öğütme taşı üretilmiş olduğu anlaşılmaktadır.Yerleşmenin kuzey ve batı yamaçlarında öğütme taşlarının üretildiğine işaret eden buluntular vardır. Örneğin tamamlanmamış örnekler, hatalı üretimler, yonga parçaları ve bunları üretmekte kullanılan sap yivli baltalar ve el çekiçleri türünden taş aletler gibi. Coşkuntepe topluluğunun bu tarım dışı ürünlerini, iç bölgelerdeki tarımcı topluluklarını tarım ürünleriyle takas ettikleri, geçim ekonomilerinde bu takasın belirli bir yer aldığı düşünülmektedir.Diğer yandan deniz ürünlerinden yararlandıklarını gösteren, çok sayıda deniz kabuğu gibi buluntular da vardır.Bununla birlikte Coşkuntepe yerleşiminin geçim ekonomisinin tarım ve balıkçılıktan çok öğütme taşı takasına dayandığı ileri sürülmektedir.

Coşkuntepe çalışmalarının arkeolojiye sağladığı diğer bir kazanım da öğütme taşı üretim tekniği konusunda edinilen bilgilerdir. Buluntulardan hareketle, öğütme taşlarının dört farklı aşamadan geçerek üretildiği anlaşılmaktadır. İlk aşamada seçilen parçanın düz yüzeyi esas alınarak alt ve yan yüzeylerden büyükçe yongalar çıkarılır ve köşeler yuvarlatılarak oval bir biçim alması sağlanır, böylece bir taslak elde edilir. Bu sırada kırıldığı için olduğu gibi bırakılan parçalar, bu üretim aşaması hakkında bilgi vermektedir. İkinci aşamada bu taslak, muhtemelen sivri nokta uçlu çekiçlerle çekiçlenerek geniş yonga izleri giderilmektedir. Üçüncü aşamada çekiçlemeye karşın yüzeyde kalan yüksek çıkıntılar giderilmektedir. Son aşamada ise sürtme yöntemiyle son şekil verilmektedir. Ele geçen çok sayıdaki tek ya da çift yüzlü el taşları muhtemelen bu iş için kullanılmakta idi.

(KAYNAK: Prof. Dr. Turan Takaoğlu)

5.854 kez okundu